Rabbimiz Teâlâ ilme ve ilim sahiplerine büyük önem vermiş, kitabında ilk emrinin “Oku”1 olmasıyla birlikte ilim öğrenme çalışmalarının da başlamasını istemiştir. Aynı zamanda Hz. Adem’e ilmi sebebiyle bir derece vermiş, meleklere secde ettirmiştir. “De ki: Rabbim ilmimi artır”2 buyurarak ilmin artması için dua edilmesini tavsiye etmiş, “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”3 buyurarak ilim sahiplerinin üstün olduğunu haber vermiş, “Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltir...”4 buyurarak da ilim sahiplerini kendi katında üstün saymıştır. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ilim öğrenmeye teşvik etmiş: “İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır”5 ve yine: “İlmi Çin’de de olsa talep edin. Çünkü ilim talep etmek her Müslümana farzdır”6 buyurmuştur.
Alimlerimiz gerek bu farziyeti yerine getirmek için gerekse de bu mükâfatlara mazhar olmak için ilim uğrunda çileli yolculuklara, açlığa ve daha nice zorluklara katlanmışlardır. Talebü’l-ilm (ilim öğrenmek) için bu zorlu yolcukları en çok yapanlar muhaddisler olmuştur. Çünkü hadisleri gidip bizzat dinlemeyi hadisin makbul şartı olarak görmüşlerdir. Bu sebeple de hadis ilminde alimlerin çoğunluğu hadisin semâ yoluyla (hadisi hocadan işiterek öğrenme) alınmasını en güvenilir rivayet yolu saymışlardır. Buna göre dinleyerek ilim öğrenme en temel ve güvenilir bir öğrenme metodu olarak en başından beri varlığını korumuştur.
Hadis alimleri talebü’l-ilm için o kadar çok yolculuk yapmışlardır ki tabiinin fakihlerinden Mekhûl b. Ebî Müslim eş-Şamî’nin “İlim talep etmek için bütün yeryüzünü dolaştım” dediği rivayet edilmektedir. Tabi bu yolculuklar, oldukça meşakkatli ve çileli yolculuklardır. Bu konuda Ebu’l-Alâ el-Hemedanî, Bağdat’a ve İsfahan’a defalarca yürüyerek gittiğini, kitaplarını sırtında taşıdığını söylemektedir. Ayrıca Bağdat’ta kaldığı mescitte kandil yüksekte olduğu için bu süre boyunca ayakta okuyup yazmak zorunda kalmıştır. Bu yolculuklar aynı zamanda oldukça masraflı yolculuklardır. Âbid ve zâhid bir şahsiyet olan Ahmed b. Mehdî b. Rüstem de yaklaşık 300.000 dirhem tutarındaki servetinin tamamını bu uğurda harcamıştı.7
Yapılan yolculukların yerini internetin, şifahen aktarımın yerini ise kayıt derslerinin aldığını söyleyebiliriz. Yoğunlaşan hayatın içerisinde sesli kitap ve podcastleri dinleme kendini geliştirmek isteyen ilim meraklılarının gözde kaynağı haline gelmiştir. Her ne kadar kitaplar çoğalmış, erişim kolaylaşmışsa da dinleyerek öğrenmenin kolaylığı bu yönteme rağbeti artırmaktadır ki günümüzde de hâlâ tüm dünyada anlatarak öğretme yöntemi eğitim kurumlarında varlığını sürdürmektedir.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle ilim tahsili için bu denli zorlu yolculuklara gerek kalmamıştır. Yapılması gereken bir yolculuk olduğunda ise uçak, araba gibi imkânlarla yolculuklar çok rahat bir şekilde yapılmaktadır. Hatta yol üzerlerine kurulan tesisler yolculuğun imkânsızlıklarından yolcuları kurtarmıştır. Aynı şekilde internet imkânı da ilim tahsil etmek isteyenler için öğrenmeyi kolaylaştırmıştır. Online derslere katılmak isteyenler uzak mesafelerden ilim meclislerine dahil olabilmekte ve o ilme kolayca ulaşabilmektedirler. Hatta bu yolla 30 yıl önce yapılan derslere ulaşıp o günkü ders halkalarına yıllar sonra da dahil olabilme ve bu şekilde evini ilim meclisine yani cennet bahçesine kolaylıkla çevirme fırsatı oluşmuştur. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu konuda “Cennet bahçelerine uğradığınız zaman istifade ediniz” buyurdu. Sahabe: “Cennet bahçeleri nerelerdir, Ya Rasulallah?” diye sordular. Efendimiz: “Oralar, ilim meclisleridir” buyurmuştur.8
Bozuk çağın hastalıklarından kurtulmak için ilim meclislerine dahil olmak adeta şarttır. Aklın temiz kalması, nurunu kaybetmemesi bununla mümkündür. Nitekim bu konuda Ömer b. Abdülaziz Radıyallahu Anh şöyle demiştir: “Alimlerin sohbetinde bulunmak, sâlihlerin güzel hallerinden istifade etmek ve ahlaklarını örnek almaya çalışmak tüm dünyaya sahip olmaktan çok daha önemlidir. Gerçek alimlerle sohbet etmek ve sohbetlerine katılmakla akıllar nurlanır, imanlar artar, kalpler huzura erer ve insanın ahlakı ve edebi düzelir.”
Yine Lokman Hekim oğluna bu konuda nasihat etmiş ve “Evladım! Alimlerin sohbetlerinde bulun ve hekimlerin sözlerini dinle. Zira Allah ölü toprağı yağmur suyu ile dirilttiği gibi, ölü kalpleri de ilim ve hikmet nuruyla diriltir”9 demiştir. Gazali: “Alimin sohbetinde bulunmak, bin rekât nafile namazdan üstündür” demiş yine Ebu’d-Derda’dan rivayetle Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem “Alimlere uyun! Onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır” buyurulmuştur.10
Furkan Hareketi; evlerimizi cennet bahçesine çevirmek, eskiden yapılmış ama eskimemiş ders halkalarına bugün dahil olmak için dünya ve ahirette bize ışık olacak ilmine, bakışına ihtiyaç duyduğumuz Başyazarımız Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin gerek 15 yıl gerek 30 yıl önce yaptığı dersleri dinlemek için bir etkinlik hazırladı. Hedef 2 ay boyunca hazırlanan haftalık dinleme programına uyarak yoğun bir şekilde Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin gerek eskiden yaptığı dersleri gerekse de yeni yapacağı dersleri dinlemek ve bu şekilde ayet ve hadislerde verilen müjdelere nail olmaya çalışmaktır.
Yolda, evde, uygun her ortamda bu dersleri dinleyerek her boş anını ilimle dolduranlardan olabilmek duası ile...
1. Alak, 1
2. Taha, 114
3. Zümer, 9
4. Mücadele, 11
5. Tirmizi, İlim 2
6. Beyhaki, Şuabu’l-İman-Beyrut, 1410, 2/253
7. Tarih Dergisi, Turkish Journal of History, 73 (2021/1): 1-23 Orta Çağ İslam Dünyasında İlmî Seyahatler /Nevzat Keleş
8. Tirmizi
9. Heysemi, Mecmau’z-Zevâid, 1:125
10. Deylemi