Corona virüs salgını nedeniyle gündeme gelen bulaşıcı hastalıklara karşı önlem alma konusuna Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisleriyle açıklık getirelim…
Aişe Radıyallahu Anha’dan rivayet edildiğine göre, kendisi Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e taun hastalığını sormuş, O da şöyle haber vermiştir: “Taun hastalığı, Allah-u Teala’nın dilediği kimseleri kendisiyle cezalandırdığı bir çeşit azaptı. Allah onu müminler için rahmet kıldı. Bu sebeple tauna yakalanmış bir kul, başına gelene sabrederek ve ecrini Allah’tan bekleyerek bulunduğu yerde ikamete devam eder ve başına ancak Allah ne takdir etmişse onun geleceğini bilirse, kendisine şehit sevabı verilir.”1
Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem taun hastalığı ile ilgili başka bir hadiste ise şöyle buyurmaktadır: “Taun (bulaşıcı hastalık) Allah-u Teala’nın kullarından bazı insanları müptela kıldığı azap işaretidir, o halde bir yere bulaştığını/girdiğini duyduğunuzda oraya girmeyin ve ne zaman olduğunuz yere girmişse/bulaşmışsa ondan kaçmayın.”2
Sekif heyetinde cüzzamlı bir adam vardı. Peygamber Efendimiz ona elçi göndererek ‘Dön, seninle biatlaştık’ dedi.3
ALLAH’IN BİR KADERİNDEN DİĞER KADERİNE İLTİCA
Bir defasında Hz. Ömer Radıyallahu Anh Şam’a gitmek üzere yola çıkmıştı. Sarğ denilen yere geldiler. Orada Ebu Ubeyde b. Cerrah ve beraberindekilerle karşılaştılar. Bu kişiler, o bölgede görev yapan İslam ordularının komutanlarındandı. Onlar, Hz. Ömer’e Şam tarafında veba salgını olduğunu söylediler. Bunun üzerine Hz. Ömer Radıyallahu Anh durumu görüşmek üzere ensar ve muhacirden ileri gelen sahabileri yanına çağırdı. Kendilerine yola devam edip etmeme konusunda ne düşündüklerini sordu. Herkes görüşünü açıkladı. Ancak net bir karara varamadılar. Hz. Ömer Radıyallahu Anh, ‘Beni bir müddet yalnız bırakın’ dedi. Daha sonra görüşlerine itibar ettiği yaşlı ve herkesin çok değer verdiği büyük sahabilerle de istişare ederek kararını açıkladı: ‘Ben sabahleyin geriye dönüyorum, peşimden siz de gelin.’ Ebu Ubeyde b. Cerrah bu kararı uygun görmedi ve ‘Ey Ömer! Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?’ dedi. Hz. Ömer Radıyallahu Anh ‘Ey Ubeyde! Bu sözü keşke başkası söyleseydi de senden işitmeseydim. Evet biz, Allah’ın bir kaderinden kaçıyor, diğerine iltica ediyoruz. Hani sen deveyle seyahat ederken görmüşsündür; bir vadinin iki yamacı olur, bir tarafı yemyeşil diğer yanı ise kıraç ve kuraktır. Deveni yemyeşil bir yamaçta otlatman Allah’ın kaderinden değil de kıraç yerde otlatman mı Allah’ın kaderi oluyor?’ dedi. Tam o sırada Abdurrahman b. Avf Radıyallahu Anh Hazretleri yanlarına geldi ve ‘Ben, Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu işittim’ dedi: ‘Bir yerde veba salgını olduğunu işitince, oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba salgını çıkarsa, kaçmak için orayı terk etmeyin.’ Bunun üzerine Hz. Ömer Radıyallahu Anh ve arkadaşları verdikleri isabetli karardan dolayı Allah’a şükrettiler ve geri döndüler.4
Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan Corona virüsün, henüz bir ilacı bulunmazken, salgından kurtulmak isteyenlerin sadece duaya sığınmalarıyla ilgili bir yazı kaleme alan Rice Üniversitesi Sosyoloji bölümünde çalışan bilim insanı Dr. Craig Considine, “Duanın Gücü Tek Başına Corona Virüs Gibi Bir Pandemiği Durdurabilir Mi?” başlığıyla bir makale yazdı. Considine, Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu konuda farklı düşündüğünü söyledi.
Dr. Considine, İngilizceden çevrilen makalesi şöyle: “Bugünlerde sağlık çalışanları, salgınların bulaşması ve etkileri konusunda araştırmalar yapan bilim insanları büyük rağbet görüyor. Immunologist (Bağışıklık bilimi uzmanı) Dr. Anthony Fauci ve sağlık muhabiri Dr. Sanjay Gupta, hijyen ve karantina hastalığın yayılmasını engellemek için önemlidir. Hasta insanları sağlıklı insanlardan ayırma uygulamasının Covıd-19 virüsünü durdurmanın en etkili yolu olduğunu söylüyor. Salgın zamanlarında iyi hijyen ve karantinanın başka kimin tarafından tavsiye edildiğini biliyor musunuz?
Muhammed… İslam’ın Peygamberi… Hem de 1300 yıldan fazla bir zaman önce. Kesinlikle O, öldürücü hastalıklar konusunda bir uzman değildi. Buna rağmen corona virüs gibi salgın hastalıklarla mücadele ve bunları engelleme konusunda çok sağlam öğütleri vardı. Muhammed, ‘Eğer bir şehirde veba salgınının olduğunu duyarsanız oraya girmeyin. Eğer bulunduğunuz yerde veba salgını başlarsa oradan çıkmayın. Hastalık bulaşan insanları sağlıklı insanlardan ayırın’ diyor. Muhammed, aynı zamanda insanların salgın hastalıklardan korunması için onları hijyen kurallarına uymaları konusunda sürekli teşvik etmiştir. ‘Temizlik imandandır.’ ‘Uyandıktan sonra ellerinizi yıkayınız, uyuduğunuz zaman ellerinizin nereye gittiğini bilemezsiniz.’ ‘Yemeğin bereketi, yemekten önce ve yemekten sonra ellerin yıkanmasındadır.’ Bunları yapan biri hastalığa yakalanır mı? Muhammed insanlara acı çekmemeleri için daha nasıl bir tavsiyede bulunsun? O daima insanları tedavi olmaları konusunda teşvik ederdi. ‘Tedavi olunuz’ demiştir. Yine bir başka sözünde ‘Allah her hastalığın ilacını yaratmıştır’ demiştir. Belki de en önemlisi O, ne zaman mantık ile inancı dengeleyeceğini biliyordu. Son haftalarda, bazıları Corona virüsten korunmak için karantina ve sosyal mesafeyi korumanın yerine duanın daha iyi olacağını önerecek kadar ileri gittiler. Muhammed, duanın tek ilaç olarak öne sürülmesi fikrine nasıl yanıt verirdi? Bize 9. yüzyılda yaşamış İranlı bir alim olan Tirmizi tarafından ulaştırılan aşağıdaki hikâye üzerinde düşünelim:
‘Bir gün, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in yanına bir bedevi geldi. ‘Deveni ne yaptın?’ buyurdu. Köylü, ‘Allah’a tevekkül edip, kendi haline bıraktım!’ deyince; ona, ‘Önce deveni bağla ve sonra tevekkül et’ buyurdu.’ Muhammed, insanları hidayeti ve rehberliği kendi dinlerinde aramaları konusunda teşvik etti. Fakat aynı zamanda herkesin sağlığı ve güvenliği için temel önleyici tedbirler almalarını da istedi. Başka bir deyişle insanlardan sağduyularını kullanmalarını istedi.5
1. Buhari
2. Müslim
3. İbn-i Mace
4. Buhari, Tıb, 30
5. furkanhaber.net/newsweek-salgin-hastaliginin-cozumunu-muhammed-peygamber-1400-yil-once-verdi.html
