Dünya Genelinde 81 Milyon İnsan Aç!
Hâkim olan Batı Medeniyeti’nin insanlığa fayda vermediği artık gizlenemiyor. Medya, alışveriş, kariyer gibi araçlarla insanlığı uyutan Batı Medeniyeti’nin dünyaya açlık, yoksulluk, adaletsizlik, kan ve gözyaşından başka bir şey getirmediği gün yüzüne çıkıyor. BM’nin yaptığı araştırmalar bu gerçeği gözler önüne serdi: “81 milyon insan aç!” Ancak gerçek bundan daha da kötü. Hatta bu konuda Amerika’nın daha hazin bir durumda olduğu da bir gerçek!
BM’nin 19 Ağustos İnsanî Yardım ve Çalışanlar Günü dolayısıyla yaptığı araştırma sonucu verileri acı bilançoyu tekrar gözler önüne serdi.
Verilere göre dünya genelinde 81 milyon insan hâlâ yardıma muhtaç ve bunlardan 59 milyonunu bebek ve çocuklar oluşturuyor.
Dünyanın bir bölümü refah ve bolluk içinde yaşarken, diğer bir bölümü hâlâ kıtlık ve yoksulluk içinde yaşam savaşı veriyor. Dünyada 1,3 milyar ton gıda israf edilirken, bir yandan da 10 milyon bebek açlığa yenilerek yaşamını kaybediyor.
Günde 25 Bin Kişi Açlığa Bağlı Nedenlerden Dolayı Ölüyor
Dünyadaki açlık ve sefaletin nedeni yoksulları doyuramamak değil, zenginleri doyuramamak!
Dünyada üretilen besin miktarı 6 milyarlık dünya nüfusunu beslemeye yeterli olsa da, hükümet politikaları, savaşlar, zayıf idareler, yanlış yardım stratejileri, mevcut kaynakların elverişli hale getirilmemesi, kuraklık ve salgın hastalıklara karşı etkili stratejiler geliştirilmemesi gibi nedenler dünya halklarının önemli bir kesiminin açlık sorunuyla yüzleşmesine neden olmaktadır.
6 milyar nüfusa ev sahipliği yapan dünyada, 800 milyon insan yetersiz beslenmekte, her gün 16 bini çocuk olmak üzere 25 bin kişi açlık ve açlığa bağlı sebeplerden ötürü ölmektedir. Bir yanda lüks tüketim ve silah teknolojisi için dünyanın kaynakları hoyratça sömürülürken, diğer yanda açlık nedeniyle her 4 saniyede bir kişi ölmektedir. Her yıl 11 milyon çocuk açlığa bağlı sorunlardan dolayı 5 yaşına gelmeden hayatını kaybetmektedir. Dünyadaki çocuk ölümlerinin önemli bir oranı, sıtma, akut solunum yetmezliği, kızamık ve ishal gibi hastalıklardan dolayı gerçekleşirken; yetersiz beslenme bu hastalıklara karşı direncin azalmasında başlıca etkendir.
Dünya açlık haritasına baktığımızda, yetersiz beslenen ya da açlıktan ölme tehlikesi ile karşı karşıya olan nüfusun sahra altı Afrika ülkeleri ve Asya ülkelerinde yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Afrika’da sömürge dönemine dayanan köklü sorunlar açlık yaşanmasına neden olurken; Asya’da savaşlar, göç sorunları ve kötü idareler gibi nedenlerden dolayı Afganistan, Hindistan, Çin, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerde ortalama olarak nüfusun yüzde 16’sı yetersiz beslenmektedir.
Coğrafyaları sarsan savaşlar ve politik sorunlar ülke halklarını açlığa bağlı nedenlerle mağdur eden sebeplerin başında gelmektedir. Örneğin, Körfez Savaşı sonrasındaki dönemde, Batılı devletlerin Irak’a uyguladığı gıda ve ilaç ambargosu nedeniyle, yüzlerce Iraklı yetersiz beslenmeye bağlı hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmiştir. Dünyada açlığın en yoğun olarak görüldüğü ülke olan Eritre’de nüfusun % 73’ü yetersiz beslenmektedir.
Batı’nın Bitirdiği Kıta; Afrika!
Afrika ülkelerinin çoğu 20. yüzyılda bağımsızlıklarını ilan etmiş olsa da, Afrika’nın zengin doğal kaynakları hâlâ öncesinde bağlı oldukları sömürge devletleri tarafından işletilmektedir. Sömürge döneminde kıtanın etnik ve kültürel dokusu gözetilmeden çizilen haritalar da, Afrika halklarını günümüze kadar uzanan kabile savaşları ile yüz yüze bırakmıştır.
Uzun yıllar sömürge olarak yaşayan, gerek insan kaynakları gerekse tabii kaynakları sömürgeciler tarafından kullanılan zengin kıta Afrika; kendi kaynaklarını kullanamayan, kaynaklarını kullanamadığı için iklim şartları ve hastalıklarla mücadele edemeyen atıl bir hale düşmüştür. Bunun sonucunda baş edilebilir ve önlenebilir olan kimi sorunların önüne geçilememekte, yetersiz beslenmeye bağlı olarak mücadele edilmesi daha da güçleşen hastalıklar, bölge insanını mağdur etmektedir. Dünyada yaşayan 40 milyon AIDS’linin % 60’ı sahra altı Afrika ülkelerinde bulunmaktadır. Açlık, artık Afrika’nın olağan problemlerinden biri olmuştur. Kuraklık görülmeyen yıllarda dahi açlık sorunu yaşanmaktadır. İç savaşlar, mültecilik ve göç sorunları, kıtanın geçimi için gerekli gıdayı üretememesi ve dışarıdan gıda ithal etmek için yeterli fonun olmaması açlık kavramını kıtanın bir gerçeği yapmıştır.
Afrika’da ve dünyanın diğer bölgelerinde görülen açlık sorunu önemli oranda siyasal sorunlara dayanmaktadır. Burma cuntasından kaçan Arakanlı mülteciler, Bangladeş’teki kamplarda temel ihtiyaçlarını karşılayamazken; Sri Lanka’da yaşanan çatışmalar yüzünden yerlerinden edilen 200 bin mülteci de gıda yardımına muhtaç durumdadır. Ortadoğu’da devam eden İsrail işgali ve bölgeye uygulanan ambargo da bölgeyi insanî yardıma muhtaç hale getirmiştir.
50 milyon Amerikan vatandaşı yoksulluk içinde yaşıyor.
ABD Belediye Başkanları Birliği, Amerika’da yoksulluk ve evsizliğin büyük artış gösterdiğini bildirdi. Birliğin hazırladığı raporun medyaya sunumunda Kansas City Belediye Başkanı Sly James, dünyanın en zengin ülkesinde insanların yaşamak için yer bulamadıklarını söyledi. Rapora göre 2010’da Amerika’da yaşayan yoksul sayısı 46,2 milyonu buldu.
Bir önceki yılla karşılaştırıldığında yoksulların toplam nüfusa oranı % 14,3’ten % 15,1’e yükseldi.
2009`da ki verilere göre:
43,6 milyon kişi (% 14,3),
8,8 milyon (% 11,1) aile,
24,7 milyon (% 12,9) 18-64 yaşları arsasındakiler,
15,5 milyon (% 20,7) 18 yaşın altı çocuklar,
3,4 milyon (% 8,9 ) yaşlı insan fakirlik içinde.
Dört kişilik bir ailenin yıllık geliri 21 bin dolar ve daha az ise bu fakir olarak kabul ediliyor...
Amerika’da ki açlık probleminin en çok olduğu bölgeler şöyle sıralanıyor:
Mississippi % 19,4
Texas % 18,8
Arkansas % 18,6
Alabama % 17,3
Georgia % 16,9
Ohio % 16,4
Florida % 16,1
California % 15,9
North Carolina % 15,7