Petrol Üstünde Yüzen Ülke: Kuveyt
“Sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum”1
· Yaklaşık 4,5 milyonluk nüfusuyla Körfez’de yer alan Kuveyt, son yılların en zengin ülkelerinden birisidir. Sahip olduğu yüzölçümüyle kıyas edildiğinde dünyanın en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısıdır. Günde 3 milyon varile yakın petrol üretimi yapıyor ve petrol rezervleri bakımından dünyada beşinci ülke konumda bulunuyor. Ülke gelirlerinin yaklaşık olarak %80’ini ve ihracatın ise %95’ini petrol oluşturuyor. Halkın sadece %2’si tarımla uğraşırken devlet tarafından desteklenen hayvancılık, ancak küçük çiftliklerde yapılıyor. Kuveyt dinarı ise dünyanın en pahalı para birimi ve Türk lirasının yaklaşık 10 katı değerinde.
· Satın alma gücü paritesine (SGP) göre kişi başına düşen milli gelir sıralamasında 71 bin 263 bin dolarla dünya dördüncüsü olan Kuveyt’i sırasıyla İrlanda, Norveç, Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre, ABD ve Suudi Arabistan takip ediyor. / Kuveyt, ortalama kişi başı yıllık geliri 37,849 dolar ile Almanya, Fransa ve İngiltere’yi de geride bırakıyor. Türkiye’de ise milli gelir yalnızca 10 bin dolar.
· Kuveyt insanı zamanını genellikle alışveriş merkezlerinde veya yemek yiyerek geçiriyor. Dünyada en kilolu ülke sıralamasında Kuveytliler ilk onda yer alıyor. Kuveyt Sağlık Bakanlığı şişmanlık ve sebep olduğu hastalıkların tedavisi için yılda 2,8 milyar dolar harcama yapıyor. Ayrıca çoğu yerde büyük alışveriş merkezleri ve lokantalar bulunuyor. Kuveyt’in sahil kuşağı olan Haliç Caddesinin 16 km’lik bir kısmında yaklaşık 90 lokanta yer alıyor.
· Kuveyt’in zenginliği mesai saatlerine de yansımış durumda, iş saatleri genelde sabah 8’de başlayıp öğleden sonra 14.00 gibi bitiyor. Ülkede tüm zor işleri ise Hintliler ve Filipinliler gibi yabancılar yapıyor. Yöneticiler ise genelde İngiliz veya ABD’li. Kuveyt vatandaşları, elektrik, su faturası ve vergi ödemiyor, hatta belli zamanlarda hesaplarına petrol parası yatırılıyor.
· Tüm Kuveytliler evlendiklerinde, devlet tarafından arazi ile ödüllendirilmekle kalmıyor hatta araziye ev yapabilmeleri için de devletten yaklaşık 30.000 KD yani 210.000 TL gibi bir ikramiye alıyorlar. Yani devlet devamlı para dağıtırken hiç para toplamıyor.
· Bu ülkede herkesin özel cipi olduğundan belediye otobüsü ve şehirlerarası otobüs çok az ve onlara da sadece çalışan yabancılar biniyor. Son model ciplerin olduğu ülkede benzinin litresi ise 0.35 kuruş.
· Kuveyt emiri şeyh Sabah el Ahmed dünyanın en zengin ilk 20 liderleri arasında serveti 316 milyon Euro’dur. Tatil için geldiği Bodrum’da golf, spor ve çeşitli aktivitelerle eğlenen El Sabah sadece iki gün yaptığı tatil için yaklaşık 150 bin dolar harcayarak ülkemizde bir asgari ücretlinin yaklaşık 35 yıl 6 ay çalışıp ancak elde edebileceği parayı iki gecede tüketmiş oldu.
· Kuveyt Prensesi düğünü için; 3 ayda ancak dikilen, üzerinde on bin adet çiçek ile beraber 5 kg değerli kristal swarowski taşı bulunan, duvağı ise 18 metre tülden oluşan bir gelinlik diktirdi.
· Kuveyt halkının en meşhur geleneklerinden biri de aynalı evler inşa etmeleri. Hatta masraftan kaçınılmamış bir evin yapımında 77 ton ayna kullanıyorlar.
Müslümanlar olarak asıl servetimiz ALLAH için yaptıklarımız, ihlaslı amellerimiz değil miydi? Bütün yatırımımızı dünyaya mı yapmalıydık? Ki üç günlük; dün, bugün ve yarın… Mal ve mülk birer “araç”tı sadece Allah’a yaklaşmak, ahireti kazanabilmek ve kanı aktığında kardeşlerimizin yaralarını sarmak için… “Araç”ları “amaç” edinmek ahmaklık değilse nedir?
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyuruyor kâinatın Efendisi.
Sadece yiyip içip, bütün hayatını “petrol-dinar- avm-lokanta” döngüsünde yaşayıp, ölümü unutanlar ve şu kısacık hayatlarında rahat ve şatafatını düşünüp de Müslüman ümmetin halini, dünyadaki sorumluluklarını ve sonsuz hayatlarını düşünmeyenler unutmasınlar ki; “Siyah ve beyaz birbirine ne kadar zıt ise, cennet ve rahat hayat da birbirine o kadar zıttır” …
1. Buhârî