Alıntı

Suriye-Türkiye Ve “Türkiye Modeli”

Paylaş:

‘’Türk Modeli’’ kendisini tıpkı bu modelden yararlanacak olanların sunduğu gibi İslam âlemine bilhassa da Arap âlemine ‘’sihirli bir formül‘’ olarak sunuyor. Görünen o ki bu modelin belirtileri ve olguları, farklı kültürel ve hukuki görünümüyle ‘’laiklikle’’ yönetilen modern devletin ilkelerini benimsemeye karşı çıkıyor. Bu formül 80 yıl boyunca Türkiye ve Arap Ülkeleri arasında kültürel ve siyasi ayrılığın sebeplerinden birisiydi. Şimdi ise iki tarafı birbirine yaklaştıran bir unsur haline geldi. Türk Hükümeti “laikliğini” tamamen sunma konusunda istekli görünmüyor, belki de felsefesinden uzak yaklaşımlar üretmeye hazırlanıyor. Ve bunu da devlet ve (Arap ) İslam âleminin şu an ki yaşadığı problemler çerçevesinde kullanacak.

Suriye’de bir aydan fazla süredir yaşanan olaylardan bu yana Türkiye’nin resmi performansının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın birçok Avrupa Platformunda parlatarak söylediği “reformist vaazlar’’ dışında, bir ölçüde doğaçlama ve aceleci olduğu ortaya çıktı. “Yeni Osmanlıcılığın’’ mühendisi olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yaşanan olayların netlik ve açıklık kazanması hususunda, dayatılan güçlüklere karşı çözüm bulmada çaresiz kaldı.

Birtakım Suriyeli Muhalif Grupların ve özellikle Müslüman Kardeşlerin doğasının ortaya çıkması, Müslüman Kardeşlerin yetkililerinden biri olan Riyad Eş-Şukfa’nın İstanbul’da ağırlanması aynı zamanda İstanbul’da konferans düzenlenmesi hususunda Suriyeli Muhalif Grupların davet edilmesi, “Türk Modelinin’’ belki de kaderini belirleyecek zorlu bir sınavdan geçtiğini gösteriyor. Bu modelin kaderi 1923 yılındaki operasyona dayanıyor. Zira bu operasyonla ‘’Eski Osmanlıcılık’’ tarih sahnesinden çekilmişti. Hilafet yönetimi’ “Eski Osmanlıcılığın’’ Arap Dünya’sına dayattığı siyasal İslami araçlardan birisiydi. Haliyle Atatürk bu ‘’Eski Osmanlıcılığı’’ Türkiye’yi ‘’hasta adam’’ haline getiren ana sebep olarak addetti. Bunun üzerine laikliği uygulamaya koyup, orduyu anayasal bir şekilde koruma altına alarak bu hastalıktan çıkma yolculuğunu başlattı.

Tarihsel anlamda, Müslüman Kardeşler Hareketi 1928 yılında kurulmuştur. Hareketin kuruluş amaçlarından biriside Osmanlı’nın yokluğunu telafi etmekti. Bu hareket laikliğin karşısına tam manasıyla dini bir hareket olarak geldi.

Tarihsel ve kavramsal anlamda, Türk Modeli ve Müslüman Kardeşler Modeli arasında tam bir uyum söz konusu değildir. Şu anda Suriye’de yaşanan olaylarla ilişkili olarak bu durum bozuldu. Bu ilk defa en azından aleni bir şekilde gerçekleşti, böylece Türk Modeli ile ilişkisi zuhur etti. Belki de bu bağlamda kendisine ve tarihine tezat olan bir metodu benimseme yolunda...Türkiye Osmanlı’nın Atatürk öncesi uyanışlarına mı dönüyor yoksa Amerikan Stratejik katılım alanlarından biri mi henüz netlik kazanmış değil?! Nitekim Amerikan Stratejisi hali hazırda İsrail’in çıkarı doğrultusunda ‘’cihatsız’’ ve ‘’temiz davranışlı’’ bir İslami otorite üretme ve önümüzdeki yıllarda Arap Devletlerinin yönetimini ele geçirme peşinde!

Türk Modelinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun mühendisliğinde, şimdiki haliyle ‘’Yeni Osmanlıcılık’’ tezine yoğunlaşmaya başladığı biliniyor. Zira bu tezin, Türkiye’nin 1923’te bitmiş olan ‘’Eski Osmanlıcılığı’’ değil, dört deniz veya beş ülke sistemindeki tanımlamalardan birini gören bileşenlerinden olması gerektiği söyleniyor ve bu stratejik yörüngede, büyük değişimin temel kavramı olarak belirlenmesi öngörülüyor.

Eğer Türkiye’yi yaşanabilen bir yere dönüştüren siyasi ve iktisadi büyüme söz konusuysa, Türkiye bu yükselme ve büyümeyi laik tarihine ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun stratejik düzeltmelerine borçludur. Suriye meselesiyle ilgilenilmesi şimdi olduğu gibi bu modeli, gerileme özelliği barındıran yeni tavizlere sürükleyebilir. Ve böylece bu konunun üzeri örtülebilir. Eğer sunulan modelde Laik Türk Modeline dönüşürse bu sefer kendisi de ‘’bir sihirli formüle’’ ihtiyaç duyar. Toplumu devre dışı bırakan aynı zamanda topluma ağır gelen Müslüman Kardeşlerin detaylarıyla yönetilen ve laiklikten uzak İslam âleminde böyle bir model mevcut değil.

Suriye şu sıralarda yaşadığı olaylarla, tarihine ve kendisine olan vefasıyla ‘’Türk Modelinin’’ en önemli sınavıdır.

 Nizar Sellum

Kaynak: Dünya Bülteni - Alwatan