İslam’a göre medeniyet: “Toplumun İslam şeriatıyla yönetilmesiyle beraber, insani ve ahlaki tüm kuralların Allah’tan alınmasıdır.” Bugün bizlere medeniyet kavramı bilimsel ilerleyiş, görgü kuralları, yol, park, köprü ve de modernizm olarak anlatıldı. Oysaki bunlar medeniyetin bir parçasıdır, tamamı değildir.
Öyle ki internete girip ‘medeniyet nedir, medeni insan kimdir?’ diye araştırmak isteyen bir kimse genel olarak bazı görgü kurallarının olduğu videolar ve yazılarla karşılaşır. Benzer şekilde modernizmin medeniyet diye servis edildiğini görür. Oysaki medeniyet kelimesinin maddi boyutundan ziyade manevi, ahlaki ve vahiy boyutu vardır. Teknolojik aletlerin kullanılması, marka kıyafetler, lüks yaşam standartları medeniyet değil modernizmdir. Modern insan yaşadığı çağa ve o çağın yaşam şartlarına uyan kimsedir. O halde son derece modern olmasına rağmen fikri ve ahlaki yapısını değiştirmeyen insanların modern ancak medeni olmadığını kabul etmemiz gerekir.
MEDENİ İNSAN VE MEDENİ TOPLUM KİMDİR? ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Bir insanın, bir toplumun medeni sayılabilmesi için bazı önemli şartlar vardır. Bu şartları özetle şöyle sıralayabiliriz:
- Vahyi / Dini Kabul Etmek ve Ona Uymak: Din, her şeyi etkileyen temel esas olarak her alanda yeni bir bakış açısı getirdi ve insana şeref verdi. Peygamberimiz barbar insanları medeni bir topluluk haline getirmeyi din sayesinde başardı.
Bugün Batı Medeniyeti özellikle bilimi kutsallaştırarak vahyi inkâr etmektedir. Bilim ancak insanın hayat şartlarını kolaylaştıran bir araç olabilir. Bilimin ‘insan yetiştirmek’ gibi bir görevi yoktur. Dolayısıyla bugün vahye uymayıp bilimi referans alanlarda medeniyet değil ne yazık ki bedeviyet görülmektedir. Din, insanı terbiye edecek kurallar koymuştur. Nefsi terbiye ederek insanın şerefini düşürecek davranışlarda bulunmasının önüne geçmektedir. Ancak din bir köşeye bırakılıp bilim kutsallaştırıldığında insan nefsinin esiri olmakta ve gün geçtikçe azgınlaşan nefis, insanın duymaya dahi utanacağı LGBT gibi ahlaksızlıkları rahatlıkla yapacak hatta bunları bir hak olarak talep edecek hale gelecektir.
- Tevhid Üzere Olmak, Allah’a Şirk Koşmamak: Tevhid, İnsanın kendini yaratan ve kanunlar koyan Allah’a kulluk etmesidir. Şirk, insanın Allah’tan başka bir varlığa kulluk etmesidir. Bugün insanlar fareye, ineğe, heykellere, patrona, paraya, kanun koyan insanlara kulluk etmektedir. Fareye tapan bir topluluk medeni olamaz! Kendisine bile faydası olmayan cansız putlara tapanlar medeni olamaz! Allah’tan başka kimse insanı medeni yapacak kanunlar koyamaz!
- Adaletle Hükmetmek: Yalnızca Allah kullarına adaletle hükmedecekleri kanunlar göndermiştir. Bu kanunlar karşısında herkes eşittir. Ancak bugün Batı Medeniyetinin kanunlarında adalet rafa kaldırılmış durumdadır. Yargıda esas ‘Hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku’ haline gelmiştir. Biraz gücü olanların her türlü suçtan beraat ettiği, adeta dokunulmaz sayıldıkları bir hale gelinmiştir. Güce, kişiye, ırka, paraya göre değişen hükümlerin olduğu bir adalet sistemi medeni olamaz!
- Maddeye Değil Manaya Önem Vermek: İslam’da insanın ruhu üstündür. İnsanın malı, makamı, güzelliği vs. gibi değerlerin bir önemi yoktur. “Üstünlük takva iledir” buyrularak bize yol gösterilmiştir. Maddenin üstün sayıldığı toplumlarda psikolojik bunalımlar, intiharlar zuhur edecektir. Bir toplumda zengin, fakir ayrımı yapılıyor ve parası olan üstün sayılıyorsa; siyah, beyaz ayrımıyla kafatasçılık yapılıyorsa o toplum medeni sayılamaz. Irkçılık medeniyet değildir! İslam’da zengine zenginliğinden dolayı hürmet göstermek kınanmış ve kişinin imanının bir kısmını kaybetmesi ile tehdit edilmiştir. İslam Medeniyetinde köle olan Bilaller üstünken, zengin Ebu Cehiller zelil kabul edilmiştir.
- Toplumsal Değerlerin Olması: İslam, anne-baba hakkı, komşu hakkı, akraba hakkı gibi toplumu ayakta tutacak ilişkileri ayet ve hadislerle sabitlemiş ve böylece medeni bir toplumun temellerini atmıştır. İslam toplumlarında huzur evleri olmaz, çünkü anne-babalar baş tacı edilir ve evlatlarının yanında yaşarlar. Komşuya kıymet verilir, hakkı daima gözetilir. Bu öyle bir hak ki Peygamberimize nerdeyse mirasa bile ortak olacağını düşündürtecek kadar büyüktür. Bir toplumda bu ilişkiler korunmuyorsa o toplum medeni sayılamaz. Batı Medeniyetinde yan komşusu öldüğü halde aylarca haberi olmayan, anne-babaların huzurevlerine atıldığı, akraba ilişkilerin bittiği görülmektedir. Böyle bir toplum medeni olamaz!
- Aile ve Kadına Bakış: İslam’da kadın öncelikle Allah’ın kuludur. Sonra eş ve annedir. Bir toplumda kadının çocuk yetiştirmesi değerli görülmüyor ama mal üretmesi değerli görülüyorsa o toplum medeni sayılamaz. Karı koca ilişkileri bozuluyor, boşanmalar artıyorsa, kadına hakkı olmayan haklar tanınıyor ve aile ilişkilerinde dengeler bozuluyorsa o toplum medeni sayılamaz. Aynı şekilde kadına şiddet ve kadın cinayetleri artıyorsa, erkekler kadınlara “Allah’ın emaneti” olarak bakmıyorsa o toplum medeni olamaz! İslam Medeniyetinde tek bir kadın cinayeti işlenmemiştir! Kadına değer verilmiş ve kadın; eş, ana, bacı olarak görülmüştür. İşte medeniyet budur!
- Toplumsal Güvenin Olması: İslam insanların kalplerine Allah korkusu yerleştirir. Bu şuur insanı adi suçlar işlemekten alıkoyar. İslam Medeniyetinin olduğu toplumlarda huzur ve güven hâkimdir. Hırsızlık, zina vd. suçlar nerdeyse yoktur. İşte böyle bir toplumda ancak medeniyetin varlığını görebiliriz. Bir toplumda insanlar birbirinden emin değilse, hırsızlık, cinayet, zina, pedofili gibi iğrenç haramlar işleniyorsa o toplum medeni sayılamaz. Batı Medeniyetinde insanlar öz babalarına, kardeşlerine güvenemez hale geldiler. Böyle bir toplum medeni olamaz!
- Adabı Muaşeret Kurallarının Olması: Elbette ki görgü kuralları da medeniyetin bir parçasıdır. İslam günlük hayattaki görgü kurallarını önemsemiş ve medeni bir insanın meydana gelmesi için 14 asır önceden kurallar koymuştur. Bugün medeniyetiyle övünen Batı Medeniyeti tuvaleti, sabunu, su ile temizliği ve daha birçok şeyi bizim medeniyetimizden almıştır. İslam, önünden yemek, konuşurken bağırmamak, büyüklerine saygı göstermek ve yer vermek, lavaboda su ile temizlik, temiz kokmak gibi birçok alanda adap kuralları koymuş ve insanı bu alanlarda da medeni yapmayı hedeflemiştir. Temizleneceklerine pis kokularını bastırsın diye parfüm üretenler medeni olamaz!
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere gayr-i İslami yaşam tarzı, medeniyetsizce yaşamı meydana getirmiştir. Arzuladığımız hayat tarzı yalnızca İslam’da mevcuttur. İslam’ı en güzel şekilde yaşayarak medeniyetin zirvesine ulaşmak duasıyla…
* Bu maddeler Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin tespitleridir.