Hedef

Kardeşliği Bozan Unsurlar -3

Paylaş:

   TECESSÜS, KOĞUCULUK

   Kardeşliği bozan unsurları kaldırmaya yönelik verdiğimiz mücadeleye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Aslında bu mücadele şeytana ve İslam’ı yok etmeye azmetmiş, onun insan dostlarına karşı verdiğimiz bir mücadele... Görüyoruz ki şeytanın ve İslam düşmanlarının kardeşliği bozmaya yönelik birçok oyunu var. İnsanları bir takım tatlı görünen yollarla acı felaketlere sürüklüyorlar. Dayanışma ve kardeşlik, insanların birbiriyle uyum içinde yaşaması, mü’minlerin birliktelik içinde Allah yolunda çalışması onların korkulu rüyası... Zira “bir binanın tuğlaları gibi” omuz omuza mücadele eden bir nesil onların bütün tuzaklarını başlarına geçirecek ve İslam’ın hâkimiyetini sağlayacaktır. Öyleyse kardeşliği bozmaya yönelik yapabileceğimiz bütün kötülüklerden son derece sakınmalı, kardeşliği oluşturmada katkı sağlayacak her türlü çabaya da koşar adımlarla ilerlemeliyiz.  Bilmeliyiz ki kardeşlik yolunda atacağımız yanlış adımlar veya her bir kötü ahlakımız davamıza zarar verecek ve hedefimize ulaşmamızı engelleyecektir. Öyleyse inandığımız Allah’ın hakkı, Rasulullah’ın üzerimizdeki emeği ve davamızın hatırına kardeşler olalım. Ve kardeşliğe zarar veren şu tür olumsuz durumlar bizde varsa bir an önce tevbe edip, ahlakımızı düzeltelim: 

   TECESSÜS

   Dil bilgisinde; kendini ilgilendirmeyen şeyleri belli etmeden öğrenmeye çalışma, bir kimsenin öğrenilmesini istemediği özel durumunu araştırıp-soruşturma, ayıp-kusur bulmaya çalışma şeklinde anlaşılmıştır. Bu ahlak meraklılıktan ileri gelir. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise: “Kişinin kendisini ilgilendirmeyen meseleleri terk etmesini Müslümanlığının güzelliği”1 olarak ifade edip, övmüştür. Yani bir konu seni herhangi bir yönden ilgilendirmiyorsa o konuyu araştırman ve hatta duyman dinlemen bile gereksizdir.

   “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”2 buyuran Rabbimiz, insanın fazladan duyduğu her sözün sırtına yük olmaktan başka bir işe yaramayacağını ifade etmiştir. Ondan mesulsün ve belki de ondan hesaba çekileceksin. Üstelik duyduğun şeyler hoşuna gitmeyebilir ve senin de kalbinin bozulmasına sebep olabilir. Ya da yarım yamalak duydukların senin vehimlerinle birleşince olmadık laflar ortaya çıkabilir.

   Hepimizin başına kınanmaktan korktuğumuz birtakım hadiseler ya da kimsenin duymasını istemediğimiz olaylar gelebilir. Ya da bazen bilmeden, istemeden hatalar yapabiliriz. Bunların peşine düşülmesini, orada burada konuşulmasını, gelip insanların bize sürekli o konuda sorular sormasını istemeyiz. Aynı şeyi kimse istemez. O halde Rasulullah’ın: “Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma”3 esasıyla hareket ederek kimseyi hoşlanmayacağı bir duruma düşürmemeliyiz. Düşürürsek kardeşliği zedelemiş oluruz. Çünkü bu tür davranışlar kardeşliğin temeli olan güveni sarsar. Bu sebeple Rabbimiz: “…Tecessüs etmeyin …”4 buyurmuştur. Ve sonuçta “Müslümanların ayıplarının, gizli durumlarının peşine düşer ve araştırmaya kalkışırsan, onların ahlâkını bozarsın veya onları buna zorlamış olursun.”5 Demek ki bir kötülük duyuldukça normalleşir ve yaygınlaşır. Kötülüğün yayılmasını engellemenin yolu onu kimseye duyurmamaktır.

   Tecessüsün Uhrevi Cezası

   “Kim bir topluluğun duyulmasını istemediği bir sözü öğrenmeye çalışır (tecessüs ile kulak hırsızlığı yapar) ise, kıyamet günü kulaklarına eritilmiş kurşun dökülür.”6

   Aramızda Tecessüsü Kaldırmanın Yolları:

  1. Tecessüs eden kişinin dediğine hemen inanılmaması ve ikaz edilmesi gerekir. Bunu nereden duyduğu sorulmalı ve kızılmalıdır. İbn-i Mesud Radıyallahu Anh, kendisine getirilerek hakkında: “Bu, sakalından şarap damlayan falanca kişidir” denildiğinde o kimselere: “Biz ayıp ve kusur araştırmaktan men edildik. Bir kusur veya ayıp, kendiliğinden ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız” cevabını vermiştir.7
  2. Tecessüs etmenin gayrımedeni bir davranış olduğu bilinmelidir. Medeni insanlar cahilce başkalarının kendilerini ilgilendirmeyen hadiselerine kulak kabartıp dinlemeye çalışmazlar. İslam tecessüsü ve benzeri kötü ahlakları yasaklayarak medeni bir toplum oluşturmayı hedeflemiştir.
  3. Empati kurarak. Kendisini başkasının yerine koyan kişi ne kadar çirkin davrandığını fark edecektir. Esasında empati sadece bunda değil her tür durumda kişide olması gereken bir melekedir.
  4. Tecessüs ettiği meselenin kendisinin de başına gelebileceğini düşünerek. Belki de yarın sen ondan daha büyük bir hata işleyeceksin ve herkes seni konuşacak… Kim yanlış yapmayacağının garantisini verebilir ki…
  5. Bu tür ahlaki bozuklukların kişinin manevi derece katetmesinin önünde engel olduğunu düşünerek. Yükselmek isteyenler ahlaklarını düzeltmek zorundadırlar.

   KOĞUCULUK (LAF GETİRİP GÖTÜRME)

   Allah Azze ve Celle koğuculuğu iman etmemekte direnen kâfirlerin bir ahlakı olarak ele almıştır. Ayete göre müminde olması mümkün değildir adeta... “Kusur peşinde koşan, durmadan laf getirip götüren kimseye boyun eğme!”8

   Bundan duyduğunu şuna, şundan duyduğunu buna ileten kimse… Elbette ki bunun sonucunda iki taraf birbirine düşman haline gelecektir. Diyelim ki bir insan o anki kızgınlıkla bir kimseye kızdı ve birkaç laf etti. Bunu duyan kimsenin o kimsenin lafını, kızdığı kimseye iletmesi “koğuculuk” yapması demektir. İnsanları birbirine düşüren en kötü ahlaktır. Kimse diğerine bir şey demese de kalpleri bozar. Kardeşliğin önünde engel olur ve bazı laflar insanın kalbinde unutamayacağı izler bırakır. Bu durumdan koğucu sorumludur. O ilettiği lafı yarın unutur, ne de olsa kendisi için söylenmemiştir. Fakat ilettiği kimse iletilen olumsuz cümleyi ömür boyu unutmaz. Hatta belki de o anki kızgınlıkla söylediği için söyleyen kişi de unutmuştur. Fakat iletilen kişi unutmaz.

   Koğuculuğun Sebebi

   İmam Gazali koğuculuğun sebebi olarak şunları belirtmiştir: “Ya sözü taşınmış olana kötülük yapılmak istenmekte ya söz götürülen kimseye yaranmak amaçlanmakta ya da konuşan boş konuşmak gibi bir alışkanlıktan kurtulamamaktadır.”9

   Koğuculuğun Uhrevi Cezası

   “Koğuculuk yapan cennete giremeyecektir.”10

   Peygamber Efendimiz bir gün iki kabrin başında durdu ve “bu ikisi, kendilerince büyük olmayan birer günahtan dolayı azap görüyorlar. Evet, aslında (günahları) büyüktür. Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise, idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi.”11  buyurdu.

   Koğuculuğu Bitirme Yolları

   Bu konunun erbabı İmam Gazali’ye bırakalım:

   İmam Gazali şöyle der: Koğucu sana bir kimseden koğu getirip, örneğin ‘Filan kişi seni sevmez. Senin hakkında şöyle dedi, senin işini bozmak veya düşmanınla iş birliği yapmak ister’ derse şu beş şeye dikkat etmen gerekir:

  1. Onu tasdik etmemelisin. Zira o kişi koğuculuk etmekle fıskı kesinleşmiş fasık olmuştur. Fasıkın sözü ret olunur, kendisi kovulur. “Ey iman edenler, eğer bir fasık size bir haber getirirse onu tahkik edin...”12
  2. Ona nasihat etmek ve koğuculuktan menetmek, sakındırmaktır. Zira Hak Teâlâ: “İyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış!”13 buyurur. Zira koğuculuk kötülüktür.
  3. Onun koğuculuğu ile aleyhinde konuştuğu o Müslümana su-i zan etmemek gerekir. Zira Hak Teâlâ şöyle buyurur: “Zannın çoğundan kaçının!”14
  4. Onun sözü doğru mudur, değil midir? Araştırmak gerekir. Zira bu, tecessüstür. Hak Teâlâ tecessüsten nehyedip “Birbirinizin kusurunu araştırmayın”15 buyurmuştur.
  5. Onun koğusunu hiç kimseye anlatmamak gerekir. Eğer böyle yaparsa kendisi de koğucu olmuş olur. Ve kendi nehyettiğini işlemek ardır.

   Rabbimizden hepimiz için temiz bir kalp, güzel bir ahlak dileyerek gelecek sayıda devam etmek üzere Allah’a emanet olun…

  1. Tirmizi, Zühd, 11
  2. İsra, 36
  3. Müslim, İmâre, 46
  4. Hucurat, 12
  5. Ebu Davud, Edeb, 37
  6. Buhari, Tâbîr, 45
  7. Ebu Davud, Edeb, 37/4890
  8. Kalem, 11
  9. İhyau Ulumiddîn, Gazalî, c.VI.Hatta Gazali
  10. Buhari
  11. Buhari
  12. Hucurat, 6
  13. Lokman, 17
  14. Hucurat, 12
  15. Hucurat, 12