Kıssa

KULLUĞU İLE YÜKSELENLER

Paylaş:

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber hakkında “Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin”1 buyrulmakta ve bu yüce ahlâka eriştirilen sevgili Peygamberimiz yine Kur’ân-ı Kerîm’de bize “En güzel örnek”2 olarak tanıtılmaktadır.

Hiç kuşkusuz Hz. Peygamber her hususta olduğu gibi ibadet hayatı hususunda da inananlar için en güzel örnektir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’e hamd, tesbih, secde, ibadet, kulluk, ibadette sabır gibi hususlarda bazı emir ve yükümlülükler vermiş3, ayrıca bazı ibadetlere işaretle Rasul-i Ekrem’den onları yerine getirmesini istemiştir. Meselâ namazla ilgili talimat içeren ayet mealleri şöyledir:

“Ey Muhammed! Kitaptan sana vahyolunanı oku. Namaz kıl; muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkor.”4

“Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde ve gündüzler de tesbih et ki, Rabbinin rızâsına eresin.”5

“Ehline namaz kılmasını emret, kendin de onda devamlı ol.”6

Şüphesiz ki bu ve benzeri ayetlerde Hz. Peygamber’in şahsında bütün Müslümanlara yönelik bir kısım emir ve tavsiyeler bulunmaktadır.

Şükreden Bir Kul Olmayayım Mı?

Âişe Radıyallahu Anha şöyle rivayet etmiştir:

“Rasûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin kalkıp ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. Bunun üzerine ona:  ‘Ya Rasulallah! Senin geçmiş ve gelecek bütün hataların bağışlandığı halde niye böyle kendini yoruyorsun?’ dedim.  Bana cevaben:  ‘Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?’ buyurdu.”7

Hz. Enes Radıyallahu Anh Anlatıyor

Enes bin Malik’ten Hz. Peygamber’in gece namazı soruldu. Enes Radıyallahu Anh: “Biz onu geceleyin, hangi saatte namaz kılarken görmek istesek görürdük. Hz. Peygamber bazen peş peşe o kadar fazla oruç tutardı ki, devamlı oruç tutacak sanırdık. Bazen de o kadar ara verirdi ki artık oruç tutmayacak sanırdık” dedi.”8

Abdullah ibn Mes’ud’un Namaz Sevgisi

Abdullah bin Mes’ud nerdeyse hiç nafile oruç tutmazdı. Kendisine niçin oruç tutmadığı sorulduğunda: “Ben oruç tuttuğum zaman namaz kılmakta güçlük çekiyorum. Hâlbuki namaz, benim yanımda oruçtan daha sevimlidir” derdi. Oruç tuttuğunda da başında, ortasında ve sonunda olmak üzere ayda üç gün tutardı.9

Namaz Ölüm Hariç Tüm Dertlerin Devasıdır

Tarık bin Şihab anlatıyor: “Gece ibadetlerini öğrenebilmek için bir gece Selman’ın evinde kaldım. O, gecenin sonunda kalkarak bir süre namaz kıldı. Ben onun gece boyunca hiç yatmayıp devamlı ibadet ettiğini zannediyordum. Bunu kendisine söylediğimde o şöyle buyurdu:

“Hakkıyla eda edilen beş vakit namaz, ölüm hariç tüm dertlerin devasıdır. İnsanlar akşama üç grup halinde ulaşırlar. Bir grup vardır ki ne kârda ve ne de zarardadır. İkinci grup insanlar, hiç kârı olmayıp tamamen zararda olanlardır. Son grupta bulunanlar ise sadece kârda olan kişilerdir. Halkın gafletini ganimet bilerek gece karanlığında kalkıp sabaha kadar Allah’a ibadet eden kişiler, yalnızca kârda olup hiç zarar etmeyenlerdir. Bir kişi de vardır ki halkın gafletini fırsat bilerek günahlara dalar. Böyle kişiler hiç kârları bulunmayıp sadece zarar edenlerdir. Yatsı namazını kıldıktan sonra yatanlarsa ne kâr ve ne de zarar edenlerdir. Sakın seni yorgun düşürecek şekilde hızlı hızlı yürüme. İtidali hiç bir zaman elinden bırakma ve başına geçtiğin bir işte sebat et.”10

Evliyaullah’ın İbadete Düşkünlüğü

Abdülaziz b. Ebî Avvad gece olduğu zaman yatağına gelir, eliyle yatağı sıvazlar ve “Muhakkak sen yumuşaksın. Allah’a yemin ederim cennette senden daha yumuşak yatak vardır” deyip kalkar, bütün gecesini ibadetle ihya ederdi.

Fudayl b. İyâz  ibadete olan iştiyakını şöyle ifade eder: “Geceyi ilk başından ibadetle karşılarım. Fakat uzunluğu her ne kadar beni korkutuyorsa da aldırış etmeyip, Kur’an okumaya başlarım. Böyle sabahladığım halde yine de ibadetten doymuş değilim.”

Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: ‘Kişi, günah işler ve işlediği günahtan ötürü gece ibadetinden mahrum olup, bu büyük hazineyi elden kaçırır.”

Muğire b. Habib şöyle anlatır: “Mâlik b. Dinâr yatsı namazından sonra kalkarak abdest aldı. Sonra seccadesine yönelip sakalına yapıştı. Gözyaşları âdeta kendisini boğmaktaydı ve şöyle dedi:

“Ey Allah’ım! Mâlik kulunun bu ak tüylerini ateşe haram kıl. Ey Rabbim! Cennetin sakinlerini cehennemin sakinlerinden ayırt etmek ve bölmek Senin şânındandır. Acaba Mâlik kulun, hangi sınıfa dâhildir? Acaba bu iki evden hangisi Mâlik kulunun evidir?” Fecr doğuncaya kadar Mâlik b. Dinâr bu sözleri tekrar edip durdu.”

 1-  Kalem, 4

2- Ahzâb, 21

3- Bk. Nahl, 98-99; Meryem,650; Hûd,123; Tâhâ,14

4-Ankebut, 45

5- Tâhâ, 130

6- Tâhâ,132

7- Buhari

8- Buhari

9- Heysemi

10- Taberani]