Sürekli yakınılan “Gençliğin eğitimi neden bu halde?” sorusunun cevabı eğitim sistemi ve düzeyinde yanıt buluyor. Yanlış eğitim sistemi, düşük seviyede öğretim ve ilgisizlik… Bu sebepler eğitim düzeyini aşağı çekerken gençliğin imanını, ahlakını, psikolojisini de yerle bir ediyor.
TÜRKİYE’DE EĞİTİM DURUMUYLA İLGİLİ İSTATİSTİKLER:
· Millî Eğitim Bakanlığınca (MEB) açıklanan verilere göre, Türkiye’de örgün eğitim alan; okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 9.394.125’i erkek, 8.714.735’i kız olmak üzere toplam 18.108.860 öğrenci bulunuyor. Örgün eğitimdeki öğrencilerden 15.088.592’si resmi, 1.440.577’si özel ve 1.579.691’i ise açık öğretim kurumlarında okuyor.
· Örgün eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen sayısı 2018-2019 eğitim öğretim yılında 1.077.307 oldu. Bu öğretmenlerin 907.567’si resmi okullarda, 169.740’ı özel okullarda görev yapıyor.
· Örgün eğitimde, 54.036’sı resmi okul, 12.809’u özel okul, 4’ü açık öğretim okulu olmak üzere toplam 66.849 okul bulunuyor.1
· Türkiye’de ilk öğrenimden yüksek öğrenime kadar yapılan harcama Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH)’nın %5,4’üne tekabül ediyor. Bu veriler çerçevesinde Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye kadar her bir öğrenci için eğitim kurumlarına 5.633 dolar harcanırken, OECD ülkelerinde ortalama oran bunun iki misli yani 10.502 dolar civarında.
· Türkiye’de OECD ülkelerine kıyasla yüksek öğrenime katılım oranı da düşük. Türkiye’de 25 ila 34 yaş grubu gençlerin sadece %33’ü yüksek öğrenimini bitirirken, bu oran %44 olan OECD ortalamasının 11 puan altında. OECD ülkeleri ortalamasıyla kıyaslandığında, Türkiye’de üniversite bitirip, istihdam edilen genç yetişkinlerin oranı (%66), OECD ülkeleri ortalamasıyla kıyaslandığında en alt seviyede.2
· MEB Faaliyet Raporu verilerine göre ikili eğitim yapılan okul oranı %25,71’dir. Başka bir ifade ile Türkiye’de her dört okuldan birinde ikili eğitim yapılmaktadır. Okulların %87’sin¬de spor salonu bulunmamaktadır. Kütüphanesi olmayan okul oranı %61; çok amaçlı salonu olmayan okulların oranı %62’dir. Eğitim öğretimden erken ayrılma oranı (18-24 yaş) %32,50 gibi oldukça yüksek bir oranda ger¬çekleşmiştir.3
PISA – EĞİTİM RAPORU VE TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİLERİN KALİTESİ
· Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) kurumunun 2015 yılı için yayınladığı raporda Türkiye’deki eğitim bilançosu şu şekilde: 70 ülke içinde fende 52’inci, matematikte 49’uncu, okumada 50’inci sırada yer aldı. Bu rakamlar 2003 yılında yayınlanan PISA-Raporunda açıklanan sıralamaların da gerisinde bulunuyor.
· Bu istatistikleri PISA Direktörü Andreas Schleicher şu şekilde değerlendiriyor: “Öğrettikleriniz artık gereksiz; ezberde iyi, yaratıcılıkta kötüsünüz.” Bu eleştiriyi dönemin Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin şu şekilde yanıtlamıştır: “Ezber geleneğimizde önemli bir öğrenme yöntemidir.”
· Türkiye’deki sınav sistemlerini de değerlendiren Schleicher, bu konuda sınav sisteminin eğitim-öğretimi olumsuz şekilde etkilediğini şu şekilde özetliyor: “Öncelikle ben sınavlara karşı değilim. Asıl sorun, Türkiye’deki sınavların dar bir yaklaşımı olması. Çoklu sınav sistemi varken, uygulamaya baktığınızda öğretmenler iyi öğretmek için değil, öğrencileri sınavlara hazırlamak için sınıftalardı. Bu da pek yardımcı olmuyordu.” Öğrenciler meseleyi anlamaktan ziyade sınavı geçmek için eğitim alıyor…4
YILLARCA EĞİTİM VERİLMESİNE RAĞMEN ÇOCUKLARDA SUÇ ORANLARI YÜKSEK
· 2017 yılı için TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) suça sürüklenen çocukların sayısını 107.984 olarak ilan etti: Bu rakamlarda en yüksek oranı 15-17 yaş grubu alıyor, (75.828), ardından 12-14 arası (23.842) ve 11 yaş altı. (6.954) TÜİK verilerinde dikkat çeken en çarpıcı durumun ise, 11 yaş altındaki 3’ü kız 16 çocuğun öldürme, 13’ü kız 325 çocuğun ise cinsel suçlara karışması oldu.
· Dicle Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, son zamanlarda şiddetin ekranlarda, sokakta artmasıyla birlikte çocukların da suça sürüklenme oranlarının arttığını vurguluyor.5
· Mesut Kaymakçı’nın 24.10.2013 tarihinde Yeni Asya Gazetesinde öğrencilerin madde bağımlılığı ile ilgi yazdığı bir makalede şu bilgiler yer alıyor: “İstanbul Emniyeti tarafından İstanbul’daki lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada, ekonomik durumu çok kötü olan ailelerin çocuklarının daha fazla alkol, sigara ve esrar tükettikleri belirlendi. Bu araştırmaya göre: Bu ekonomik durumu kötü olan öğrencilerin %51’i en az bir kez sigara, %7’si en az bir kez esrar içtikleri, %36,3’ünün ise alkol kullandıkları tespit edilmiştir.”6
· Liselerde Madde Bağımlılığı- Mevcut Durum ve Önerilere İlişkin Okul Müdürleri ve Öğretmenlerin Bakış Açıları Raporuna göre 2008 yılında madde kullanıcıların %75’i 20 yaşından önce, yani okul zamanında madde kullanmaya başlamıştır.7
· Birleşmiş Milletler Dünya Suç Bürosu tarafından hazırlanan 2005 Dünya Uyuşturucu Raporunda (UNODC, 2005), uyuşturucu kullananların her yıl %8 oranında arttığı ifade edilmektedir.
· Eral Okullarının web sitesinde yayınladığı bir makalede öğrencilerin madde kullanımı ile ilgili yaptığı ifadeler şu şekilde özetlenmiştir: “Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalarda yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu, ilköğretimde ise yaşam boyu en az bir kez tütün kullanma oranının %16 olduğu görülmektedir. Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı %35-45, esrar kullanımı %4, uçucu madde kullanımı %4, ekstazi kullanımı için ise %2-2,5 oranları verilmektedir. Tütünden sonra en sık kullanılan maddeler sırasıyla alkol, uçucu maddeler ve esrardır. Sigara ve alkol dışında tüm maddelerde kullanım sıklığında bir artış söz konusudur.8
1. ntv.com.tr/egitim/meb-egitim-ogretim-istatistiklerini-acikladi,lShpxzBaC0mdXGSjqiOppg
2. yenimesaj.com.tr/turkiye-egitime-az-para-harciyor-H1326371.htm
3. egitimsen.org.tr/2018-2019-egitim-ogretim-yilinda-egitimin-durumu-raporu/
4. bbc.com/turkce/haberler-turkiye-42481321
5. iha.com.tr/haber-cocuklarin-karistigi-suc-oranlari-sasirtti-737052/
6. yeniasya.com.tr/mesut-kaymakci/okullarda-madde-bagimliligi_213268
7. acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423933037.pdf (s.3)
8. eral.k12.tr/cocuklarimiz-ve-madde-bagimliligi/