Ümmetin içinde bulunduğu hazin hali kendisine dert edinen bir alim, günlerden bir gün, “Allah Azze ve Celle’nin bu ümmete vaat ettiği zaferi ne zamandır?” diye yüreğinde bir darlık hisseder ve mevsim kış olmasına rağmen baraj suyunun kenarına gider düşünmek için oturur. Etrafı seyrederken suyun kenarında balıkçıların olta attıklarını görür, balıkçılar peşi sıra oltalarını atarlar lakin hiçbir şey yakalayamazlar, o sırada alim kafasını başka bir yöne çevirir ve irice bir adamın ilerden geldiğini görür.
Adam ayaklarına çizmelerini giyer, elbisesini dizlerine kadar katlar ve oltasını kavradığı gibi belli bir bölgeden yavaş yavaş suyun içine girmeye başlar. Baraj, deniz veya göl gibi değildir bir anda çukura basıp hayatı tehlikeye girebilirdi ama belli ki adam tecrübeli birisiydi. Alim seyretmeye devam eder…
Adam temkinli adımlarla ayağını bir oraya bir buraya atar, çukurların yerini biliyormuş gibi bakınır ve devam eder. Su belini aşacak bir yere kadar gelir ve oltasını oradan sallar. İki kez oltasını atar ve ikisinde de isabet eder, 5-6 kilo ağırlığında büyük balıklar yakalar. Balıkların birini sağ diğerini sol eline alarak işini başarıyla tamamlamış bir insan edasıyla tekrardan sahile döner.
Bu olayı dikkat ile takip eden alim bir anda kendi sualini çözer ve şöyle der: “Az önce balıkçıların çoğu kıyıdan, zahmete girmeden balık yakalamaya çalıştılar. Allah onlara balık nasip etmedi ama kolunu ve ayağını sıvayıp suyun içine giren ve oradan gayret gösteren bu adama iki tane büyük balık yakalamayı nasip etti.”
Bu balıkçının özelliği üçtür:
1. Hazırlıklıdır; gereken tüm kıyafeti, malzemeleri tamdır.
2. Bilgilidir; nereye nasıl adım atacağını iyi bilmektedir.
3. Cesaretlidir; boğulma tehlikesiyle karşı karşıya gelme ihtimaline rağmen hedefine yürümektedir.
Bu hayatta bir işi başarmak istiyorsan kenardan olta atmayacak fedakârlık yapıp, gayret edip suyun içine gireceksin.
Bunları düşünerek balık yakalayan adama dedi ki: “Sen iki tane balık yakaladın, onları bugün yiyeceksin ve mutlu olacaksın ama ben senden çok daha kıymetli bir şey yakaladım, onun ile amel edeceğim ve çok daha mutlu olacağım.” *
* Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin hatıralarından... Talebeleri tarafından hikayeleştirilmiştir.