Maneviyatımız

Üç Aylar Recep, Şaban, Ramazan

Paylaş:

EFENDİMİZ ’in DUASI

Allah’ım!

Sen benim Rabbimsin. Senden başka ibadete lâyık mâbûd yoktur. Beni yaratan Sensin. Ben Senin kulunum, gücümün yettiği kadar Sana verdiğim söz ve ahid üzerindeyim. Yaptığım kötülüklerden Sana sığınır, verdiğin nimetlere şükreder, kusurlarımdan Sana ilticâ ederim. Günahlarımı mağfiret eyle, Senden başka mağfiret eden yoktur.

Allah’ım!

Din ve azmimde sebâtı, rüşdümde azîmeti, iyi işlere azmetmeyi Senden isterim. Nimetine şükrü ve Sana güzel ibadet edebilmeyi Senden isterim. Her şeyden sâlim ve huşû sahibi kalbi, dürüst ahlâka, sâdık ve zâkir lisâna sahip olmayı, nimetine şükür ile güzel ibadet ve makbûl amellerde bulunmamı Senden isterim. Bildiğin bütün iyilikleri Senden ister ve bildiğin bütün kötülüklerden Sana sığınırım.

Allah’ım!

Geçmiş-gelecek, gizli-âşikâr ve Senin bildiğin bütün kusurlarımı mağfiret et. İlk ve son, her şeye kâdir ve her gizliyi bilen Sensin.

                Üç ayların içindeyiz. Recep, Şaban ve Ramazan aylarının kendine has bir hazzı ve neşesi vardır. Yüce Allah’ın müminlere ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir üç aylar... Gelişi bizlere, mukaddes bir zaman dilimine girişimizi hatırlattığı gibi ömür yapraklarının da bir bir döküldüğünün habercisidir. Evet, hayat su gibi akıp gidiyor. Dün, hatası ve sevabı ile geçmiştir. Gelecek günleri yaşayacağımıza dair bir garantimiz de yok. İmam Gazâlî’nin buyurduğu gibi; “Ömür dediğin üç gündür. Dün geçmiştir, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür.” Bir günlük ömrün kıymetini bilmek, yaratılış gayemize uygun olarak sadece Allah’a itaat etmek ve O’nun rızasını kazanmakla mümkündür.

                Üç aylara “çok sevaplı ibadet ayları” diyen Bediüzzaman Said-i Nursî, onların kazandırdıkları sevap ve mükâfatlar bakımından, müminlerin önünde nasıl bir kademeli yükseliş vesilesi olduklarına şöyle işaret etmiştir: “Her bir hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamada üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve leyle-i kadirde otuz bine çıkar.”1

                Recep ve Şaban ayları; başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan Ramazan ayına bizleri hazırlayan aylar olup; onun müjdecisi gibidirler. Bizler de Efendimiz’in hadislerine uyarak bu maneviyat ikliminden istifade edebilirsek muhakkak ki kazançlı çıkacak ve belki de bu aylar hürmetine affa mazhar olacağız.

                RECEP AYI

                Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Recep ayının faziletiyle ilgili olarak hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teâlâ, Recep ayında hasenatı kat kat eder. Bu ayda bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana cennetin 8 kapısı açılır. 10 gün oruç tutana, Allah-u Teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münâdi; ‘Geçmiş günahların bağışlandı’ der.”2

                ŞABAN AYI

                Efendimiz Şaban ayının önemini hadislerinde şöyle açıklamıştır: “Şaban’ın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allah-u Teâlâ buyurur ki: ‘Affedilmek isteyen yok mu affedeyim. Rızık isteyen yok mu rızık vereyim. Dertli yok mu sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim.’ Bu hâl, sabaha kadar devam eder.”3 Bu konuda başka bir rivayet ise şöyledir: Hz. Âişe validemiz buyuruyor ki: “Rasulullah’ın hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şaban’ın tamamını oruçla geçirirdi.”4

                RAMAZAN AYI

                Peygamber Efendimiz, Ramazan ayının fazileti hakkında şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allah-u Teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin (Kadir gecesinin) hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.”5 Diğer bir hadisinde de Efendimiz: “Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur”6 buyurmuştur.

                UNUTMAYALIM Kİ;

                Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasad ayıdır.

                Yıl; ağaç gibidir. Recep; ağacın yaprakları, Şaban; meyvelerin olgunlaşması, Ramazan ise olgunlaşmış olan meyvelerin toplanmasıdır.

                Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise; beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib Gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Miraç Gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat Gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir Gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.

                Müslüman kimse bilmelidir ki; Efendimiz hayatı boyunca hem Rabbine ibadet etmiş hem de O’nun yolunda mücadele vermiştir. “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşr olunursunuz” düsturu hayatımızı O’na vakfetmemiz gerektiğini beyan etmektedir. Bu mübarek gün ve geceler, Müslüman’ın gafletinin veya Allah yolunda hizmetteki hatalarının affı için vesileler olmalıdır. Allah Azze ve Celle ise ayetinde; “De ki: Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi olan Allah içindir” buyurmaktadır.

                Rabbimiz bu üç ayları hakkıyla ihya edebilmeyi nasip eylesin ve bu mübarek ayları İslam ümmetinin dirilişine, birlik ve beraberliğine, kardeşliğin pekiştirilmesine ve kendisine yakınlaşmamıza vesile kılsın. (Âmin)

1- Şualar, 114

2- Taberanî

3- İbni Mace

4- Buhari

5- Nesaî

6- Nesai