Bu yazı serimizde yaklaşık bir yıldır dünya gündemini meşgul eden Koronavirüs (Covid -19) konusunu ele alacağız. “Dünyayı kasıp kavurduğu iddia edilen bu virüs gerçekte ne kadar tehlikelidir, dünyada ve ülkemizde vaka ve ölüm oranları nedir, pandemi gerekçesiyle dünya çapında başka planlar mı amaçlanıyor, Covid aşısı bulundu mu, bulunduysa gerçekten çözüm olacak mı, pandemi süreci kimlerin işine yarıyor?” vb. soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.
Vaka ve Ölüm Oranlarına Mı Yoksa Medyaya Mı İnanacağız?
Herkesin malumu olduğu üzere ilk Covid-19 vakası geçen yıl aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde bir balıkçı pazarında ortaya çıkmıştı. Ortaya çıktığı tarihten itibaren büyük bir hızla dünyaya yayılan bu virüs, dünya çapında büyük bir korku meydana getirdi. Aslında bu korkunun haklılık payı da yok değildi. Çünkü Çin’den dünyaya servis edilen görüntüler gerçekten dehşet vericiydi. Virüse yakalanan insanlar sokaklarda zombiler gibi can çekişerek ölüyor, karantinaya alınmakta güçlük çıkaranlar silahlı polisler eşliğinde zorla hastaneye kaldırılıyordu. Hatta hastalığa yakalanan kişilerin evlerinin kapıları tahta ve çivilerle tamamen kapatılıyordu. İşte bu görüntüler1 ile dünyaya yayılması amaçlanan korku atmosferinin ilk aşaması gerçekleşmiş oldu. Peki, gerçekten böyle miydi? Çin’deki ölüm rakamları ve ilk vakaların sonrasında gelişen süreç durumun görüntülerdekinden çok daha farklı olduğunu ortaya koyuyordu. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre yaklaşık bir yıllık süreçte Çin’deki vaka sayısı 96.240 iken virüsten ölen kişi sayısı sadece 4.777’dir.2 Çin’in nüfusunun 1.5 milyar olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda bulaşıcı bir hastalık için bu rakam gerçekten çok komiktir. Ölüm sayısını nüfusa oranladığımız zaman bu oran sadece % 0000.3’tür! Ancak haberlere ve verilen korku atmosferine göre bakarsak sanki Çin’in yarısı bu virüsten kırılmaktadır. Ayrıca son zamanlarda dünyanın beşte biri nüfusuna sahip olan Çin’de günlük vaka sayısı ortalama 50 civarında seyretmekte ve virüsten kaynaklı ölüm neredeyse yaşanmamaktadır. Buna ek olarak Covid tehdidinden insanlığı kurtarmak(!) amacıyla aşı bulma noktasında yoğun çaba sarf eden Çin’de son zamanlarda hayat normale dönmüş durumda hatta insanlar kalabalık festivallere bile rahatlıkla katılabilmektedirler.3 Bunun yanında yaklaşık dokuz aydır ülkemizde veya dünyanın başka yerlerinde var olan Covid vakalarında/ölümlerinde Çin’de olduğu gibi sokak ortasında zombiler gibi titreyerek ölen insanlara denk gelmediğimizin de altını çizmek isteriz.
Dünyadaki vaka ve ölüm oranlarına gelecek olursak Çin’de olduğu gibi dünyadaki genel durumda da medyada yansıtılanın aksine bir durum göze çarpmaktadır. DSÖ’nün verilerine göre bir yıllık süreçte dünyada yaklaşık olarak toplam 79 milyon vaka ve 1.7 milyon ölüm gerçekleşmiştir.4 Virüse yakalanan 79 milyonun içinde ölenlerin oranı sadece %2.1’dir. Yani hastalığa yakalananların bile %98’i ölmüyor! Ölenlerin dünya nüfusuna (7.5 milyar) göre oranlaması ise sadece %00.2’dir! Ancak medyaya ve DSÖ yetkililerinin açıklamalarına bakacak olursanız dünyanın yarısından fazlasının bu hastalıktan öldüğüne inanmanız içten bile değil.
Korona’nın mart ayında giriş yaptığı ülkemize gelecek olursak yine DSÖ’nün verilerine göre dokuz aylık süreçte ülkemizde yaklaşık 1.3 milyon vaka ve 19.000 ölüm hadisesi yaşanmıştır.5 1.3 milyonluk vaka sayısına oranla ölüm oranı %1.4’tür. Bu da hastalığa yakalananların dahi %98.6’sının ölmediği anlamına gelir. Ülke nüfusuna (yaklaşık 82 milyon), ölüm sayısını oranlayacak olursak bu oran sadece %00.2’dir! Zaten çok düşük olan bu orana ek olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, ölenlerin yaş ortalamasının 74.6 olduğunu6 söylemesi işin daha da ilginç kısmıdır. TÜİK verilerine göre ülkemizde ortalama yaşam süresinin 78 olduğu7 göz önüne alındığında ölenlerin büyük çoğunluğunun zaten yaşam süresini doldurmaya yakın kimseler olduğu görülmektedir. Ayrıca bu yaşlıların da birçoğunun kronik veya ağır hastalığı (şeker, solunum yetmezliği vb.) bulunduğu herkesin malumudur.
Tüm bunların üstüne ilerleyen sayılarda geniş olarak ele alacağımız Covid test kitlerinin bazı hayvanlarda, kolada hatta domateste dahi pozitif gösterdiği tespit edilmiştir. Yani bu test kitlerinin güvenilirliği ve doğruluğu da verilen rakamlar kadar şaibelidir.
Medyanın algısından ve toplumun baskısından uzakta, mantık çerçevesinde bakacak olursak aslında koronanın pek de öldürücü ve tehlikeli olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durumun daha iyi anlaşılması için tarihteki bazı salgın hastalıklardaki ölüm sayılarını vermek yerinde olacaktır.
Yıl |
Yer |
Salgın İsmi |
Ölüm Sayısı |
1720-1722 |
Fransa |
Veba |
75 ila 200 milyon8 |
1898-1918 |
Hindistan |
Veba |
12.5 milyon9 |
2017 |
Dünya Geneli |
AIDS/HIV |
36.9 milyon vaka, 940 bin ölüm10 |
Her Yıl |
Dünya Geneli |
Tifo |
20 milyon vaka, 200 bin ölüm11 |
Geçmişte var olan bazı salgın hastalıklardaki ölüm sayıları Covid’e oranla devasa boyutlardadır. Ancak her ne hikmettir ki dünyada sadece salgın hastalık olarak Covid varmış gibi medya organları her gün boy boy ölenlerin sayısını vermektedir. Dünyada her yıl ortalama 58 milyon insan öldüğü12 gerçeği göz önüne alınacak olursa Covid’den ölen 1.7 milyon insanın her gün yasını tutan dünya medyası ve DSÖ, geriye kalan 56.3 milyon ölünün adını bile anmamaktadır! Salgın hastalıklarla ilgili verilerin yanında sigara ve kanser hastalığı ile ilgili sayılar da çok şaşırtıcıdır. İnsanların sağlığını çok önemsediğini(!) her fırsatta dile getiren DSÖ’nün verilerine göre dünyada her yıl 7 milyon insan sigaradan kaynaklı hastalıklardan ölmektedir.13 Bunun yanında yine DSÖ’nün verilerine göre her yıl kanserden 9.6 milyon kişi hayatını kaybetmektedir.14 Covid kaynaklı ölümlere oranla beş altı kat daha fazla olan kanser veya sigaradan kaynaklı ölümler ile ilgili her gün ölen kişi sayısı haberlerde veriliyor mu? Covid için alınan önlem kadar sigara için önlem alınıyor mu, yoksa insanlar ziyadesiyle sigara içmeye mi teşvik ediliyor? Bu soruların cevabı apaçık ortadadır.
Peki… Bu salgın yıllar önce planlanmış olabilir mi, bu virüs ile ne amaçlanmaktadır ve bu durum kimlerin ekmeğine yağ sürmektedir, pandemi sürecinin toplumsal, siyasi ve ekonomik sonuçları ne olabilir, büyük devletlerin aşı üretme telaşının sebebi nedir? Tüm bu soruların cevaplarını dergimizin ilerleyen sayılarındaki yazılarımızda vermeye çalışacağız. Görüşmek dileğiyle, Allah’a emanet olunuz…
- com/watch?v=Xz05AEZEZAM&t=3s
- who.int/table erişim tarihi: 23.12.2020
- com/watch?v=666ZWlNzdKQ
- who.int/table erişim tarihi: 23.12.2020
- who.int/table erişim tarihi: 23.12.2020
- com.tr/saglik/bakan-koca-son-bir-ayda-olenlerin-yas-ortalamasi-74-6,zF4cmM5VC0uhpFzCof5I3A erişim tarihi: 23.12.2020
- tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hayat-Tablolari-2017-2019-33711 erişim tarihi: 01.01.2021
- Hülya Parıldar, Tarihte Bulaşıcı Hastalık Salgınları s.22
- g.m.
- g.m, s.23
- g.m, s.23
- info/tr/ erişim tarihi: 23.12.2020
- com/saglik/dunyada-her-yil-7-milyon-insan-sigaradan-oluyor erişim tarihi: 01.01.2021
- com.tr/dunya/2018de-9-6-milyon-kisi-kanser-nedeniyle-hayatini-kaybetti-41104828 erişim tarihi: 01.01.2021