Haber-Yorum

Türkiye ve Dünya Haberleri

Paylaş:

HABER | TÜRKİYE

ADNAN OKTAR’A OPERASYON

11 Temmuz 2018 tarihinde Adnan Oktar ve grubuna yönelik operasyon düzenlendi. Suç örgütü elebaşı olduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Adnan Oktar’ın mal varlıklarına el konuldu, şirketlerine kayyum atandı. Suçlamalar arasında organize suç örgütü kurmak, uluslararası ajanlık ve küçük çocuklara taciz, çocuk alıkoyma, iftira, suç isnat etme, dini inancın suistimaliyle dolandırıcılık, rüşvet ve ruhsatsız silah bulundurma yer alıyor. İstanbul merkezli 5 ildeki hava destekli operasyonda, Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 169 kişi tutuklandı. Adnan Oktar Edirne F Tipi Cezaevine nakledildi. Oktar’ın normal şartlarda ilgili kanuna göre yakınlarıyla haftada bir kapalı görüş; ayda bir kez de açık görüş yapma hakkı var. Adnan Oktar’a ait 86 şirket, iki vakıf ve bir derneğe kayyum atandı. Adnan Oktar’ın kardeşi K. Oktar ise, kardeşine yapılan operasyonun İngiliz derin devletinin planladığını ileri sürdü.

‘Şaşkınım, Seçimlerde Erdoğan’ı Destekledik’: Adnan Oktar, kendisi ve 235 elemanı hakkında gözaltı kararı verilmesini değerlendirirken seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP’yi desteklediklerini belirterek, “Bu operasyondan Tayyip Beyin de İçişleri Bakanının da haberi olduğunu düşünmüyorum. Kırgın değilim ama şaşkınım” dedi.

                 KURBAN ORGANİZASYONLARINA DENETİM

Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yapılan düzenleme kapsamında, Diyanet İşleri Başkanlığı, vekâletle kurban organizasyonu düzenleyen kurum ve kuruluşların bu kapsamdaki hizmet ve faaliyetlerini denetleyebilecek. Ayrıca, Başkanlık tarafından yönetilen cami, mescit ve Kur’an kurslarının müştemilatındaki yerlerin kiralanması, işletilmesi veya işlettirilmesiyle ilgili iş ve işlemler Diyanet tarafından yürütülecek. Başkanlık, cami, mescit ve eklentilerinde gerçekleştirilecek yardım kampanyalarının uygulama, usul ve esaslarını belirleyebilecek.

              ÖĞRETMENLİK MÜLAKATLARINA ‘KHK’ ZULMÜ

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözleşmeli öğretmen atamaları için sözlü sınav sonuçları açıklandı. Eğitim Sen, sınava giren 60 bin öğretmen adayından yüzlercesine, ihraç edilen yakınları nedeniyle atama barajının altında puan verildiğini iddia etti. FETÖ gerekçesiyle kapatılan üniversitelerden mezun olan öğrencilerin birçoğunun da baraj altında bırakıldığı ileri sürüldü. Adaylar OHAL KHK’sı ile ihraç edilen yakınlarının beraat ettiğini belirtip MEB uygulamasına isyan etti. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “KPSS’den 90’ın üzerinde puan alan meslektaşlarımıza mülakatta 50 verildiğine tanıklık ettik. İşte MEB’in adaleti” dedi.

Güvenlik Soruşturması: Habere göre mülakat sonuçlarında yaşanan krizin nedenini bakanlığın sözlü sınav öncesi yaptırdığı güvenlik soruşturması oluşturdu. Eski Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen adaylarının atama öncesinde 2 kez güvenlik soruşturmasından geçirildiğini belirtmişti.

                SEDAT PEKER’E BERAAT

Organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giyen Sedat Peker, Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ni imzalayan 1128 akademisyeni, kendisine ait internet sitesinde yazdığı, ‘Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizin için çalacak’ başlıklı yazıda, “oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!” diyerek tehdit etmişti. Sedat Peker, 11 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada, her iki suçun ‘yasal unsurları oluşmadığı’ iddiasıyla beraat etti.

               DOLARDAN TARİHİ REKOR!

Dolar tüm zamanların en üst seviyelerindeki seyrini devam ettiriyor. Türk Lirası ise ABD Doları karışışında kesintisiz değer kaybediyor. 7 TL’yi aşan dolar, bir yandan her geçen gün tarihi rekorunu tazelerken bir yandan da Euro tarihi zirveyi görerek 8 TL’yi aştı. Dolar, TL karşısında 7.22 ile işlem görürken Euro ise 8.13 ile işlem görüyor. Rekor seviyelere ulaşan dolar için vatandaşa çağrı yapan Tayyip Erdoğan, ‘Yastığının altında doları, Eurosu olan kardeşlerim gidin paranızı yerli paraya yatırın. Bu oyunu hep beraber bozacağız’ dedi.

TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU DÜŞTÜ

Fitch Türkiye’nin kredi notunu açıkladı. Türkiye’nin kredi notunu BB+’dan BB’ye indirdi. Görünüm negatif olarak belirlendi. Kararın ardından dolar/TL 4.86-87 bandında seyrediyor. Fitch’in yayımladığı basın duyurusunda ülkedeki yüksek cari açığa vurgu yapıldı. Özel sektörün yüklü borcunun yönetiminin dikkat çekici olduğu vurgulanırken ülkede enflasyonun yüksek olduğuna dikkat çekildi. Fitch açıklamasında şu ifadeleri kullandı: ‘Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı şoklara karşı kırılgan. 2018 yılının sonunda ulusal rezervlerin 96 milyar dolara ineceğini tahmin ediyoruz. Çekirdek enflasyon yüzde 15,4 ile 15 yılın zirvesinde.’ Fitch, en son 27 Ocak 2017’de Türkiye’nin ‘BBB-’ olan notunu ‘BB+’ya düşürmüş, ‘Negatif’ olan görünümünü ise ‘Durağan’ olarak değiştirmişti. 21 Temmuz 2017 ve 19 Ocak 2018’deki değerlendirmelerinde ise ‘BB+’ not ile ‘Durağan’ görünüm korunmuştu.

BÜTÇE, HAZİRAN’DA 26 MİLYAR TL AÇIK VERDİ

2017 yılı Haziran ayında 13,7 milyar TL açık veren bütçe, 2018 yılı Haziran ayında 25,6 milyar TL açık verdi. 2017 yılı Haziran ayında 12,5 milyar TL faiz dışı açık verilmiş iken 2018 yılı Haziran ayında 23,2 milyar TL faiz dışı açık verildi.

Gider, Gelirden Daha Çok Arttı: 2018 yılı Haziran ayında bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,3 oranında artarak 51,5 milyar TL oldu. Bütçe giderleri ise yüzde 33,8 oranında artarak 77,2 milyar TL olarak gerçekleşti. 2017 yılı Ocak-Haziran döneminde 25,2 milyar TL açık veren bütçe, 2018 yılı Ocak-Haziran döneminde 46,1 milyar TL açık verdi. 2017 yılı Ocak-Haziran döneminde 1,8 milyar TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2018 yılı Ocak-Haziran döneminde 12,3 milyar TL faiz dışı açık verildi.

ASGARI ÜCRETE DOLAR DARBESI

Türk lirasının Amerikan doları karşısında yılbaşından bu yana yaşadığı erime oranı yüzde 29’u geçti. Bu durum asgari ücrette de kendini gösterdi. Yılbaşında 3.78 lira olan dolar, 7 ayda 3,5 lira artarak, 7 TL’ye çıktı. 1603 lira olan asgari ücret, yılbaşında 424 dolar iken bugün 229 dolara indi. Asgari ücretlinin yılbaşından bu yana da dolar karşısında 1365 lira kaybı var. Memur, işçi ve emekli maaşları da 650 lira ile 1200 lira arasında eridi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, artan enflasyon farkının, işçi, emekli ve memurun maaşına her ay yansıtılması gerektiğini bu maaşlara ilk altı ayda yüzde 4, ikinci altı ayda ise yüzde 3,5 zam yapılması, bu kesimleri açlık ve sefalete sürüklemek anlamına geldiğini söyledi. 

YOKSULLUK SINIRI 5 BİN 600 TL’Yİ AŞTI

TÜRK-İŞ 2018 Temmuz ayı “açlık ve yoksulluk sınırı” verilerini açıkladı. Verilere göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 1.738,37 TL. Açlık sınırı Haziran’da 1.714,35 TL idi. Yoksulluk sınırı ise Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre 800 TL artış göstererek 5.662,46TL oldu. Bir önceki ay bu rakam 5 bin 584,20 TL idi. Bir çalışanın yaşam maliyeti ise aylık 2.136,28 TL olarak hesaplandı. Öte yandan gıda harcamaları Temmuz’da aylık yüzde 1.40, yıllık yüzde 16.07 artış kaydetti.

GÜNDE 12 MİLYON EKMEK İSRAF EDİLİYOR

Türkiye Ekmek Üreticileri Federasyonu tarafından sağlanan 2017 yılı verilerine göre Türkiye’de bir yıl içinde 4 milyar 380 milyon ekmek çöpe atıldı. Bu rakam günde 12 milyon ekmek israfı anlamına geliyor. Federasyona göre, sayıları 12 bini bulan ruhsatsız fırınlarla birlikte günlük yaklaşık 120 milyon ekmek üretiliyor. Veriler bir araya getirildiğinde, Türkiye’de günlük üretilen her 100 ekmekten 10’u, çeşitli nedenlerle israf edilerek çöpe atılıyor. Bu israfın Türkiye ekonomisine olan maliyeti ise yılda 1,5 milyar dolar civarında. Ayrıca Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı H. İbrahim Balcı, Türkiye genelinde ekmek fiyatlarının yüzde 15 zamlanacağını duyurdu.

TARIM ÜRÜNLERİNİN BEŞİ HARİÇ HEPSİ İTHAL

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, ‘Geçmişte dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olan Türkiye’nin, bugün itibariyle beş tarım ürünü dışında tüm tarım ürünlerini ithal ettiğini’ söyledi. Güngör, “Fıstık, fındık, üzüm, kayısı ile narenciye dışında her şeyi ithal ediyoruz. Son 16 yılda, tarımda 185 milyar dolar ithalat parası ödedik. 185 milyar dolar! Bugün dolar ne kadar olduysa çarpın işte onunla” dedi.

‘3.5 Milyon Hektar Tarım Alanı Gitti’: Güngör, şöyle konuştu: “Biz bir buğday ülkesiyiz ama bugün her yıl Rusya’dan, Ukrayna’dan 4 ila 5 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Peki, neden dışarıdan buğday alıyoruz? Çünkü tarım alanları daralmış. Türkiye’de tarım alanları, son 16 yıl içerisinde, 26,5 milyon hektardan 23 milyon hektar alana düştü. Bir başka deyişle, 3,5 milyon hektar tarım alanı gitti, betonlaştı. TOKİ evleri yapıldı, tarım alanları amacı dışına çıkarıldı. Bununla ilgili Ziraat Mühendisleri Odası olarak, son 5 yılda 150 dava açtık. Topraklarımızı korumak için ‘Toprak Koruma Kurulları’ kurdular, ama bu kurul ‘korumama’ kurulu gibi çalıştırılıyor.”

EKONOMİDE GELDİĞİMİZ SON NOKTA

İç Borç 13 Kat Artarak 2,8 Trilyona Çıktı: Hazine’nin verilerine göre Türkiye borçlanarak büyüyor! AK Parti hükümetinin iş başına geldiği 2002 yılı ile 2018 yılının ilk üç ayını da içine alan bir tablo oluşturan Emekli Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Yıldız, adeta geleceğimizin ipotek altına alındığını gözler önüne serdi. Tabloya göre 2002’de iç borçların toplamı 214 milyar lirayken, 2018’in ilk üç ayı itibarıyla bu rakam tam 13 kat artarak, 2,8 trilyon liraya çıktı.

Vatandaşın Borcu 70 Kat Arttı: Aynı dönemde özel şirketlerin borcu 41 milyar liradan 39 kat artarak 1,6 trilyona çıkarken, vatandaşın bireysel borcu ise 70 kat artarak, 525 milyar liraya fırladı. Hazine verilerine göre toplam dış borç 16 yıl önce 171 milyar lirayken, 12 kat yükselerek bugün 2 trilyon lirayı buldu. Özel şirketlerin dış borcu ise 47 milyar liradan, 18 kat artışla 843 milyar liraya ulaştı. Aynı şekilde bankaların borcu 20 milyar liradan, 42 kat artarak, 840 milyara çıkarken, yani 2002’de iç ve dış borçların toplamı 386 milyar lirayken, bugün rakam 10 kattan fazla artıp 4,8 trilyon liraya dayanmış durumda.

TMSF CUMHURBAŞKANLIĞI’NA BAĞLANDI

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye’nin en büyük iki şirketi Saray’a bağlanmış oldu. 68.6 milyar liralık aktif toplamı ile Türkiye’nin en büyük şirketi olan Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı, şirketin yüzde 49’unu elinde bulunduran Türkiye Varlık Fonu üzerinden Cumhurbaşkanlığı’na bağlanırken, yaklaşık 50 milyar liralık aktif toplamı ile Türkiye’nin en büyük ikinci şirketi konumundaki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun da 15 Temmuz itibarıyla bağlandığı adres aynı oldu.

CEMAAT VE TARİKATLARA OPERASYONLAR DEVAM EDECEK İDDİASI

Gazeteci Nevzat Çiçek, kendisiyle yapılan bir röportajda “Devletin istihbarat birimleri tarikatlar üzerine çalışıyor, bazıları tasfiye edilecek” şeklinde konuştu. Çiçek’e göre bu operasyonlar, 15 Temmuz sonrasında devletin değişen güvenlik paradigmasıyla ilgili. Son olarak Adnan Oktar grubuna yapılan operasyon üzerinden yapılan röportajda Nevzat Çiçek, operasyonların bunlarla sınırlı kalmayacağını ve giderek cemaat ve tarikatları kapsayacağını hatta bazılarının tasfiye edileceğini söyledi ve şunları ekledi: “Gerçekten bir silsilesi varsa, toplum tarafından biliniyorsa, İslami öğretisi varsa ve bu ülkeye hizmetinde bir sıkıntı yoksa burada bir sorun yok. Ama tarikat, cemaat, vakıf ve dernek adı altında dini kullanarak dışarının maşalığını yapıyorsa, milli güvenliğe tehdit oluşturuyorsa, dinin sahih kaynaklarını yerle bir ederek kendi anlayışını empoze etmeye çalışıyorsa, ümmete de ülkeye de herhangi bir faydası yoksa bunlar tasfiye edilecektir.” “İstihbarat Teşkilatı’nın üzerinde çalıştığı kaç tane böyle yapılanma vardır?” sorusuna ise bütün cemaat ve tarikatlar cevabını veren Nevzat Çiçek; “Devlet, devletliğini; tarikat, tarikatlığını; cemaat cemaatliğini bilecek” dedi.

‘CEMAAT DÜŞMANLIĞI DİN DÜŞMANLIĞINA GİDİYOR’

Alparslan Kuytul Hocaefendi 15 Ağustos 2016’da kendisine yöneltilen bir soru üzerine, cemaatlere olan ihtiyacı anlatarak darbe girişiminin ardından toplumda oluşturulan cemaat karşıtlığına değindi. Hocaefendi cemaatlerin susmaması gerektiğini aksi halde biteceğini vurgulayarak, cemaat düşmanlığının din düşmanlığına doğru gittiğini belirtti. Alparslan Kuytul Hocaefendi konuşmasının devamında şunları söyledi: “Cemaatlerin birçok yanlışları var” diyorlar. Holdinglerin de yanlışları var, o zaman holdingleri de iptal edelim. Televizyonların da yanlışları var, o zaman medyayı da iptal edelim. Piyasada sahte para var, o zaman parayı da iptal edelim. Bu nasıl bir mantık?”

OHAL ‘OLAĞAN’ HALE GELDİ

OHAL uygulaması, 18 Temmuz 2018 gecesi sona erdi. OHAL sonrası ‘terörle mücadeleye ilişkin düzenlemeyi’ de içeren kanun teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yeni yasaya göre Valilere süper yetkiler tanınıyor, MİT, ‘sır küpü’ oluyor, toplantı ve yürüyüş hakları tırpanlanıyor, gözaltı süresi uzatılıyor, istenilen kişilerin pasaportlarına el konabiliyor. Yasa teklifinde yer alan ve “OHAL’i aratmayacak” düzenlemeler ise şöyle:

Valilerden Kişilere Giriş- Çıkış Yasağı: Düzenlemenin birinci maddesi, Valilere, “kamu düzeni veya güvenliğin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde, 15 günü geçmemek üzere, ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlama yetkisi” veriyor. Bununla birlikte Valiler, ildeki belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçlarının seyirlerini düzenleyebiliyor veya kısıtlayabiliyor.

Özel Eşyalara Arama: Düzenleme ‘askeri mahalle’leri de yeniden düzenliyor. Buna göre, askeri mahallelerde, sulh ceza hâkiminin kararı veya askeri komutanın emri üzerine kişilerin üstü, araçları, özel eşyaları ve özel kâğıtları, “suç delilleri koruma altına alınacak” şekilde aranabilecek. “Suçlu görülen” kişiler ile ilgili de Ceza Muhakemesi Yasası’nın ilgili hükümleri uygulanacak.

‘Akşam’ Koşulu: Düzenleme, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası”nda da değişiklik öngörüyor. Buna göre, açık alanlardaki toplantılar ile yürüyüşlere “gece vaktinin başlamasıyla birlikte dağılacak şekilde” denilerek, “süre” getirildi.

‘Kolluk’ İfadeye Çağırılacak: Bir şüpheliyi yeniden ifade almaya Cumhuriyet Savcısının emri ile kolluk çağrılacak. Tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri de dosya üzerinden karara bağlanabilecek. Tahliye talepleri en geç 30 gün üzerinden karara bağlanacak. Daha önce hâkim kararıyla aranan şüpheliye ait bilgisayar araması da savcı kararıyla yapılabilecek.

Meslekten İhraçlar Sürecek: 2 yıllık OHAL dönemi boyunca Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nun onayı ile hayat bulan ihraç yetkisi teklifin yasalaşması halinde sadece Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu bakanların tekil onayına bağlı olacak.

Gözaltı Süresi Uzatıldı: Anayasaya göre toplu olarak işlenen suçlarda 48 saatle sınırlanan gözaltı süresi OHAL döneminde önce 30 güne çıkarılmış daha sonra da 14 güne indirilmişti. Yasa teklifi ile toplu olarak işlenen suçlarda anayasadaki günlük gözaltı süresi 4 güne çıkarıldı. Ancak sanığın “hâkim tarafından dinlenmesi koşulu” ile 4 günlük gözaltı süresinin 2 kez daha uzatılması ile 12 günlük gözaltı süresinin önü açıldı.

ABD İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ BRUNSON KRİZİ

ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’de Ekim 2016’dan bu yana tutuklu olan Pastör Andrew Brunson’un tutukluluğuna devam kararı çıkmasına tepki göstermiş, attığı bir tweet ile Tayyip Erdoğan’ın bu konu hakkında bir şeyler yapması gerektiğini söylemişti. Bu çağrının ardından Papaz Brunson’un cezası ev hapsine çevrilmiş ve Türkiye’de muhalif bazı kesimler; Trump’ın çağrısından kısa süre sonra verilen ceza değişikliği kararına karşı çıkmış ve Türkiye’yi bir hukuk devleti olmamakla suçlamışlardı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Brunson’un ev hapsine alınmasını yeterli bulmadıklarını ve Türk yetkililerini çözüme davet ettiklerini söylemiş ardından Trump ve yardımcısı Brunson’un serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye yaptırım uygulayacaklarını açıklamışlardı. Türk yetkililer ise, Türkiye’nin kimsenin tehdidine boyun eğmeyeceğini söylemişlerdi.

Türkiye ile ABD arasında karşılıklı bir dizi yaptırım kararlarının verilmesine sebep olan Brunson krizi ile ilgili ABD ile Türkiye arasında üst düzey görüşmeler yapılmaya devam ediyor. ABD, Brunson’ın ev hapsinde tutulmasının sorumluları olarak görmeleri nedeniyle Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında yaptırım kararı aldıklarını ABD’deki olası mal varlıklarına el koyduklarını duyurdu. ABD yaptığı açıklamalarda sadece papaz Brunson’u değil şu an hapiste olan tüm çalışanlarının özgürlüklerine kavuşturulmasını istediklerini açıkladı. Erdoğan ise, ABD ile yaşanan yaptırım krizi hakkında, “ABD’nin Adalet ve İçişleri bakanlarının Türkiye’deki mal varlıklarını donduracağız” dedi. Krizi çözmek üzere ABD’ye bir Türk heyeti gönderildi. Ancak yaptırımlar ile büyüyen kriz henüz çözüme kavuşturulamadı.

 

HABER | DÜNYA

ABD KONGRESİNDEN KÜSTAH AÇIKLAMA

ABD Kongresi’ndeki Ulusal Güvenlik Komitesi, İhvan-ı Müslimin’in ABD ulusal güvenliğini tehdit ettiğini açıkladı. Komite tarafından yapılan açıklamada, İhvan’a bağlı tüm grupların terör listesine eklenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca İhvan-ı Müslimin’in çok sayıda ülkede uzantıları bulunduğu ve etkin rol oynadığının altı çizildi. Komite tarafından yapılan açıklamada, oturumun amacının İhvan’ın, ABD ve çıkarları üzerindeki tehlikesi ve nasıl karşı konulacağını ele almak olduğu bildirildi.

75 İHVAN ÜYESİ HAKKINDA İDAM KARARI

Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi askeri darbe ile deviren Abdulfettah Sisi yönetimine bağlı mahkeme, 75 kişiyi Müslüman Kardeşler üyesi olduğu gerekçesiyle idama mahkûm etti. Kahire Suç Mahkemesinin verdiği karar, Mısır Müftüsüne sunulacak. Mısır Müftüsünün görüşünün karar üzerinde bağlayıcı bir etkisi bulunmuyor. Tavsiye niteliğindeki görüşünü açıklayacak olan müftü, genelde mahkemenin aldığı kararın arkasında duruyor.

Dava dosyası Müslüman Kardeşlerin önderi Muhammed Badie’nin ve gazeteci Mahmud Ebu Zeyd’in de aralarında bulunduğu 739 sanığı içeriyor. Sanıklar 2013 yılında yapılan eylemlerde halkın mallarına zarar verdikleri gerekçesiyle suçlanıyorlar.

SKANDAL YASA TASARISI

İşgalci İsrail parlamentosu 7 yıldır hazırlık aşamasında olan tartışmalı ‘Yahudi Ulus Devleti’ yasa tasarısını kabul etti. ‘Yahudi Ulusal Devlet Yasa Tasarısı’nda, İsrail hukukunda boşluk olması durumunda Yahudi şeriatının temel alınması, sadece Yahudilerin girebildiği yerleşim bölgelerinin oluşturulması, Arapça’nın resmi dil olmaktan çıkarılması ve dünyadaki tüm Yahudilere İsrail’e dönme hakkı tanınması gibi skandal maddeler bulunuyor.

ESED REJİMİ’NİN ‘VARİL BOMBASI’ BİLANÇOSU

Suriye İnsan Hakları Ağı Esed rejiminin, muhaliflerin kontrolündeki sivil yerleşimlere bu yılın Ocak-Haziran aylarında düzenlediği varil bombası saldırılarına ilişkin raporunu yayımladı. Raporda, yılın ilk 6 ayında saldırılarda kullanılan 2908 varil bombası yüzünden 44’ü çocuk, 52’si kadın toplam 169 sivilin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Rapora göre, rejimin söz konusu süre içerisindeki varil bombalı saldırılarında aralarında 9 mescit ve 18 sağlık merkezinin de bulunduğu toplamda 32 sivil yaşam merkezi hedef alındı. Rejim, 50 dolarlık düşük maliyetine karşın büyük yıkım etkisi nedeniyle varil bombalarını tercih ediyor.

İRLANDA’DAN İSRAİL MALLARINA BOYKOT KARARI

İrlanda parlamentosunun üst meclisi, İşgal yönetiminin Filistin’de işgal ettiği topraklarda üretilen malların ithalatını ve ticaretini suç sayan yasayı kabul etti. Edinilen bilgilere göre, karar İsrail hükümetinin tepkisini çekerken, Filistin Kurtuluş Örgütü’nden Saeb Erekat, verilen desteği “tarihi” olarak nitelendirdi ve diğer ülkeleri de benzer kararlar almaya çağırdı. İşgal altındaki Doğu Kudüs’te ve Batı Şeria’da yaklaşık 750 bin yerleşimciye ev sahipliği yapan 150 yasadışı İsrail yerleşimi bulunuyor.

EBRU ÖZKAN SERBEST BIRAKILDI

Türk vatandaşı Ebru Özkan, 3 günlük Kudüs ziyaretinin sonunda 11 Haziran’da İstanbul’a dönüşü öncesinde Tel Aviv’deki havalimanında İsrail polisi tarafından gözaltına alınmıştı. Özkan, işgalci İsrail askeri mahkemesinin şartlı tahliye kararı sonrası tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İsrail makamlarınca hakkında verilen yurtdışına çıkma yasağı kaldırılarak, pasaportu iade edilen Özkan, İstanbul Atatürk havalimanında yakınları tarafından karşılandı.

ÇİN’DEN GÖRÜLMEMİŞ ZULÜMLER

Çin Komünist Devleti’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak ismini değiştirdiği Uygur Müslüman nüfusun yaşadığı Doğu Türkistan tarihten sessizce silinmeye çalışılıyor. Çin sadece camileri kapatmakla kalmadı, aynı zamanda Kur’an da dâhil olmak üzere tüm İslami metinleri, İslami inanca bağlı kalmayı gösteren sakal ve kıyafetlerin yanı sıra Müslüman isimlerini de yasakladı.

Müslüman Kadınların Etekleri Kesiliyor: Doğu Türkistan’da Uygur ve Kazaklara nefes aldırmayan Çin yönetimi, zulüm politikalarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. En son yansıyan görüntüler ise, Müslümanların tepkisine yol açtı. Çin’de polislerin, Uygur Türk’ü kadınların kıyafetlerini ‘uzun’ olduğu gerekçesiyle yolun ortasında kestiği öğrenildi.

Müslümanlar Asimile Ediliyor: Yeni bir karar ile Çin, tüm Uygur Müslümanlarının motosikletlerini ve araçlarını bir GPS izleme cihazı ile donatmasını zorunlu kıldı; böylece yetkililer herhangi bir anda herhangi bir Uygur’u bulundukları yerde tespit edebilecekler.

Yeniden Eğitim Kampları; Ateizm: Müslüman kimliğinden vazgeçmeyi reddeden Uygur Müslümanlarını devletin resmî ideolojisine dönüştürmek için tasarlanan Çin’in ‘yeniden eğitim kampları’ olarak adlandırdığı zorlamaya itiliyor. İnsan Hakları Gözlemcilerinin raporlarına göre Çin, Sincan’daki yetkililerine nüfusun neredeyse yarısını Ateizmin öğretildiği ‘yeniden eğitim kamplarına’ göndermelerini emretti.

SİYONİST İSRAİL ZULÜMLERİNİ ARTIRARAK DEVAM EDİYOR

Siyonist İsrail’in işgal altındaki Kudüs’ün doğusunda yer alan El-Ayzariyye beldesi yakınlarına konteyner evler yerleştirmeye başladığı bildirildi. Filistinli taraflar, İsrail’in yıkımlarla bölgedeki bedevileri göç ettirerek, Doğu Kudüs, El-Ayzariyye ve Lut Gölü’ndeki Yahudi yerleşim yerlerini birbirine bağlamaya çalıştığını ifade ediyor.

İsrail makamlarının 2018’in ilk yarısında işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camisi’nde 298 defa ezanın okunmasını yasakladığı bildirildi.

İsrail güçlerinin bu yılın başından 30 Haziran’a kadar işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile Gazze’de 651’i çocuk, 63’ü kadın ve 4’ü gazeteci olmak üzere 3533 Filistinliyi gözaltına aldığı belirtildi.

İsrail’in, Gazze Şeridi’ndeki tek ticari sınır kapısı Kerm Ebu Salim’i (Kerem Şalom) kapatacağını duyurmasının ardından tüp ve yakıt girişinin engellenmesi yönünde de karar aldığı bildirildi.

Siyonist İsrail Eğitim Bakanı Naftali Bennett, İsrail’e yanıcı uçurtma fırlatan Filistinli çocukların tepelerine bomba atılmasını isteyerek şunları söyledi: “Neden toplumumuzu hedef alan herkesi vurmayalım… Bunlar (çocuklar) nereden bakarsanız bakın teröristler. Onların yanlarına değil, üzerlerine bomba atmalıyız” dedi.

Geçtiğimiz ay işgal altındaki Mescid-i Aksa’ya fanatik Yahudiler ve İsrail polisi tarafından 4 bin baskın düzenlendi. Bunun bir ay içindeki en yüksek sayı olduğu ifade edildi.

İsrail, aralarında birçok insani ihtiyaç maddesinin de bulunduğu binden fazla ürünün Gazze Şeridi’ne girişini engelliyor. İsrail’in Gazze’ye girişini yasakladığı ürünler arasında temel inşaat malzemelerinin yanı sıra oyuncak, biberon ve gelinlik de var.

7 YILDA 3 MİLYON MÜSLÜMANI KATLETTİLER

Ortadoğu’yu kan golüne çeviren ABD son 7 yılda Suriye, Irak ve Afganistan’da 17 askerini kaybederken, “İslami terör” kılıfıyla öldürdüğü Müslüman sayısı 3 milyonu buldu. Kızılderililere soykırım uygulayan, Japonya’da savaş suçu işleyen, Vietnam’da bir medeniyeti katleden, kimyasal silahlar kullanan Amerika, bugün Ortadoğu’da aynı politikayı güdüyor.

TRUMP YENİ ‘DÜŞMANI’ AÇIKLADI

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere gittiği Helsinki ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada: “Bizim çok düşmanımız var. Ticarette bize yaptıkları konusunda Avrupa Birliği’nin düşman olduğunu düşünüyorum. Şimdi Avrupa Birliği’nden beklemezsiniz ama düşmanlar” şeklinde konuştu. Avrupa’yı neden düşman listesinin başına koyduğu sorulması üzerine Trump, Avrupa’yı da diğerleri ile zikrettiğini, Avrupa ülkelerinin ABD’den nemalandığını ancak bu ülkelerin birçoğunun NATO kapsamında taahhütlerini yerine getirmediğini savundu.

ABD, TÜRKİYE İLE İRAN İÇİN GÖRÜŞTÜ

ABD’nin terörizmin finansmanıyla mücadeleden sorumlu Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea, İran’a yönelik yaptırımların Türkiye tarafından da uygulanması çerçevesinde Türkiyeli şirket ve kurumlarla görüştü. Billingslea, “Ziyaretimizin ana amacını, dünyanın en büyük terör sponsorunu, İran’ı konuştuk. İran rejiminin ABD’ye, Türkiye’ye ve diğer NATO müttefiklerine doğrudan tehdit oluşturan çeşitli faaliyetlerine karşı ABD’nin aldığı kararları değerlendirdik. İran’ın Hizbullah’a, Taliban’a, El Kaide’ye diğer terör gruplarına verdiği destekten söz ediyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye ziyaretinin dostluk ve işbirliği çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayan Billingslea, “Her şeyi NATO müttefikliği çerçevesinde değerlendiriyoruz. Bu çok önemli. Çünkü İran, Türkiye’nin komşusu olabilir ama birliğin dostu değil. ABD, Türkiye’yi dost ve müttefik olarak görüyor ve iki ülkenin derin ekonomik bağları ve önemli bankacılık ilişkileri var” değerlendirmesinde bulundu. Billingslea, Türk yetkililerin görüşmelerdeki tutumlarının nasıl olduğu yönündeki bir soruya, “Çok olumlu bir görüşme gerçekleştirdik. Herhangi bir anlaşmazlık ya da uyuşmazlık olmadı” yanıtını verdi.

‘İran İle İş Yapmaya Devam Ederlerse ABD Pazarında İş Yapamayacaklar’: Billingslea, “Türk şirketlerin ne karar alacağı kendilerine bağlı. Türk şirketlere ne yapacağını dikte etmiyoruz ancak şunu bilmeliler ki, İran ile iş yapmaya devam ederlerse ABD pazarında ve finansal sisteminde bir daha iş yapamayacaklar” şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanı ABD’nin Yaptırım Kararına Uymak Zorunda Değiliz: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe sokma kararı almasına ilişkin değerlendirmede bulundu. Çavuşoğlu, “ABD olsun veya İngiltere olsun veya başka bir ülke olsun, AB olsun, onların bir ülkeye yönelik yaptırım kararlarına biz uymak zorunda değiliz” dedi.

İRAN- ABD KRİZİ

Ruhani’den Trump’a: ‘Aslanın Kuyruğuyla Oynama, Pişman Olursun’: İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran’a yönelik ekonomik yaptırımlar başlatan Washington yönetimini bugüne kadar kullanmadığı en sert ifadelerle hedef aldı. Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump için “Sayın Trump, biz tarih boyunca bölgedeki su yolları güvenliğinin güvencesi olduk. Aslanın kuyruğuyla oynama, pişman olursun. İki yolumuz var; ya direneceğiz ya teslim olacağız. ABD’yle müzakere masasına oturmak teslim olmak demektir. Düşmanlar, İran’la savaşın savaşların anası, İran’la barışın barışların anası olacağını iyi bilmeli” dedi. ABD’nin İran halkını yönetimden bıktırmaya çalıştığını belirten Ruhani, “İran halkını kışkırtamayacaksınız. İran halkı asla kimsenin uşağı olmayacak” diye konuştu. ABD Başkanı Donald Trump ise, twitter hesabı üzerinden “İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye” başlığı ile yaptığı paylaşımda: “Bir daha asla ama asla ABD’yi tehdit etmeyin aksi halde tarih boyunca bazılarının yaşadıkları gibi bunun acısını çekeceksiniz. Artık şiddet ve ölüme dair kaçık ifadelerinizi sineye çekecek bir ülke değiliz. Dikkat et” dedi.

ABD’nin ‘İran Ambargosu’ Başladı: ABD, İran’a karşı aldığı iki aşamalı yeni ambargo kararının birinci bölümüne başladı. Ambargo kapsamında, İran’ın ABD doları ile ticaret yapmasının önüne geçilerek, ülkenin en büyük gelir kaynağı olan petrol ticaretine darbe vurulmakla kalmayıp İran’ın, otomotiv yedek parça ticareti de sınırlandırılacak.

DANİMARKA’DA BİNLERCE MÜSLÜMAN SOKAKTA!

Danimarka’da yürürlüğe giren ve kamusal alanda burka ve peçeyi yasaklayan “Örtünme Yasası” ülkenin iki büyük kentinde binlerce kişi tarafından protesto edildi. Danimarka’da 1 Ağustos itibarıyla yürürlüğe giren yasaya göre, kamusal alanda burka ve peçe giyerek yasayı ihlal eden kişiler bin kron (770 lira) para cezasına çarptırılacak. Yasağı dört kezden fazla ihlal edenlere ise her yeni ihlalde 10 bin kron (7 bin 700 lira) ceza kesilecek.