Yapılan istatistikler Türkiye’deki kitap okuma oranının içler acısı durumunu gözler önüne seriyor. Ve çıkan sonuçlara göre Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. Bu durum şu soruyu akıllara getiriyor: Kitap okumuyorsak ne yapıyoruz?
Türkiye nüfusunun kitap okuma oranı %0,8’dir.
Türkiye’de yükseköğrenim görenlerin oranı 1965 yılına göre 14 kat arttı. Ama Yüksek Öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965 yılının da altında kaldı.
Japonya’da toplumun %14’ü, Amerika’da %12’ si, İngiltere ve Fransa’da %21’i düzenli kitap okurken, Türkiye’de durum %0, 01 yani on binde bir.
Japonlar yılda ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, Türkiye’de bir kişi on yılda bir kitap okuyor.
Rusya’da bin kişiye düşen kitap sayısı 18.000, ABD’de 12.000, Almanya’da 2700, Japonya’da 100, İspanya’da 170, Türkiye’de ise sadece 7, yani 142 kişiye 1 kitap düşüyor.
Amerika’da yılda 72.500, Rusya’da 82.000, Japonya’da 42.000, Fransa’da 27.000, Türkiye’de ise 7000 adet kitap basılıyor.
Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan’da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye’de bu rakam 2000- 3000 civarında basılmaktadır. Çünkü Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip kişilerin sayısı 70 bin civarında!
Avrupa ülkelerinde kitap okuma oranı ortalama olarak, ihtiyaç sıralamasının 18. sırasında yer alırken Türkiye’de ise 222. sırada yer alıyor.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. Sırada yer alıyor.
Türkiye’de günde ortalama beş saat televizyon seyredilirken, kitap okumaya yılda sadece altı saat ayrılıyor!
Türkiye’de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor.
Ülkemizde gençlerin %61’i hiç kitap okumuyor.
Türkiye’de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı ise yüzde 95!
Türkiye’de kişi başına düşen ortalama okuma süresi günlük 15 saniye!
Bu kadar veriden sonra kendimizi tekrar sorgulayalım. Geri bırakılmış bir toplum olarak durumumuzun vahametini ne zaman anlayacak ve kitap okuma alışkanlığı kazanmayı ne zaman önemseyeceğiz?
Okumak, Anlamak, Yaşamak... Bu kavramların hepsi kitap okuma alışkanlığında yatıyor.
Kendi çözümümüzü kendimiz oluşturalım. Gereksiz yere zaman harcamaktansa biraz daha gelişimimize önem verelim ve bu şekilde ümmet olarak kalkınmanın gerçekleşmesine destek olalım.
Vakit okuma vaktidir!