Geçen ay evlilik görüşmesi esnasında tarafların birbirleriyle konuşabilecekleri konuları ve sorabilecekleri soruları ele almıştık. Bu ay da gerçekleşen görüşmeden sonra verilecek olan kararın nasıl yapılması gerektiği hakkında bilgilendirme yapacağız.
EVLİLİK GÖRÜŞMESİNDEN SONRA NASIL KARAR VERİLMELİDİR?
Evlilik görüşmesi daha evvel de belirtildiği üzere karşıdaki kişi hakkında kısa bir ön bilgi sahibi olmak içindir. Fazla bir beklentiye girmemek gerekir. Filmlerdeki gibi ilk görüşte çok etkilenmek, "İşte aradığım kadın/adam bu" demek pek de olası değildir.
Bu hususta karar verirken şu adımları izlemek gerekir:
- Öncelikle kişi sakince düşünüp aşağıdaki soruların cevabını vermeli ve gerekirse bunları yazılı olarak değerlendirmelidir.
- Bu kişiyle konuşurken ortak noktalarda buluşabildim mi?
- Birlikte geçirdiğimiz bu kısa zamanda huzur ve güven hissedebildim mi? Yoksa konuştuğumuz bu süre sıkıcı mı geldi?
- Şu anki izlenimlerime göre bir ömür bu kimseyle yaşayabilir miyim?
- Fiziksel olarak itici gelen ve absorbe edemeyeceğim bir durum var mı?
- Her iki tarafı tanıyan kimselerle istişare yapmalı, uygun olup olmadıkları konusunda büyüklere danışmalıdır. Rabbimiz Teâlâ: “İş konusunda onlarla (mü’minlerle) istişare et, istişareden sonra o işi tam olarak yapmaya karar verirsen artık Allah’a tevekkül et!”1 buyurmuştur.
- Evlilik gibi hem dünya hem de ahireti etkileyen hususlarda istihare yapmak da önemlidir. Ancak bilinmelidir ki istişare istihareden daha önceliklidir. Eğer kişinin istişare sonucunda kalbi mutmain olduysa istihareye gerek yoktur. Ancak kişi tereddüt içindeyse kalbin sağlamlaşması için istihare yapması tavsiye edilmektedir. Hadis-i Şerif’te: “Sizden biriniz bir şey yapmaya niyet edince farz namaz dışında iki rekât namaz kılsın ve arkasından şu duayı yapsın…(İstihare duası2)” buyrulmuştur. Yine istihare hadisinin devamında Rasulullah şöyle buyuruyor: “Sonra kalbine ilk doğan duyguya/düşünceye bak, ona uygun davranman hayırlı olur.” Buna göre istihare sonrası kalbî bir sıkıntı olması halinde o işin yapılmaması tavsiye edilmektedir.
- Buraya kadar herhangi bir problem yoksa kişi, eş adayını ailesiyle birlikte değerlendirmelidir. Burada şu hususa da dikkat edilmelidir, aileler evlilikte en çok maddi konuları ön planda tutmakta, iman ve ahlakı listede çok daha geri sıralara atmaktadırlar. Kişi ailesinin böyle zaafları karşısında Hz. Peygamber’in tavsiyelerini dikkate almalı, ailesinin salt dünyalık kriterlerine teslim olmamalı ve onları İslam ahlakına uymaya davet etmelidir.
BİR EŞTE ARANMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
Eş seçimi, bir insanın hayatı boyunca vereceği kararların en önemlilerindendir. İnsan kendisini dünyaya getiren ailesini seçme imkânına sahip olmasa da ömrünün büyük bir kısmını birlikte geçireceği kişiyi seçme imkânı Allah tarafından kendisine sunulmuştur. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmelidir.
Evliliği sıradan bir iş gibi görmek, ‘öylesine’ ya da ‘aile baskısından kurtulmak’ için evlenmek çok ciddi bir yanlıştır. Evet, evlilik uzun vadede kişiyi bağlayan bir karardır ve ‘öylesine’ yapılmaz.
Evliliği önemsiz görmek yanlış olduğu gibi evliliğe aşırı anlam yüklemek ve aşırı beklenti içinde olmak da yanlıştır. Evlilikle ilgili büyük beklentilere giren, çok yüksek hedefler koyan kişiler evlendiğinde büyük ihtimalle aradığını bulamayacak, hayal kırıklığı ile hem kendisini hem de karşı tarafı çok yıpratacaktır.
Evlilik, kişinin hem dünyasını hem de ahiretini etkileyen bir durumdur ve eş seçiminde Hz. Peygamber’in tavsiyeleri çok önemli bir referanstır. Hz. Peygamberin hadisleri eşliğinde “Bir eş adayında hangi özellikleri aramak gerekir?” bunlara bakalım:
- DİNDAR OLMASI
Hz. Peygamber: “Kadın, 4 şey için nikâhlanır; malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen dindar olanı seç ki elin bereket bulsun”3 buyurmuştur. Bu hadiste her ne kadar erkeklere hitap edilmişse de aynı durum kadınların eş seçimi için de geçerlidir. Hem kadın hem de erkekler ekseriyetle karşı tarafta bu dört özelliğin bulunmasını isterler. Ancak bilinmelidir ki bu hadisin de işaret ettiği gibi tüm bunların bir kişide bulunması çok nadirdir. Hatta birçok kez yalnızca bir ya da ikisi bulunur. Bu durumda tercih yapılacaksa dindar olan tercih edilmelidir.
Başka bir hadiste Hz. Peygamber: “Kadınları güzellikleri için nikâhlamayınız, olur ki güzellikleri ahlakça düşmelerine sebep olur. Onları malları için de nikâhlamayın, zira mallar azgınlıklara yol açabilir. Kadınları dindarlıkları için nikâhlayın. Şüphesiz ki dindar olan yırtık elbiseli siyah bir cariye (dindar olmayandan) daha üstündür”4 buyurmuştur. Günümüzde erkekler kadınlarda güzellik ararken, kadınlar da erkeklerde zenginlik aramaktadır. Ancak sadece bu kriterlere göre yapılan evlilikler ne yazık ki huzur getirmemekte, çok güzel kadınlar ve zengin erkekler de boşanmaktadırlar.
- YETİŞTİĞİ ÇEVRENİN TEMİZ OLMASI
Hz. Peygamber buyuruyor ki: “Hadra-i dimenden sakının!” Sahabeler: “Hâdra-i dimen nedir ya Rasulallah?” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Bataklıkta(kötü çevrede) yetişen güzel kadın” buyurmuştur.5
- DİNDARLIK VE KANAATKÂRLIĞIYLA TANINAN BİR AİLEDEN OLMASI
Burada soy sop değil ailenin dini hassasiyetleri kastedilmektedir. Çünkü ailenin şerefi aslında isimlerinin bilinirliğiyle değil takvaları, dindarlıkları, güzel ahlakları iledir. Böyle bir ailede yetişmiş olan bir çocuğun bu özelliklere sahip mümtaz bir kişilik olması kuvvetle muhtemeldir. Çocukluktan böylesi bir terbiye almış kişi kendi çocuklarını da güzel eğitebilecektir.
- GÜZEL/YAKIŞIKLI OLMASI
Güzellikten kastedilen kişinin göze hoş gelmesi, itici olmamasıdır. Yukarıdaki hadislerde de güzelliğin birinci planda olmaması gerektiği açık bir şekilde vurgulanmaktadır. (Hatta Şafii mezhebinde çok güzel kadınla evlenmek mekruh görülmüştür.)6 Ancak hiç hoş gelmeyen, ülfet oluşmayacak kadar itici bulduğu biriyle evlilik de yanlıştır zira evlilik öncesi görüşmeden maksat bu ülfetin oluşmasıdır.
- YUMUŞAK HUYLU VE DENGELİ OLMASI
- YAKIN AKRABADAN DEĞİL UZAK OLMASI
Bu, evliliğin bozulduğu durumlarda akrabalık bağlarının zedelenmemesi içindir.
Bir sonraki sayıda “Flört haramsa nasıl evleneceğiz?” sorusunu konuşacağız inşallah. O vakte kadar Allah’a emanet olunuz…
- Al-i İmran, 159
- Buhari, “Da’avat”, 49, “Tevhid”, 10. Bu namazın kılınışı ve istihare duası için bkz: B.İslam İlmihali, Ö.N.Bilmen, Nafile Namazlar Bölümü, İstihare Namazı
- Müslim
- İbn Mace
- Dârakutnî, Deylemî
- Bknz: Vehbe zuhayli İslam Ansiklopedisi C:9 Syf: 15