Teknoloji

Hayatımızı Değiştiren İcat: Akıllı Telefon

Paylaş:

 

                İnsanın dünyada yaşayabilmesi bir ölçüde kullandığı aletlerle mümkün. Bazı aletler yaşamımızı kolaylaştırırken, bazı aletler yaşamımızı dönüştürüyor. Mesela tekerlekli bavul yaşamımızı kolaylaştıran bir alettir. Daha öncesinde de insanlar bavulla yolculuk yapıyordu, ancak tekerlekli bavulla bu yolculuklar biraz daha kolaylaştı. Ampul ise hayatımızı değiştirdi. Artık insanlar geceden daha fazla faydalanabiliyor, sokaklar aydınlatılabiliyor, fabrikalar, kapalı mekânlar 24 saat kullanılabiliyor. Hal böyle olunca gündüz ağırlıklı yaşam tarzımız değişmiş ve yaşadığımız dünya farklı bir yere dönüşmüştür. İşte akıllı telefon da bu tür yaşam dönüştürücü bir alet olarak ortaya çıkmıştır. Akıllı telefonun geçmişi 15-20 yıl öncesine dayansa da hayatımıza öyle bir yerleşmiştir ki artık onsuz bir gün geçiremez olduk.

                Akıllı telefonların ilk örnekleri cep telefonlarının yaygınlaşmaya başladığı 90’lı yıllarda ortaya çıktı. Ancak bunlar kullanışsız, pahalı ve pek de bir işe yaramayan cihazlardı. Akıllı telefonların kullanılır hale gelmesi için bir dizi teknolojik gelişmenin ortaya çıkması gerekiyordu. Telefonlarda kullanılacak güçlü işlemcilerin geliştirilmesi, uzun ömürlü ve yüksek kapasiteli ucuz pillerin üretilmesi, mobil internetin yaygınlaşması, dokunmatik ekran teknolojilerinin olgunlaşması ancak 2000’lerin ortasında mümkün olacaktı. Kuşkusuz akıllı telefonların öncüsü Apple’ın 2007’de tanıtmış olduğu iPhone’du. IPhone zamanının akıllı telefonlarına göre bazı önemli yeniliklerle gelmişti. Fiziksel klavyesi yoktu, estetik ve hızlı bir işletim sistemi vardı. Dokunmatik ekranı hassastı ve yaklaştırma, uzaklaştırma gibi hareketler çok rahat yapılabiliyordu. Başlangıçta olmasa da kısa zaman sonra yeni uygulama kurabilme özelliği geldi. Böylece kullanıcılar binlerce uygulama arasından farklı amaçlar için çeşitli uygulamalar kullanarak akıllı telefonlarını kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirebiliyordu.

                Akıllı telefon­ların yaygınlaşması hayatımızı birçok açıdan değiştirdi. İnsanlar 7/24 çevrimiçi hale geldi. Neredey­se herkese istediğiniz zaman is­tediğiniz bilgiyi gönderip alabiliyor­sunuz. İnsanlar sosyal ilişkilerini büyük oranda dijital dünyaya taşıdı. Yapılan ve hatta yapılmayan şeyler sosyal medya üze­rinden paylaşılır oldu. Günlük ortalama 6-7 saati medyaya ayırmaya başladık. Müzik dinlemek, film izlemek, haberleri takip etmek için sadece bir ci­haz yeterli. Hiç bilmediğimiz yerlere gitmek için uzun uzun tariflere gerek kalmadı, konum atmak yeterli hale geldi. Fotoğraf çekmek için özel bir fotoğraf makinesi taşıma devri bitti. Hatta insan­lar artık fotoğraf çekmekten etrafa bakamaz hale geldi. Bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Artık merak ettiğimiz bir şeyi öğrenmemiz en fazla 10 saniyemizi alıyor. Satın alma alışkanlıklarımız da değişti. Evimizin içinden dünyanın öbür ucundaki bir mağazadan istediğimiz ürün için sipariş verebiliyoruz. Bir mağazaya girdiğimizde fiyatların pahalı mı ucuz mu olduğunu görmek için tek yapmamız gereken telefonumuza sormak oluyor. Para transfer etmek, ödeme yapmak, rezervasyon yapmak, kitap okumak çok kolay.

                Tabi akıllı telefonlarının olumsuz etkileri de var. İnsanlarda telefon bağımlılığı oluştu. Birçok kişi beş dakika bile telefona bakmadan duramaz hale geldi. Tanıdıklarımızla sanal iletişim artarken, gerçek iletişim azaldı. Aynı masada oturan insanlar birbirleriyle konuşmak yerine telefonlarıyla vakit geçirir oldu. Sürekli gereksiz bilgi bombardımanına tutulan insanlarda zihinsel yor­gunluk, uykusuzluk, depresyon gibi rahatsızlıklar görülmeye başlandı. Telefondan gelen bildirim­lerden kaynaklı olarak uzun süre odaklanamama sorunları ortaya çıktı. Bazı insanlar kendi kıymet­lerini sosyal medyada aldıkları beğeni sayılarıyla ölçmeye başladı. Sürekli yakın mesafedeki telefon ekranına bakmaktan kaynaklı göz bozukluklarında artışlar yaşanmaya başlandı.

                Maalesef insanoğlu sahip olduklarının esiri olma konusunda sınır tanımıyor. Yaşamımızı ko­laylaştırması gereken bir cihaz, tüm hayatımızın merkezine oturmuş ve yaptığımız her şeyi biçim­lendirir hale gelmiş. Bir Müslüman hayatını Kur’an ve sünnete göre yaşaması gerekirken uygulama­lardan gelen bildirimlere göre hareket eder ol­muş. Allah’ın hoşuna gidecek paylaşımlar yapması gerekirken, insanların hoşuna gidecek gariplikler yapma yarışına girmiş. 7/24 Allah’a bağlı olma­sı gerekirken, 7/24 sosyal medyaya bağımlı hale gelmiş. Elbette bu teknolojinin suçu olamaz. Akıllı telefon sadece bir alet, istersek hayatımızı hayırlı yönde de değiştirebilir. Kur’an-ı Kerim Arapçasıy­la, Türkçesiyle, dünyaca ünlü imamların en gü­zel sesli okuyuşlarıyla, tefsirlerden açıklamalarla avucumuzun içinde. Tüm hadis külliyatı, alimlerin eserleri, imamların dersleri, aklımıza takılan soru­ların cevapları anında önümüzde.

                Çadır çadır dolaşıp insanlara İslam’ı anlatma gayretinde olan bir peygamberin ümmeti ola­rak yüzlerce kişiye anında ulaşabilme imkânına sahip olup Allah rızası için hiçbir şey söylemiyor olmak akıllı telefonun suçu değil biz Müslüman­ların vebalidir.