Tefekkür

Bozulan Dünya Dengesi ve Küresel Isınma

Paylaş:

 

Önce arzı (atmosferi ile beraber) yaratıp sonra bizleri bu dünyaya gönderen Rabbimiz hem arz için hem de bizler için mükemmel kanunlar koymuştur. Allah’ın koymuş olduğu kanunlara uymamanın cezası çok çetin olarak ödenmektedir.

Kuvaterner1 döneminde bir soğuk ve bir sıcak olmak üzere sürekli birbirini takip eden bir iklim değişikliği söz konusudur. İçinde yaşadığımız dönem, sıcak döneme karşılık gelmektedir. Bu nedenle iklimlerin ısınma trendinde olması aslında normal bir döngüdür. Ancak günümüzdeki bu ısınma normal seyrinden çok daha hızlı bir seyir almış durumdadır ki işte bu ısınma; ‘Küresel Isınma’ olarak tanımlanmaktadır. Yani küresel ısınma; yerküre yüzeyinin ortalama sıcaklığından normalin üzerinde bir yükseliş göstermesi olayıdır. 1800’lerin sonlarından beri küresel ortalama sıcaklık 0.4 ilâ 0.8ºC civarında arttı. Birçok uzmanın yaptığı hesaplara göre 2100 yılına kadar ortalama sıcaklık 1.4 ilâ 5.8 ºC daha artacak. Bu artış oranı geçmiş artış oranlarından çok daha yüksektir.

Bilim adamları insan topluluğu ile doğal ekosistemin çabuk bir iklim değişimine uyum sağlayamayacağından endişe ediyorlar. Bir ekosistem; özel bir bölgede, yaşayan organizmalardan ve fiziksel çevreden oluşur. Küresel ısınma çok miktarda zarara sebep olabilmektedir. Allah’ı hesaba katmadan yapılan değerlendirmelerde küresel ısınmanın sebeplerini her ne kadar farklı etkilere dayandırsalar da asıl sebep, insanların Allah’ın istediğinin dışında bir hayat yaşamalarından kaynaklanmaktadır.

Klimatologlar2 1800’lerin sonlarından beri meydana gelen küresel ısınmayı analiz ettiler. Klimatologların çoğunluğu insanoğlu faaliyetlerinin, ısınmanın çok büyük bir miktarından sorumlu olduğuna kanaat getirdiler. İnsanoğlu faaliyetleri, yerkürenin doğal sera etkisini arttırarak küresel ısınmaya katkıda bulunuyor. Sera etkisi,3 güneş ışığını, gazları, atmosferdeki parçacıkları kapsayan karmaşık bir işlemle yerkürenin yüzeyini ısıtır. Yere çarpan güneş ışınlarının ısıya dönüşerek atmosfere geri dönmesi, ışınlarının atmosferde yol alırken partiküllere çarparak ortaya çıkan ısının da atmosfere karışması, ısınmanın normal seyrinden daha fazla olmasını sağlamaktadır. İnsanın bitmez, tükenmez, bozulmaz gibi gördüğü dünyamız aslında çok hassas bir denge üzerindedir.

Küresel ısınmaya katkıda bulunan insan aktivitelerinin en başında; fosil yakıtların yakılması (kömür, petrol ve doğal gaz) ve ormanların yok edilmesi gelmektedir. En çok yakıt tüketimi; otomobillerde, fabrikalarda, elektrik santrallerinde ve ısınma amaçlı kullanımlarda meydana gelmektedir. Fosil yakıtlarının yakılması ile karbondioksit gazı (kimyasal formülü CO₂) açığa çıkmaktadır. CO₂; ısının uzaya çıkışını yavaşlatan (böylece fazla ısının açığa çıkmasını sağlayan) bir sera gazıdır.

Ağaçlar ve diğer bitkiler besin üretmek için havadaki CO₂’i fotosentez ile kullanırlar. Ormanların yok edilmesi; bitkiler tarafından yok edilen gaz miktarı oranını indirger ya da ölü bitki örtüsü ayrıştırılması ile CO2 ’nin çoğalmasına katkıda bulunur.

Tüm bu olanların temelinde, Allah’ın emrettiği gibi bir hayat yaşamak istemeyen insanlar söz konusudur. Dünya sevgisi gözlerini bürümüş insanlar hep daha fazla kazanmak istemektedirler. Bunun için daha fazla mesai yapılmakta, daha fazla vardiya sistemi konulmaktadır. İnsanlar gece gündüz çalıştırılmaktadır. Yapılan tüm bu faaliyetler için enerji sarfedilmekte diğer bir ifade ile gece gündüz fosil yakıtlar tüketilmektedir. Ve böylece atmosfere bol miktarda CO2 gönderilmektedir.

Bunun yanında insanların yaşamlarında israfa kaçmaları da doğal dengenin bozulmasına sebebiyet vermektedir. Bugün insanlar tüketime özendirilmektedir. Bazı evlerde iki, bazı evlerde üç adet otomobil mevcut hale gelmiştir. İnsanlar yürüme zahmetine girmek istemiyorlar. En lüks şekilde yaşamak istiyorlar. Sabah giydiği kıyafeti öğleden sonra giymeyen bir insan topluluğu oluşturdular. İsraf yapmak istemeyen insanlar, toplumda dışlanır hale gelmiş hatta alay konusu edilmiştir.

Aşırı tüketim, doğal olarak aşırı üretimi doğurmaktadır. Üretim için sarfedilen enerji atıkları, doğal olarak atmosfere gönderilmektedir. Vakti gelmeden eşyalarını değiştirmek israfa sebebiyet vermektedir. İnsanlar eşyaların az da olsa eskimiş olmasını istemiyor. Televizyon reklamlarının hemen hemen %99’u tüketime teşvik etmektedir. Oysaki atmosfer dengesini bozan, metan gazıdır. Bu da buzdolabı atıklarından atmosfere karışmaktadır. Atmosferdeki ozon gazını yakan ve ozon tabakasının incelmesini ve yer yer delinmesini sağlayan gazlar, insanların kullandığı deodorant ve spreylerin atmosfere karışmasından kaynaklanmaktadır. Tabi ki bütün bunlar atmosfer dengesinin bozulmasına sebep olacaktır. Sonuç olarak çok hassas bir şekilde yaratılmış olan dünyamızın atmosferi, insanların doyumsuz faaliyetlerine bağlı olarak zarar görmekte ve küresel ısınma meydana gelmektedir. Oysa Rabbimiz kitabında; “Gökyüzü, onu da yükseltti ve mizanı koydu. Sakın mizanda haksızlık ve taşkınlık yapmayın”4 buyurmaktadır. Ayeti kerimede de ifade edildiği gibi yüce Rabbimiz dünyayı ve de dünyanın atmosferini çok hassas bir denge üzerinde yaratmıştır. Eğer Allah’ın koymuş olduğu sınırlar çiğnenir ise sadece yasakları çiğneyenler değil tüm insanlık zarar görmektedir.

Mizanın bozulmasıyla meydana gelen küresel ısınmanın sayılamayacak kadar çok zararları mevcuttur. Bunlardan en önemlileri cilt, solunum yolu, akciğer kanseri gibi hastalıkların artması, insan sağlığının bozulması, tarımda daha fazla üretim için gen değişikliklerinin yapılması ile meydana gelen doğal üretimlerin azalması, iklim değişikliklerinin yaşanması, birçok bitki ve hayvan türünün yok olması gibi zararlardır.

Küresel ısınmanın en önemli belirtilerinden bir tanesi de iklimde meydana gelen düzensizliklerdir. Bunlar şiddetli yaz sıcaklıklarının yaşanması, kışların kış mevsimi gibi geçmemesi, düzensiz ısınma ve soğumalar, bazı memleketlere çok uzun zaman aralığından sonra kar yağması, aynı dönem içerisinde kavurucu sıcaklıkların yaşanmasıdır. Yine aynı şekilde ani hava soğumaları ve şiddetli dolu yağması (bunlar bazen arabaların kaportasına zarar verecek büyüklükte ve şiddettedir), ani sel felaketlerinin yaşanması, kasırga, tornado, hortum gibi afetlerin meydana gelmesidir. Aslında havaların ani bir şekilde ısınması ve soğuması depremleri de tetiklemektedir. Bunlar insanoğluna Allah’ın kanunlarına uymamalarının faturası olarak yetmez mi?

1-                         IV. Jeolojik Zaman (Diğer jeolojik zamanlara göre en kısa, ancak en çok değişikliğin yaşandığı Dönem)

2-                         İklim bilimi konusunda çalışan bilim adamları

3-                         Isıyı dünyanın atmosferine hapseden gazlara verilen isimdir. En zararlı sera gazı, karbondioksittir.

4-                         Rahman Suresi 7-8 ayetler