Çocuklarda sıklıkla görülen uyum bozukluklarından biri olan yalan; suçlanmadan kaçmak, ödüllendirilmek ya da birine zarar vermek için, bir başka insanı açıkça yanıltma çabasıdır.
Çocuğun kendinden büyüklere karşı güçsüz olması, onu, yalanı amaçlarına ulaşmak için bir araç ve bir silah olarak kullanmaya teşvik eder. Yalancılık, daha çok çocuğun ailesini, çevresini, arkadaşlarını taklit etmesiyle ortaya çıkar. 6 yaşa kadar olan dönemde, çocuğun gerçeğe uymayan ifadelerini yalan sınıfına sokmamak gerekir. Çünkü henüz gerçeklik duygusu tam anlamıyla gelişmemiştir. Onun için çocuk gerçeğe uymayan ifadelerde bulunduğunda, onu “yalan söylüyorsun” şeklinde suçlamak doğru değildir. Sadece ona ifadesini tekrar düşünmesini önermek, gerçek olmayan kısmı görmesini sağlamak gerekir.
Genellikle çocuğa yalanı büyükler öğretir. Çünkü çocuk konuşmalarında hesapsızdır. Bu yönüyle de tüm konuşmaları temizdir. Büyüdükçe çevresindeki yetişkinler ona kötü örnek olurlar. Mesela babası, görüşmek istemediği birisi kendisini ararsa “yok!” dedirtir. Annesi komşunun istediği bir şeyi evde olduğu halde vermez. Bu örneklerde olduğu gibi, zor durumlarda yalan söyleyivermek, çocuğa bazı hallerde yalan söylenebileceği hissini verecektir.
Çocuk yalanlarının önemli bir kaynağı da korkudur. Gerek evde gerekse okulda dayaktan ya da cezadan kurtulmak isteyen çocuk, suçunu inkâr eder ya da hayali olaylar uydurur. Bu nedenle kabahat işlemiş olsalar bile, bunu kendi kendilerine itiraf eden çocuklar doğruyu söyledikleri için ödüllendirilmelidirler.
Gülünç olma korkusu da çocukları yalana sevk eder. Bunun haricinde kıskançlığın da yalanda etkisi vardır. Çocuklar, olayları ve kendilerini olduğundan farklı göstererek başkalarının övgüsünü ve sempatisini kazanmak için bazen yalana başvururlar.
Yine bazı anne babalar çocuklarının üzerine fazla düşerler. Çocukları da onların bu zaafından yararlanarak işlerine gelmeyen konularda yalandan hastalanırlar; başları, karınları ağrır, okula gitmek istemezler, sevmedikleri yemeği yemek istemezler.
Yalan Çeşitleri:
1- Hayali Yalanlar: Küçük çocuklar gerçeği iyi değerlendiremedikleri için uydururlar. Yetişkinler bunları yalan olarak görür. Çocuk 3 yaşında öyküler uydurur, taklitler yapar ve bundan da hoşlanır. Bu dönemde çocukların hayal güçleri oldukça geniştir. Olmamış olayları olmuş gibi anlatırlar. Bunda korkulacak bir durum yoktur. Bu onların hikâye dönemidir ve anlattığı şeyler çocuğun zekâsını gösterir.
2- Taklit Yalanlar: Çocuklar anne-babayı örnek alır. Ebeveynin yalanına tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Örneğin; doktora gidiyoruz diye gezmeye giden anne-baba çocuğun yalan söylemesine zemin hazırlar.
3- Sosyal Yalanlar: Bunlar en yaygın olan yalanlardır. Bir yere gideceği zaman, gitmek istemiyorsa,
4- Savunma Yalanları: Çocuk kendini korumak için yalan söyler. Çocuk, sık sık eleştiriliyorsa, sert tepkiler görüyorsa, mükemmelliğe zorlanıyorsa yalana başvurabilir. Doğru söylediğinde “yalan söylüyorsun” diye suçlanan çocuk bu yalanları alışkanlık haline getirir.
5-Yüceltilmiş Yalanlar: Başkalarının hayranlığını kazanmak için söylenen yalanlardır.
NASIL ÖNLENİR?
1- Yetişkinler örnek olmalıdır. Eğer anne-baba başkalarına yalan söyleyecek olursa, çocuğun dürüstlüğün önemini anlaması çok güç olacaktır. Çocuklar hangi yaşta olursa olsun yaşına uygun bir dille doğruyu söylemek gerekir.
2- Aşırı tepki göstermemek gerekir.Ebeveyn yumuşak ve hoşgörülü olmalı, cezadan kaçınmalıdır. Aşırı tepki göstermek, çocuğun sizin öfkenizden korunmak için, yalan söylemeye devam etmesine yol açar.
3- Çocuklardan başaramayacakları şeyler beklenmemelidir.
4- Fazla baskıdan kaçınmalı ve koyduğumuz kurallarla çocuğun yaşamını fazla sınırlamamalıyız.
5- Çocuğu yetişkinler araç olarak kullanmamalıdır. Örnek; anne ya da babanın çocuğa yalan söyletmesi. Annenin “bu yaptığımızı baban duymasın” demesi.
6- Gizli polis gibi çocuğu sorgulamamalı: Örneğin; “Doğru söylersen ceza vermeyeceğim” dedikten sonra, çocuk doğruyu söyleyince “biliyordum” diyerek tepki vermek ya da dayak, çocukta yalanı pekiştirir. Çünkü çocuk doğruyu söyleyince olumsuzlukla karşılaşmaktadır.
7- Çocuğun diğer çocuklarla kıyaslanmaması gerekir.
8- Anne-baba-çocuk iletişiminin olumlu olması gerekir. Çocuk istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini bizimle konuşabilmelidir. Çocuğu dinlemek ve çözüm yollarını kendisinin bulmasına yardımcı olmak gerekir.
9- Yalan söylediği için çocuğu suçlamamak gerekir. “Yalancı” etiketi yapıştırılmış olan bir çocuk, bu etiketin gereklerini yerine getirecektir, çünkü yaptığı işin kendini yansıttığına inanır. Bu davranışı onaylamasak bile, çocuğumuzun kişiliğini bu davranıştan ayrı tutmak gerekir. Salt kendisi olduğu için onu sevdiğinizi çocuğunuzun anlamasına yardımcı olun.
10- Doğrudan emin olmak için kontrol edin. Çocuğa “ödevin bitti mi?” diye sormak yerine “ödevini görmek istiyorum!” deyin. Bu davranış hem kontrol edileceği için ödevini düzgün yapmasını sağlar hem de çocuk sonucundan çekindiği için yalan söylemez.
Ansiklopedik Eğitim Ve Psikoloji Rehberi -Ömer Baldık