“Türkiye’de Kurulacak olan Süt Bankaları Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?” sorusuna,
ALPARSLAN KUYTUL HOCAEFENDİ’NİN CEVABI:
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; “Anne Sütü Bankacılığı sisteminin sağlıklı ve güvenli şekilde hayata geçirilebilmesi için alınacak tedbirler belirlenmiştir” denilerek, alınacak tedbirler şöyle sıralandı:
1- Süt bağışlayan annelerin sütleri karıştırılmayacaktır.
2- Her bebek için tek donörden süt alınacaktır.
3- Bağış yapan bir annenin bir süt bebeği olacaktır.
4- Güvenli bir kayıt sistemi kullanılacak, süt bağışı yapanın ve alıcının kimlikleri kayıt altına alınacaktır.
5- Bu bilgiler her iki nüfus kütüğüne gönderilecek ve her iki tarafa da verilecektir.
6- Hem bağışçı hem de alıcıdan yazılı onay formu istenecektir.
7- Bağışçı annenin bebeği ile alıcı annenin bebeği aynı cinsiyetten olacaktır.
Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu kararına göre, insan sütünün saklanmasının ve ihtiyacı olan bebeklere verilmesinin dini açıdan sakınca doğurmaması için dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
1- Süt verecek kadının kendi çocuğunu sütten mahrum bırakmaması,
2- Başka kadının sütünü içen çocuklar arasında oluşacak mahremlik dairesini olabildiğince daraltmak için pratik bir tedbir olarak bir kadından alınan sütün, sadece erkek veya sadece kız çocuklara verilmesi,
3- Süt veren kadınla süt verilen çocuğun kimliklerinin kayıt altına alınması ve bu bilginin her iki tarafa da verilmesi,
4- Bu hususun yasal düzenlemeyle güvence altına alınması,
5- Evliliğe engel teşkil eden süt akrabalığı dairesinin daha da genişlememesi için birden fazla anneye ait sütlerin karıştırılmaması,
6- Süt veren anneye masrafları dışında bir ücret verilmemesi, alınan sütlerin para karşılığı satılmaması,
7-Annesinin sütüyle beslenme imkânı bulunan çocukların bu sistemden yararlandırılmaması.(AA)
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Cevabı:
“Bilindiği gibi İslam’a göre sütkardeşliği normal kardeşlik gibidir, süt anne ve kızları ve torunları ve yukarıya doğru süt annenin annesi, süt annenin kız kardeşleri ile evlenilmesi haramdır. Bu süt bankası sonuç itibari ile kardeşler ve yakın akrabalar arası evliliğe sebep olacaktır, bu kaçınılmazdır ve çok tehlikelidir. Kur’an-ı Kerim: “Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz… (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir” buyurur.1
Zaten bir kadının sütü varsa çocuğu da var demektir. Kendi çocuğuna içirir, neden bunu bir başkasına versin? Diyelim ki bu bir defa olur, iki defa olur her zaman bunu yapacak hali yok. Bu süt bankası boş kalır. Sonra bu çocuk her gün başka bir kadının sütünü içmek zorunda kalır. Hep aynı kadının sütünü içeceğini bilebilmemiz mümkün mü? Sonra süt bankasında sütlerin karışmayacağından emin miyiz?
Sağlık Bakanı: “Efendim, eğer isterlerse onlara bir süt kimliği veririz” diyor. İstemezlerse vermeyecekler yani. “İsterlerse” çok ciddiyetsiz bir ifade. Diyelim ki istemiyor, kendisi istemese de onun çocuğuyla, diğeri kardeş olmuş bir kere. İtirazlar gelince “kütüğe yazarız” denildi. Bir de kütüğe kim bakacak? Bunun sonunda çok berbat olaylar olur. Mesela kişi bir bakacak ki “karısı kendisinin sütkardeşiymiş.”
“Efendim İslam’da sütkardeşliği yok mu?” Var, var da bu aile arasında, komşular arasında olur, herkes birbirini tanır. Çocuk biraz büyüdüğü zaman, onun süt kardeşi olduğunu bilir. Ona âşık da olmaz, anne babalar da bilirler. O kızı istemezler. Kaldı ki akraba arasında bile çok gerek olmadıkça bunu yapmak doğru değildir. İcabında yarın emzirdiği kızı, oğluna almak ister ama sütkardeşi olduğu için alamaz. Neden kendine helal olanı haram kılıyorsun? Bu, bir zaruret olursa belki o zaman doğru olur. Bir kişiye, iki kişiye akrabalar arası izin verilen bir şey bütün topluma izin verilmiş demek değildir. Azl konusunda (çocuğun olmasını engelleyici önlemler almak, aile plânlaması) birkaç kişiye müsaade edilmesi ile bütün bir topluma tavsiye edilmesi arasında fark olduğu gibi. Bir şeyin küçük çaplı yapılması durumunda bir sorun olmazken, çok büyük çaplı yapıldığında büyük sorunlar ortaya çıkarabilir.
Bu zamanda mama ve hayvan sütü imkanı genişlemiştir. Evet, anne sütü gibi olmaz tabii ki ama bu tehlikelerdense onu tercih etmek daha iyidir.
Ve kadınlar çocuklarını emzirsinler, neden emzirmiyorlar? Bakan Bey bunu söyleyene kadar kadınların çocuklarını emzirmesi konusunda ısrar etsin, propagandalar başlatsın. Mesela; kadınlara süt hediye etsin. Süt, süt yapar. “Süt için sütünüz çoğalsın” desin. Ya da bu işin akrabalar arasında olmasına teşvik etsin. Kadınlar çalışıyorlar, çocuklarını emzirmiyorlar. Emzirmenin kadının sağlığına da faydası çoktur. Bazı kanser çeşitlerine de faydası olduğu biliniyor.
Bütün kardeşlerimiz Sağlık Bakanlığına da Başbakanlığa da e-mail’ler atsın. Bu, nesebin karışmasına ve kardeşler arası evliliğe sebep olacak bir uygulamadır. Bunu kontrol etmek mümkün değildir. Aile içinde olsa, sadece üç beş kişi yapsa, bu durumu herkes bilebileceği için bir şey olmaz. Fakat koca bir memleket yaparsa, kimin sütünün kime gittiği bilinemez.
Ayrıca bunun sonu sütü para ile satmaktır. Hangi kadın sütünü sağacak da parasız verecek söyler misiniz? İnsanın kanı ve sütü satılır mı? İnsan şerefli bir varlıktır. İnsan uzvu satılamaz. Bakanlığın alınacağını söylediği tedbirlerin veya Diyanetin ortaya koyduğu şartların gerçekleşebilmesi mümkün değildir. Kütüğe yazılsa bile bilgisayarlar çöktüğünde, o bilgiler kaybolduğunda veya süt kimliği kaybolduğunda ne olacak söyler misiniz? Yirmi sene bu kimliği kim saklayacak. Bunlar çok tehlikeli şeylerdir. Sağlık Bakanı güzel bir şey yapmak istiyorsa bunu başka yollarla yapmalı. Bu proje hayata geçirilirse bir çok sütte ve isimlerde karışıklıklar olacağını ve 15-20 sene sonra sütkardeşleri arasında, süt teyzesi, süt halası ve süt yeğeni ile bilmeden evliliklerin gerçekleşeceğini göreceksiniz! Ayrıca bu işin zamanla bir sektöre dönüşeceği de neredeyse kesindir. Bu günkü hükümet bu hususta dikkatli davransa bile yarınlarda gelecek başka hükümetlerin aynı hassasiyeti göstermeme ihtimali yüksektir. Hatta bu günkü kanunlarda sütten oluşan akrabalık, evliliğe engel olarak da kabul edilmemektedir. Dolayısıyla kanunî bir boşluk da mevcuttur.
Henüz işin başında iken bu yoldan dönülmelidir.”