- İslam’a davette muhatabıma hiçbir zaman kızmadım. Ne kadar konuşursa konuşsun, ne kadar ağır şey söylerse söylesin hiç önemli değil, asla kızmam. Böylesi durumları hoş görmek lazım. Bazen böylesi davranışlar konuşmadan daha etkilidir.
- İnsana değer vermek, ona merhametli davranmaktır. Peygamberimiz bedevilere karşı çok merhametliydi.
- Muhatabının gözüne bakarak hitap etmek; ona saygı duymak ve değer vermektir. Herkesten bizim talebelerimiz gibi davranmalarını bekleyemeyiz. Aksi halde insan kazanamayız. İlk defa böyle bir ortama giren kişileri hor görmemeliyiz. Bunlar muhatabı kazanma yollarıdır. Bu İslam davetçilerine gerekli bir sünnettir.
- İnsanlara isimleriyle hitap ediniz. Bu, insana verilen bir değerdir. Böylelikle karşınızdaki kişinin sizi daha iyi dinlemesini sağlamış olursunuz.
- İlgilendiğiniz kişi ziyaretinize geldiğinde, gerekirse onu arabasına kadar uğurlayın. Bu değer vermektir.
- Peygamberimiz hutbe esnasında bile konuşana sus demezdi. Efendimiz hutbede konuşurken bir bedevi gelip Rasulullah’ın sözünü keserek bir şeyler sormuştu. Efendimiz hiç kızmadan onun sorularını cevaplamış sonra hutbesine devam etmişti. Böyle insanlar da olabilir, kaba davranarak onları kendimizden uzaklaştırmamalıyız.
- Muhatabınız bildiğimiz bir konuyu anlattığında, heyecanını kırmamak için o meseleyi ilk kez duyuyormuş gibi ilgiyle dinlemek gerekir. Bu ilgili dinleme, onun hoşuna gider.
- İlgilendiğiniz kişiye ondan bıkmışsınız gibi bir hissiyat verirseniz, o kişi sizden uzaklaşacak ve bir daha sizin ortamlarınıza gelmeyecektir.
- Mümkün olduğu kadar ilgilendiğiniz kişiyi ders sonunda evine bırakmak, onu size daha da yakınlaştıracaktır. İsterse evi sizin evinizin ters istikameti olsun yine aynı hassasiyeti göstermek gerekir.
- Bir kimseyle ayrılırken mutlaka bir daha ki görüşmenin randevusunu alın. Böyle olduğu zaman devamı gelmiş oluyor. Bu önemli bir faktördür.