Öncü Şahsiyetler

Şahit Olduğumuz Şehit: İsmail Heniye

Paylaş:

“Bütün ümmete sesleniyor ve diyorum ki; Gazze İslam ümmeti tarihinde, yüz yıldan fazladır benzeri görülmemiş bir emsaldir. Acının merkezinde ve kuşatmanın pençeleri arasında bölgedeki stratejik dönüşüm adına büyük bir kapı açmış, Siyonizme projelerini temelden sarsacak büyük bir darbe vurarak adeta tarih yazmıştır. Bu yüzden Gazze’ye her türlü destek verilmelidir. Hiçbir mazeret geçerli değildir! Oturan veya az bir çabayla yetinen kimsenin mazereti kabul edilemez. Aksa Tufanı harekatı bütün ümmetin harekatıdır, bütün ümmetin çaba göstermesi gerekir. Böyle olsun ki, tufan büyüsün ve Kudüs’ü özgür kılmaya doğru yürüyelim.”

Şehit İsmail Heniye

Onurlu bir dinin temsilcileriyiz. Tarihin her döneminde Rabbin yüklediği halifelik görevini layıkıyla yerine getiren, devrin zorbalarına karşı dimdik direnen, bu mücadelesinde dinin izzet ve onurunu ayakta tutan önderlere sahip olan bir dinin… Bu din en yüce şahsiyetleri yetiştirendir. En yüce şahsiyetleri yetiştirecek erdemlere sahiptir ve en yüce şahsiyetleri yetiştirmeye devam edecektir. Bu şahsiyetleri büyüklerimizden dinledik, kitaplarda okuduk ve duyduğumuz hayranlıkla birlikte yaşadıkları dönemi hayal etmeye, mücadelelerini anlamaya çalıştık. Ancak seçilmiş kişiler yaratmak Allah’ın sünnetidir, bu şahsiyetler geçmişe mahkûm değildir, hakkın ve batılın mücadele edeceği her dönemde de var olmaya devam edecektir.

Bu çağın nesli olarak bizler de Filistin halkının tüm dünyayı hayrete düşüren direnişine, yetiştirdiği çelik iradelere ve özgür evlatlarına şahitlik ettik. Tarihin şanlı sayfalarından çıkmışçasına büyük kahramanlıklar, sahabeyi andıran imani bir duruş ve “canımızla, kanımızla Aksa’ya feda oluruz” diyen önderler sundu dünyaya Filistin. Bu şahsiyetlerden biri de 31 Temmuz sabahı şehadet haberini aldığımız Hamas Lideri İsmail Abdusselam Ahmed Heniye idi…

İsmail Heniye, 1963 yılında Gazze şeridindeki eş-Şati mülteci kampında, işgalci İsrail’in evinden edip çadırda yaşamaya mahkûm ettiği bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk eğitimini de Birleşmiş Milletlerin bu kamplara kurduğu okullardan aldı. 1981 yılında Gazze İslam Üniversitesinde Arap Dili ve Edebiyatı Bölümüne kaydoldu. Üniversite yıllarında sıradan bir öğrenci değil, intifadanın ön saflarında yer alan güçlü bir direnişçiydi. 1983 ve 1984 yıllarında Müslüman Kardeşleri temsil eden öğrenci konseyinin başkanlığını yaptı. İşgal altındaki vatanının istikrarlı bir direnişle kurtulacağının bilincindeydi. Birinci intifadanın taşlı protestolarına öğrenci arkadaşlarıyla o da katılıyordu. "Kendisinden İslam’ı sevmeyi, fedakârlık yapmayı, zalimlere boyun eğmemeyi öğrendim" dediği Şeyh Ahmet Yasin ile de bu yıllarda tanıştı.

İsrail zindanlarıyla ilk defa 25 yaşında tanıştı Heniye. Birinci intifadaya katıldığı ve Hamas’ın özel güvenliğinin sorumlusu olduğu gerekçesiyle üç yıl hapse çarptırıldı. 1992 yılında serbest bırakıldı ancak birçok direnişçinin sürgün edildiği Güney Lübnan’da Marj al-Zuhur yakınlarındaki bir köye sürgün edildi. Kendisi gibi sürgün edilen gençlerle sürgünde geçirdikleri bu süreyi fırsata çevirmiş, çok daha güçlü bir şekilde dönmüşlerdi ülkelerine.

Sürgünde bir yıl kaldıktan sonra ülkesine dönen Heniye, Gazze İslam Üniversitesine dekan olarak tayin edildi. İsrail hapishanesinden takasla serbest bırakılan hocası Şeyh Ahmet Yasin’in en yakınındaydı. Beş yıl özel kalem müdürlüğünü ve yardımcılığını yaptı. Şeyh Ahmet Yasin’e yakınlığıyla dikkat çeken Heniye artık İsrail’in hedefine girmiş, suikast ve saldırılar şiddetini artırarak devam etmişti. 2003 yılında Şeyh Ahmet Yasin ile birlikteyken İsrail’in düzenlediği hava saldırısından hafif yaralanarak kurtuldu. Yanından ayrılmadığı hocası, lideri ve direniş yoldaşı Şeyh Ahmet Yasin’i 2004 yılında sabah namazı çıkışı İsrail helikopterlerinin attığı füze sonucu kaybetti. Bu acı ve öfkeyle bilenerek yoluna devam eden Heniye İsrail’in ölüm listesinde en yukarılardaydı artık.

2006’da yapılan seçimlerden zaferle çıkan Hamas’ın başbakan adayı olarak Heniye gösterildi ve Hamas hükümetinin ilk başbakanı oldu. Hamas’ın bu zaferi Siyonist rejim ve arkasındaki destekçilerinin nefretini artırmış, bazı Müslüman ve tüm Batılı ülkeler Filistin’e mali yardımı askıya almıştı. Göreve geldikten bir yıl sonra el- Fetih’le Hamas arasındaki çatışmaların sonucu olarak Mahmud Abbas, Heniye’yi görevden aldığını açıkladı ancak Heniye bu kararı kabul etmeyerek Gazze’yi yönetmeyi sürdürdü. Varlığıyla küresel denecek bir ambargo ve soykırıma maruz kalan Filistin halkına moral ve destekti. Direnişi yönetiyor ve halkına moral konuşmaları yapıyordu. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak gördüğü konuşma sonrasında meydanlarda “Başımızı kesseler bile Trump’ın kararını asla kabul etmeyeceğiz! Kudüs’ü satmaya, Filistin’i bölmeye, haklarımızdan vazgeçmeye ve İsrail’i devlet olarak kabul etmeye hayır! İsrail’i hiçbir şekilde devlet olarak kabul etmeyeceğiz! Kudüs senin için milyonlarca şehit veririz!” diye haykırıyordu.

Yaşadığı hiçbir şey bu duruşundan taviz verdiremedi. 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu sonrasında ise ailesinden 60 kişiyi katleden İsrail’in iki çocuğunu daha şehit ettiği haberini alırken hastanede yaralıları ziyaret ediyordu. “Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz” diyerek işine devam etti. Daha sonra verdiği bir röportajda şu sözleri söylemişti: “Benim çocuklarım ve torunlarım diğer Filistinliler ne yaşıyorlarsa onu yaşarlar. Benim çocuklarımın kanı Filistinli çocukların kanından daha değerli değildir. Hem Gazze hem de Batı Şeria’daki şehitlerimizin hepsi bizim çocuklarımızdır. Hepsini aynı şekilde sayıyoruz. Hem haklarımız hem de görevlerimiz eşittir. Çocuklarımızın şehadet haberini duyduğumuzda teslim olmuş bir şekilde karşıladık ve asla yolumuzdan dönmeyeceğiz.”

Zorluklarla dolu hayatına 31 Temmuz 2024 tarihinde şehit olarak veda etti İsmail Heniye. Ziyaret için gittiği Tahran’da kaldığı eve İsrail’in düzenlediği suikastta şehit olarak Rabbine kavuştu. Ölmeden bir gün önce söylediği şu sözlerse hafızalara kazınmıştı: “Büyük bir adamı kaybedersek, onun yerini başka bir büyük adam alır. Bu ümmet Allah’ın izniyle ebedidir, sürekli yenilenendir.”

İsmail Heniye’nin şehadeti üzerine Alparslan Kuytul Hocaefendi şu mesajı yayınladı:

“Filistin’i 75 yıldır işgal eden işgalci İsrail rejimi tarafından suikasta uğrayan, dava adamı, Şeyh Ahmet Yasin’in talebesi İsmail Heniye’nin şehit edildiğini büyük bir üzüntü ile öğrendim. İsmail Heniye de kendisinden önceki Hamas liderleri gibi tüm hayatını Allah'a adamıştı ve şehadeti de Allah için oldu. Şehit gibi yaşadı ve şehit oldu. Rabbim İsmail Heniye’nin şehadetini kabul etsin. Kur’an-ı Kerim: ‘Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler’1 buyurmaktadır. İsmail Heniye’nin ayetin bahsettiği sadıklardan olduğuna alem şahittir. Mekânı cennet olsun. İçinde nice dava adamları yetiştiren Hamas’ın, izzetli Gazze halkının ve Filistin davasını destekleyen tüm Müslümanların başı sağ olsun. Liderler ölür fakat dava ölmez çünkü dava Allah'ın davasıdır. Rabbim Filistin davasını taşıyacak nice liderler nasip etsin.”

1.       Ahzab, 23