Hatem bin Esamm’ın ismindeki Esamm’ın anlamı “sağır” demektir. Bazı kaynaklar onun sağır olduğunu söyleseler de sen inanma.
Bir sabah vakti bir ses duyuldu, sineğin biri örümcek ağına düşmüştü. Örümceğin cılız görünüp susması hep hileci oluşundandır. Sinek onun ağını bal sanmıştı. Hâlbuki bazı köşelerde ağ ve tuzaklar bulunur.
Şeyh ibretle baktı:
“Ey tamah tuzağına yakalanmış olan, bir kere tutuldun, artık metin ol! Sen sanma ki, her yerde bal, şeker olur. Çok yerde de böyle tuzak kurulur.”
Mecliste bulunan akıllılardan biri:
“Bu durum gerçekten şaşırtıcı... Bana güçlükle bu ses ulaştı, siz onu nasıl duydunuz acaba? Bir sineğin sesini işiten kulak, muhakkak başka sesleri de duyuyordur” dedi.
Hatem gülümsedi:
“Batıl söz işitmektense sağır olmak daha iyidir. Benim yanımda bulunan dostlarım, hiçbir kusurumu açık etmezler, ayıplarımı örtüp beni methederler. İnsan kötü huylarını iyi sanıp sonunda gurura kapılabilir. Ben sağır görünerek bu durumlardan kurtuldum. Meclistekiler beni sağır bildiklerinden iyi kötü neyim varsa hepsini yüksek sesle söylüyorlar. Ben de böylece hatalarımı bilmiş oluyorum ve bunlardan vazgeçmeye çalışıyorum.”
Arkadaş! Meth-ü sena ipiyle kuyuya inme. Hatem gibi sağır ol da kendi ayıplarını öğrenme fırsatını elde et.*
* Sadi Şirazi, Bostan, syf: 184, 185