“İslam’a hizmet edenler arasında kardeşlik gerçekleşmediği takdirde İslam’a hizmette başarılı olunamayacaktır. Kardeşliği bozanlar, İslamî hizmete büyük bir darbe vurduklarını unutmamalıdırlar.”
Alparslan Kuytul Hocaefendi
Asırlardır Tevhid’in hâkim olmayışından kaynaklanan dağılmışlığın yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Batılılaşma anlayışının öngördüğü yeni insan modeli, ümmetimizi “kardeşlik” kavramından uzaklaştırma amacına yönelik de olmuştur. Hem kokuşmuş sistemlerdeki ayrımcılığa hem de Ümmet-i Muhammed’in kendi içindeki bölünmüşlüğe ve ötekileştirmeye alternatifimiz “Tevhid ve Adalet” temelleri üzerinde şekillenecek olan “kardeşlik” dünyamızdır.
Birlik ve beraberlik, kardeşlik ve dayanışma Müslümanlar için üzerinde dikkatle durulması gereken önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Kulluk bilincimiz, kardeşlik bilinci olarak yansımıyorsa orada problemli bir kulluk var demektir. Bu sebeple kul kardeşler ve kardeş kullar ayrılmazlığı altı çizilmesi gereken önemli bir konu olmuştur. Bu duruma bağlı olarak 2020-2021 yılının hedefini “Kardeşlik ve Dayanışma” olarak belirleyen Furkan Gönüllüleri bu hedefe ulaşmak adına birçok adım atmıştır.
Furkan Nesli olarak bizler de bu hedefe ulaşabilmek için neler yapmamız gerektiğiyle ilgili dergimizde yıl boyunca kardeşlik ve dayanışma konusuna yer verirken yazarlarımızdan Esma Ardıç Hocahanım yılın hedefi bölümünde şu konulara temas etti:
“KARDEŞLİK İMTİHANI”
Başlıklı yazıda kardeşliğin gerekliliklerini yerine getirebilmenin, kardeşliğin bedelini ödeyebilmenin, sevmenin ve sahip çıkmanın imtihanları aktarılmıştır: “Kardeşlik bir imtihandır. Sevebilecek misin kardeşini, yoksa hep kusurlarını görüp sevemeyecek misin? Sevmek imtihan olduğu gibi sevememek de bir imtihandır. Bedelini ödeyebilecek misin, ödemeyecek misin? Zor zamanlarında yanında olabilecek misin? Yalnız kaldığında yanında seni görebilecek mi? Kardeşlikle arınır kalplerimiz tüm hastalıklardan, kardeşlikle ulaşırız yüce mertebelere, huzura kavuşur yalnız ruhlarımız… Kardeşlikle bir olur, birlik olur, düşmana korku salarız. Kardeşlikle ayaklarımız sabit kalır dava yolunda, daha bir sağlam basar yere ayaklarımız. Kalplerimizden korku gider. Kardeşlikle nail oluruz Allah sevgisine ve yüce cennetlere…”
“KARDEŞLİĞİ BOZAN UNSURLAR: Gıybet”
Başlıklı yazıda kardeşliği bozan unsurlardan gıybet konusu ele alınmış ve gıybetin tanımı, hükmü, ahiretteki cezası, gıybeti tetikleyen etkenlere değinilmiştir. Gıybetle alakalı ayet üzerinden ayetin pratik uygulamaları maddeler halinde aktarılmıştır: “Bakış açısı değiştirilmelidir. ‘İnsanlar ne durumda, kimin ne kusuru var’ anlayışından, ‘Ben nasılım, ne kusurum var’ anlayışına geçilmelidir. Çünkü kendi kusurlarının farkında olan insan başkalarının kusurlarını görmez, görse de bunu gıybet ve zan konusu haline getirmez.”
“KARDEŞLİĞİ BOZAN UNSURLAR: İnat ve Münakaşa - İddialaşmak, Çekişmek”
Başlıklı yazıda insanlar arasında sıkça karşılaşılan, hepimizin zaman zaman düşmekten kurtulamadığı bir durum olan inat ve münakaşa konusu ele alınmıştır. Neden münakaşa ederiz, aramızdaki münakaşayı bitirmenin yolları nelerdir? Maddeler halinde açıklanmıştır: “Müslümanlarla aramızda ihtilaflı olan meseleleri konuşurken veya tartışırken aramızda düşmanlık meydana getirecek kadar aşırılığa kaçmamak, önce ihtilaf etmediğimiz ortak noktaları paylaşmak, konunun içerisinde sıklıkla kardeş olduğumuza değinmek, güzel cümlelerle ve samimiyetle konuşmak, delille bilmediğimiz konularda konuşmamak, nefsimizden Allah’a sığınarak ve karşımızdakini küçümsemeden konuşmak gibi birtakım kurallarla konuşmaktır.”
“KARDEŞLİĞİ BOZAN UNSURLAR: Tecessüs, Koğuculuk”
Başlıklı yazıda kardeşliği zedeleyen unsurlardan tecessüsün tanımı, uhrevi cezası, aramızda tecessüsü kaldırmanın yolları ve koğuculuk olgusuna değinilmiştir: “Hepimizin başına kınanmaktan korktuğumuz birtakım hadiseler ya da kimsenin duymasını istemediğimiz olaylar gelebilir. Ya da bazen bilmeden, istemeden hatalar yapabiliriz. Bunların peşine düşülmesini, orada burada konuşulmasını, gelip insanların bize sürekli o konuda sorular sormasını istemeyiz. Aynı şeyi kimse istemez. O halde Rasulullah’ın: ‘Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma’ esasıyla hareket ederek kimseyi hoşlanmayacağı bir duruma düşürmemeliyiz.”
“KARDEŞLİĞİ BOZAN UNSURLAR: Kibir”
Başlıklı yazıda kalbi hastalıkların en kötüsü olarak nitelendirilen kibir hastalığına ve kibrin kardeşliğe verdiği zararlara değinilmiştir: “Kibir, kişinin üstünlük sebebi olarak gördüğü tüm hasletleri kendisinin kazanmadığını, Allah vergisi olduğunu idrak etmesidir. Eğer o hasletler kendisine verilmeseydi bütün dünya bir araya gelse ve bütün çabasını harcasa yine de kazanamazdı. Kendisine güç, kudret, kabiliyet ve başarı veren Allah’tır. Öyleyse bu özellikleri başkasını ezmeye çalışmakta değil, yardımcı olmakta kullanmalıdır.”
“KARDEŞLİĞİ BOZAN UNSURLAR: Haset”
Başlıklı yazıda kalbin derinliklerinde yer alan gizli hastalıklardan biri olan haset hastalığına, hasedin kardeşliğe verdiği zarara, uhrevi cezasına ve tedavisine değinilmiştir: “Kendisi için istediği tüm güzellik ve iyilikleri kardeşi için istemeyi şiar edinmiş bir mü’min hasetten de korunmuş olur. Öyleyse kişi özellikle kimi kıskanıyorsa kendisi için istediği her iyiliği onun için de Allah’tan istemeyi adet edinmelidir. Böylelikle nefsine muhalefet etmiş olur.”
“KARDEŞLİĞİ OLUŞTURAN UNSURLAR: Muhabbet”
Başlıklı yazıda konu ile alakalı hadisten yola çıkarak muhabbetin önemine ve muhabbetin yollarına değinilmiştir. “Kalbin tamamıyla Allah sevgisi ile dolu olduğu zevki imanda tüm sevgilerde Allah rızası esastır. Kardeşini hiçbir menfaat gözetmeden, hiçbir çıkarı olmadığı halde ve hatta sevgisinin karşılığında sevgi, saygı bile beklemeden sadece Allah rızası için sevmek… Sadece menfaate dayalı sevgilerin yer aldığı günümüzde Allah için kardeşler olamamamızın sebebini muhabbet eksikliğine, muhabbet eksikliğinin sebebini de iman eksikliğine bağlamalıyız. İnancın zayıfladığı bir toplumda ne yapılırsa yapılsın toplumsal kardeşlik ruhu gerçekleşemeyecektir. Gerek bir toplumda gerek bir cemaatte kardeşlik ve dayanışmanın gerçekleşmesi için iman üzerinde durulmalıdır.”
“Kardeş olunmadığı müddetçe ümmet olunamayacak, verilen görev de yerine getirilemeyecektir. Bugün Müslümanların yeniden ayağa kalkması, yeniden kendi medeniyetlerini tesis etmeleri, dünya barışına ve medeniyetine katkıda bulunabilmeleri, bütün bunlar öncelikle kendi aralarında kardeşliği sağlamaları ile mümkün olabilecektir.”
Alparslan Kuytul Hocaefendi
* İlgili yazıların tamamına 115, 117, 118, 119, 121, 123 ve 124. sayılardan erişebilirsiniz.