İnsanı tanımayan, insan için ideal bir medeniyet sunamayan Batı Medeniyeti dünyaya psikolojik bunalımdan başka bir şey sunmuyor. Furkan Nesli Dergisi olarak Batı Medeniyetinin başta ülkemizde ve dünyanın her yanında çözüm olarak sunduğu ancak akabinde nesli ifsat eden psikolojik ve fizyolojik buhranını ele alacağımız “Geldiğimiz Nokta” serimize başlıyoruz.
İnsanın maneviyatını, ruhunu reddeden Batı, materyalist anlayışı ile yeryüzünde psikolojik buhranların, şiddetin ve katliamların mimarı olmuştur. İnsanın fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayan ancak maneviyatı ve ruhu hakkında hiçbir fikri olmayan ideologlar manevi olarak bir distopya meydana getirdiler. İnsanın ailesiyle, komşusuyla, arkadaşlarıyla ve diğer sosyal hayatta insanlarla olan ilişkisi üzerine ve en önemlisi de yaratıcısı ile olan ilişkisi üzerine herhangi bir öngörüsü olmayan Batı Medeniyeti, Batı toplumuna ekonomik ve teknolojik olarak milenyum çağını yaşatsa da yaratılış amacını bilmeyen, yeryüzünde insan ilişkileri konusunda ilkel bir teori ve pratiğe sahip olan aynı zamanda psikolojik olarak da sağlığını kaybetmiş insanların olduğu açık hava tımarhanesine çevirmiştir. Maneviyattan uzak olan Batı Medeniyeti insana huzursuz bir toplumdan başka bir şey sunmuyor. İç huzuru, manevi rahatlığa ulaşamayan insan, huzuru maddede aramaya başlıyor. Anlık huzur veren kimyasallar ile kendisinde var olan bu boşluğu kapatmaya çalışıyor. İnsanın manevi yapısından habersiz olan Batı, insanın hayatını kolaylaştıran her türlü fizyolojik ihtiyaçta çığır açarken, psikolojik bunalım ve depresyonda da çığır açmıştır. Bundan dolayı hem Batı Medeniyeti hem de Batıyı taklit eden toplumlar psikolojik buhranla savaş halindedir.
Kâinat boşluk kabul etmez. Batı tahakkümü altındaki toplumlarda manevi boşluğu tamamlamak için toplum, kısa süre de olsa keyif veren, yapay manevi iç huzur sağlayan kimyasallara yönelmektedir. Bu kimyasalların başında uyuşturucu gelmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının hazırladığı NARKOLOG 2022 raporunda Türkiye’de uyuşturucu kullanımının korkunç bir seviyeye çıktığını gözler önüne sermektedir. Rapora göre, 2021 yılında hem yakalananların hem de olayların sayısı büyük ölçüde arttı. Ülke genelinde 2020 yılında 159.268, geçen yıl ise %35,5 artışla, 215.771 olaya müdahale edildi. Bu olaylarda bir önceki yıla göre %27,2 artışla, 294.604 şüpheli yakalandı. 2021’de yakalanan 294.604 kişinin suç türlerine göre dağılımı şöyle:
- 292 şüpheli (Yüzde 76,1) kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak/kabul etmek/ bulundurmak,
- 694 şüpheli (Yüzde 22) uyuşturucu madde imal ve ticareti,
- 011 şüpheli (Yüzde 1,7) Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanuna muhalefet,
- 398 şüpheli (Yüzde 0,1) uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma/özendirme,
- 209 şüpheli (%0,07) Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanuna muhalefet.
21 YAŞINDA BAŞLAYAN DAHA ÇOK
2021 yılında tedavi kurumlarına başvuranların yüzde 92,8’inin erkek, yüzde 7,2’sinin ise kadın olduğu bilgi raporda yer aldı.
Tedaviye başvuran hastaların yaş ortalamasının 29,01 olduğu ve 25-34 yaş arasında yoğunlaştığı belirtildi. 20-29 yaş grubundaki hastaların toplam hastalara oranının yüzde 50,8, ilk kullanım yaşının ise ağırlıklı olarak 21,51 olduğu bildirildi.
İŞSİZ VE EĞİTİMSİZLER AĞIRLIKTA
2020 yılında tedavi gören hastaların tamamladıkları eğitim kurumları ile istihdam durumlarını yansıtan veriler, uyuşturucu kurbanlarının ağırlıklı olarak eğitimsiz ve işsizlerden oluştuğu gerçeğini ortaya koydu. Sadece yüzde 7,4’ü yükseköğrenim mezunu olan hastaların, yüzde 1,9’unun hiç okula gitmediği, yüzde 40,4’ünün ilköğretim mezunu, 50,3’ünün ortaöğretim mezunu olduğu belirlendi. Düzenli bir işi olanların yüzde 36’da kaldığı bağımlılardan yüzde 16,3’ünün işsiz olduğu, yüzde 43,4’ünün de düzenli bir işi olmadığı bildirildi. Tedavi gören bağımlılardan yüzde 3,3’ü de öğrencilerden oluştu.1
- Birgün Gazetesi Nurcan Gökdemir’in yazısından yararlanılmıştır.