Sayı 157

Toplumsal Çöküşün Eşiğinde: Güvensiz Toplum

Toplumsal Çöküşün Eşiğinde: Güvensiz Toplum

(Eylül-Ekim 2024)

Editörden:

Toplumsal Çöküşün Eşiğinde: Güvensiz Toplum

Her geçen gün Kur’an ve Sünnetten uzaklaşmanın acı ve yıkıcı bedeli olarak uçuruma doğru sürüklenen bir topluma tanıklık ediyoruz.

Modern çağda insanlık, hızlı teknolojik gelişmeler ve ekonomik büyümelerle yükseldiğini düşünürken, aslında derin bir ahlaki ve toplumsal krizin içine sürüklenmektedir. Bu kriz, güven duygusunun zayıfladığı, bireylerin yalnızlaştığı ve toplumların manevi bağlarının kopma noktasına geldiği bir tabloyu gözler önüne sermektedir.

Allah Azze ve Celle, insanı bir hilafet göreviyle yeryüzüne göndermiştir ve bu görev hem bireysel hem de toplumsal düzeyde adalet, merhamet ve güveni tesis etmeyi gerektirir. Ancak bugün, bireylerin birbirine, ailelerin kendi iç dinamiklerine, toplumların ise yöneticilerine güven duymadığı bir dönemi yaşıyoruz. Peki, bizi bu noktaya getiren sebepler neler? Bu durumdan kurtulmanın bir yolu var mı?

Bu bağlamda Furkan Nesli Dergisi olarak bu sorunun varlığını ortaya koyuyor ve çözüm için Kur’an ve Sünnete başvurulması gerektiğini vurguluyoruz. Yazarlarımızın da bu doğrultuda kaleme aldıkları yazıları sizlerin istifadesine sunuyoruz. Bu sayımızda Başyazarımız Alparslan Kuytul Hocaefendi “Kur’an’ın Evrensel Çağrısı -3” başlıklı yazısına devam ederken, yazarımız Dr. Murat Gülnar “Bu Güvensiz Toplum Kimin Eseri?” başlıklı yazısını kalem aldı. Yazarımız Mevlüt Kaynarpınar ise “Güvenli Toplumun İnşasında Temel İlkeler” başlıklı yazısını kaleme alırken Fatih Çağraş “İslam Ümmeti: İnsanlık İçin Hayat Veren Tohum” başlıklı yazısını kaleme aldı. Yazarımız Abdulkadir Parlak ise “Yahudilik Tarihi -3” başlıklı seriyi kaleme aldı.

Yeni sayımızda konuyla ilgili çeşitli makaleler ve istatistikler yer alırken gündeme dair içerikleri de sizler için sayfalarımıza taşıdık.

Bu zor dönemde, Müslümanlar olarak bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı yeniden hatırlamak zorundayız. İslami kriterlere yeniden dönüşle toplumsal adaleti sağlamak, çöküşün eşiğinde duran insanlığa kurtuluş reçetesini sunacaktır.

Toplumumuzun güven ve huzur dolu bir geleceğe kavuşması için her birimizin bu mücadelede aktif birer rol üstlenmesi gerekir. Unutmayalım ki bir toplum, ancak birbirine güvenen bireylerin omuzlarında yükselebilir…

 

Paylaş: