Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin “İslam’da Aile” dersinden derlediğimiz ‘Aile İçi Huzuru Sağlamada Erkeğin Hanımına Karşı Güzel Davranmasının Önemi ve Nasıllığı’ konusunu istifadenize sunuyoruz.
ERKEĞİN HANIMINA GÜZEL DAVRANMASININ ÖNEMİ
Aile yapısını muhafaza etmek hem birey hem de toplum hayatında ciddi manada önem arz etmektedir. Aile yapısını muhafaza etmenin temelinde ise aile içi huzuru sağlamak yatmaktadır. Huzurun ve karşılıklı birtakım ahlaki kazanımların elde edilmediği ailelerde sorunlar yaşanmaya devam edecektir. Bu sorunlar da sonuç olarak aile yapısının çökmesine ya da en iyi ihtimalle aile yapısında çatlakların oluşmasına sebep olacaktır.
İdeal bir ailenin hangi hususlara dikkat edilerek meydana geleceğini her konuda olduğu gibi aile olmak ve ailede huzuru tesis etmek hususunda da ümmetine örnek olan Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in nezih hayatında görmek mümkündür. O’nu örnek alanlar aile içinde hem dengeyi hem de mutluluğu sağlamış olacaktır.
ERKEĞİN HANIMINA KARŞI GÜZEL DAVRANMASINI SAĞLAYACAK OLAN ETKENLER
-
Selam Vermek
Aile içinde güzel bir diyalogun oluşması eve selam vererek girmekle başlamaktadır. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”1 buyurmaktadır. Eve girerken selam vererek girmek evde bir diyaloğun başlamasına sebep olacaktır. Daha sonra ise ilerleyen diyaloglar da güzel bir şekilde devam etmiş olacaktır.
Eve selam ile girmek, evdeki mutluluğun başlangıcıdır. Allah Azze ve Celle de Kur’an-ı Kerim’de: “Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin”2 buyurmaktadır. Selam; selamet, barış ve huzur demektir ve kişi ev halkına selam verdiği zaman aslında kendisine de selam vermiş olmaktadır çünkü o selamın güzelliği kişiye de dönmektedir. Selam, bu yönüyle kişinin kendisine de huzur vermektedir. Selam vermemek ise bir nevi cimriliktir. O halde evvela eve girerken selam ile başlamak icap etmektedir.
Peygamberimiz Hz. Enes'e: “Ey oğulcağızım! Ailenin yanına girdiğinde onlara selam ver. Selamın sana ve ailene bereket olur” buyurmuştur. Demek ki selamda böyle bir özellik ve bereket bulunmaktadır. Bereket, çoğalmak demektir. Selamın bereket olması da ailede ki huzuru çoğaltmasından kaynaklanmaktadır.
-
Güler Yüzlü Olmak
İnsanlarla konuşmaya başlarken selamla başlayan insan güler yüzlü olmayı da başarabilmektedir. Peygamberimiz: “Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabiî) bir iyiliği bile sakın küçük görme!”3 buyurmakta, başka bir hadis-i şerif de ise: “(Mü’min) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır”4 buyurmaktadır.
Sadaka verecek maddi gücü olmayan bir insan, hiç olmazsa tebessüm edebilir. Böylelikle sadaka vermiş gibi olur. Allah Azze ve Celle böylesi küçük davranışlara büyük mükâfatlar vermektedir çünkü Allah-u Teala medeni olmamızı istemektedir. Bununla beraber mü’minlerin arasında kardeşlik, muhabbet ve sevgiye dayalı bir diyalog olsun istemekte ve bu sebeple aile ve toplum içinde muhabbeti artıracak hususlara sevap vermek sureti ile bu davranışlara teşvik etmektedir.
İnsan sürekli beraber olduğu kimselere karşı tebessümü gereksiz gibi görebilmektedir. Ancak tebessüm etmemek bir müddet sonra aradaki sevgiyi azaltmaya başlayacaktır. Tebessüme en çok layık olan da önce insanın eşi, çocukları ve dava arkadaşlarıdır. Bir aile gibi olması açısından bakacak olursak cemaat içinde de tebessümü sağlamak gerekmektedir.
-
Güzel Söz Söylemek
Peygamberimiz: “Güzel söz sadakadır”5 buyurmaktadır. Tebessüm etmek, sadaka olduğu gibi güzel söz söylemek de sadakadır ve ailede huzuru sağlayan bir etkendir. Aslında birçok sorunun temelinde güzel sözün ve tebessümün olmayışı yatmaktadır ancak insanlar bunun farkına varamamaktadır. Aile içinde yaşanılan birçok sorun muhabbetin olmayışından bu da aslında güler yüz ve güzel sözün yokluğundan kaynaklanmaktadır.
-
Şakalaşmak
Erkekler hanımıyla şakalaşmalıdırlar. Peygamberimizin hayatına baktığımızda hem arkadaşlarına hem de mübarek hanımlarına şaka yaptığını görmekteyiz. Efendimiz çıktığı seferlerden birinde yanına Hz. Aişe annemizi de almıştı. Orduya ilerlemelerini emir buyurduktan sonra hanımına “Yarış yapalım mı ey Aişe?” diye sormuş ve yarış yapmışlar, yarışı da Hz. Aişe kazanmıştı. Yıllar sonra yeniden yaptıkları yarışta Peygamberimiz Hz. Aişe’yi geçmiş ve “Geçen sefer sen beni geçmiştin. Şimdi ödeştik” diyerek şakalaştığı hadise birçok kişi tarafından bilinmektedir.
-
Eşine Değer Verdiğini Hissettirmek
Selam vermek, güler yüzlü olmak, güzel söz söylemekten sonra bir de eşler birbirine değer verdiklerini hissettirmelidirler. Eşine değer vermek ve bunu hissettirmek de evde mutluluğun sağlanmasındaki temel etkenlerdendir. Ayrıca Allah insanı şerefli yaratmıştır. Dolayısıyla hanımlar eşlerinden değer görmek istemektedirler.
EŞİNE DEĞER VERDİĞİNİ GÖSTERMENİN YOLLARI
Kadınların en çok rahatsız olduğu hususlardan birisi eşinin kendisine değer vermemesi veya değer veriyor olsa bile bunu hanımına göstermemesidir. Bir erkek hanımına değer verdiğini hissettirmelidir. Eşine değer verdiğini göstermenin birçok yolu bulunmaktadır.
Eşinde gördüğü güzel halleri hanımına anlatması eşine değer verdiğini göstermesidir. Bununla beraber eşi ile istişare etmesi erkeğin hanımına, onun fikirlerine değer verdiğini göstermektedir. Erkekler hanımlarını hor görmemeli, onların fikirlerini almalıdır. Birçok erkeğin karısı, zannettiği gibi cahil veya kendisinden geride değildir ancak böyle olsa bile hanımı ile istişare etmesi hanımının düşünmesini, okumasını ve böylelikle kendisini geliştirmesini sağlayacaktır.
Hanımınıza değer verdiğinizi hissettirmenin bir yolu da onu dinlemenizdir. Peygamberimiz yüksek makamına rağmen birisi konuştuğu zaman onu sözünü bitirene kadar yüzüne bakarak dinlerdi. Bir adamın karısı konuşurken karısının yüzüne bakmaması, hal dili ile onu dinlemek istemediğini belli etmesi onu aşağılaması demektir. Belki birçok kişi farkında değil ama bazı küçük şeyler birikerek büyümekte ve zamanla eşler arasında ki sevgiyi, muhabbeti darmadağın etmektedir.
Sonuç olarak vardığımız nokta, İslam’ın mutlu bir ailenin meydana gelmesine verdiği önemin oldukça büyük olduğudur. Çünkü toplumun küçük şekli ailedir ve bir toplumda aileler mutluysa o toplum güçlü bir toplum olmayı başarmış demektir. Allah ve Rasulü de güçlü bir toplumun meydana gelmesini ve İslam toplumunun güçlü bir toplum olmasını istemektedir. Toplumun güçlü olması da diyaloğun sağlıklı olduğu ailelerin varlığı ile mümkün olacaktır.
- Müslim, İman, 93-94
- Nur, 61
- Müslim, Birr, 144
- Tirmizi, Birr, 36
- Buhari, Edep, 34