22 Temmuz 2015 tarihinde Ceylanpınar’da 2 polisin yatağında öldürülmesinden sonra çözüm süreci bitirildi. Çözüm sürecinin bitirilmesiyle işler daha çok karıştı ve bu durum hiç bitmeyen cenaze haberlerini izlemeye ve ölen sivilleri duymaya yol açtı. İşte 5 ay boyunca yaşananlar ve gelinen son durum…
GÜNEYDOĞU BİLANÇOSU:
Güneydoğu’nun birçok ilinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde, Mardin’in Dargeçit ve Nusaybin ilçelerinde, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Halkı çok zor duruma sürükleyen bu durum açlık, hastalık, ölüm ve göçleri de beraberinde getirdi. Şu an ise hâlâ Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde yasak devam etmektedir. İnsan Hakları Derneği verilerine göre Güneydoğu’da sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sürecinde patlamalara ve keskin nişancılara hedef olan, sağlık hizmetlerine ulaşamayan 25 kadın, 44 çocuk hayatını kaybetti, hak ihlalleri ve sivil ölümlerinde artış yaşandı.
GÖÇLER SURİYE’Yİ ARATMADI
Sokağa çıkma yasağının ve can güvenliğinin olmamasından ötürü birçok kişi göçe maruz bırakıldı. Hatta durum o kadar vahim hale geldi ki her dört aileden biri göç etmek zorunda kaldı.
İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı bilançoyu inceleyecek olursak:
Nüfusun Yüzde 22’si Göç Etti
Şırnak’ın Cizre-Silopi, Diyarbakır’ın Sur ve Mardin’in Nusaybin ilçelerinin toplam nüfusu olan 439 bin kişinin % 50’si bölgedeki çatışmalardan etkilendi. Etkilenen nüfus sayısı 220 bin 400 olarak açıklandı. 4 ilçeden göç edenlerin sayısı ise 93 bine ulaştı. Yani dört ilçe nüfusunun % 22’si göç etti. Bakanlık süreçten etkilenen esnaf sayısını ise 10 bin 300 olarak tespit etti.
Elde edilen verilere göre Cizre nüfusu 113 bin. Bu ilçede olayların yaşandığı mahallelerde etkilenen nüfus 94 bin, göç eden nüfus ise 25 bin olarak tespit edildi. Cizre’de sokağa çıkma yasağı ve çatışmalardan etkilenen esnaf sayısı 3 bin 600.
Silopi nüfusu 88 bin. Etkilenen mahalle nüfusu 62 bin 400. İlçede göç edenlerin sayısı ise 30 bin. Etkilenen esnaf sayısı 3 bin.
Sur’un nüfusu 122 bin. Sur’ da 18 bin kişi göç etti. Etkilenen esnaf bin beş yüz.
Mardin’in Nusaybin ilçesinin nüfusu ise 116 bin. Bakanlık etkilenen nüfusu 39 bin, göç eden nüfusu ise 20 bin olarak tespit etti. İlçede olaylardan etkilenen esnaf sayısı ise 2 bin 200.1
Sokağa çıkma yasağının ve çatışmaların devam ettiği Cizre ilçesinde 28, Silopi ilçesinde 19 ve Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 3 kişinin cenazeleri hâlâ defnedilemedi.
14 Aralık’tan bu yana Cizre ve Silopi’de ölen 47 kişiden altısının yasaktan dolayı hastaneye gidemedikleri için, kalanların ise atılan kurşun ya da şarapnel parçalarıyla hayatlarını kaybettikleri bildirildi.
BBC’nin haberine göre Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Gömüldü” dediği üç aylık bebek Miray İnce’nin de aralarında bulunduğu 10’u çocuk, toplam 40 kişinin cenazesi Şırnak, Cizre ve Silopi Devlet Hastanelerinin morgunda bekletiliyor.
Ancak hastanelerin morg kapasitesi dolduğu için, çatışmaların yoğun yaşandığı Silopi’nin Başak, Barbaros ve Nuh mahallelerinde bazı cenazeler evlerde ve camilerde bekletiliyor.
Çatışma ve operasyonlar yoğun biçimde sürdüğü için cenazeler mahallelerden çıkartılamıyor. Aileler, cenazelerini bir an önce toprağa vermek istediklerini söylüyor.
Sur halkı; “kendi memleketimizde mülteci olduk elektrik, su ve telefon mağduriyeti yaşıyoruz, çatışmalara rağmen göç ediyoruz” diyerek durumlarını dile getirmeye çalışıyorlar. Ama duyan var mı? Bu sesleniş şu ana kadar bir sonuç vermedi…
Bölgede Yaşanan Bazı Olaylar Şöyle:
* Cizre’de 9 Eylül tarihinde, ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında evinin önünde oturan yedi çocuk annesi M. Süne adlı yurttaş, zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu karnına isabet eden kurşunla yaralandı. Saatlerce yaralı halde bekleyen Süne, iç kanama nedeniyle yaşamını yitirdi.
* Diyarbakır Silvan’da 4 Kasım’da polisin açtığı ateşle öldürülen 24 yaşında ve üç çocuk babası E. Gezici’yi sokaktan almaya çalışan halası İ. Gezici açılan ateş sonucu karnından vurularak öldü.
* Beş çocuk annesi S. Yeşilmen, 15 Kasım’da Mardin Nusaybin’de evinin kapısının önünde öldürüldü.
* 16 Aralık’ta Cizre’de askerler tarafından tanklardan yapılan top atışları sonucu, iki çocuk annesi H. Şen isimli kadın vurularak yaşamını yitirdi.
* 19 Aralık günü Silopi’de karnından yaralanan 57 yaşındaki T. İnan adlı kadın, kan kaybından yaşamını yitirdi. Aynı gün A. Kanat isimli kız çocuğu da öldürüldü.
* 20 Aralık günü Cizre’de, özel harekât timleri tarafından açılan ateş sonucu yedi aylık hamile G. Yanalak isimli kadın, karnına isabet eden kurşun nedeniyle ağır yaralandı. Cizre Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan Yanalak’ın bebeği kurtarılamazken, kendisinin tedavisi sürüyor. Aynı gün Silopi ilçesinde evinin damına çıkan dokuz çocuk annesi 40 yaşındaki A. Buruntekin isimli kadın, özel harekât polislerince açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.
* Aynı gün Cizre’de polis tarafından açılan ateş sonucu Z. Yılmaz vurularak yaşamını yitirdi. Nusaybin’de ise aynı gün dört çocuk annesi 39 yaşındaki E. Gök öldürüldü. Çatışmalarda ayrıca C. Çakal şarapnel parçasıyla, A. Aşan vücuduna isabet eden kurşunla, Â. Duman da kalp krizi sonucu öldü.2
Her gün haberleri izlerken daha da kötüye giden ve çözümlenemeyen bir sorun görüyoruz. Güneydoğu’da yaşananlar terörü bitirmekten daha çok derinleştirip, genişletiyor. Vatandaşımıza ve ülkemize verilen zarar daha da artıyor. Görüldüğü gibi bu terör olayları ile birçok hastane, okul ve cami zarar gördü. 150 bin öğrenci eğitimden mahrum kaldı. Öğretmenlere memleketlerine dönmeleri söylendi. Bunca olan şey için artık ne denir? Ülkemizin Güneydoğusunda yaşananlar ile Suriye de yaşananlar arasında fark gören kaldı mı? Terör deyip girdiğimiz şehirlerde sivil halk zarar görüp ölmüyor mu? Bunca zayiata rağmen sonuç nedir peki?
Rabbim yaşanan olayları uyanışımıza vesile kılsın…
1- http://www.aktifhaber.com/bakanliktan-guneydogu-bilancosu-nufusun-yuzde-22si-goc-etti-1288269h.htm
2- http://haber.sol.org.tr/turkiye/sokaga-cikma-yasagi-ve-abluka-raporu-25-kadin-44-cocuk-hayatini-kaybetti-141610