Hayatın içerisinde birçok mesele vardır ki hemen herkes onlardan dert yanmakta ancak dert yandığı hataları kendisi de yapmaya devam etmektedir. Bu durumlardan biri de ailemizi ihmal edişimizdir. İşin en başına gidecek olursak sanayileşme ile başlayan ve zamanla tüm toplumları ve toplumun unsurlarını etkisi altına alan bireyselleşme, artık toplumun neredeyse tüm bireylerini kuşatmış ve insanları kalabalıkların içinde yaşayan yalnızlar ordusu haline getirmiştir. Uzun ve yoğun çalışma hayatının yüksek temposu, birlikte yaşam faaliyetlerini zaman içerisinde azaltmış ve bu uzaklaşma hem toplum hem de bireyler üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkarmıştır. Yaşanan bu kopuşlar insanları sosyal ve manevi anlamda ciddi bir boşluğun içerisine sürüklemiştir.
Nasıl ki bir toplumu oluşturan küçük yapıların en önemlisi aile ise bir cemaat ve hatta oluşacak ümmet ve medeniyet için de aile kurumu o derece önemlidir. İslam kabileciliğe dayanan ırkçılığı reddederken, kabileciliğin barındırdığı dayanışma ve birliktelik duygusunu ondan daha yüksek bir oranda, farklı kurumlar ve değerler üzerinden topluma kazandırmaya çalışmıştır. Güçlü toplumun temelleri, henüz ailede başlayan ve birlikteliğe dayanan etkinliklerle desteklenmiştir. Böylelikle kimi zaman camide, kimi zaman bir iftar sofrasında, bayramlaşmada veya bir cihad meydanında ortaya çıkan birliktelik, inşa edilen yepyeni bir topluluğun (İslam toplumunun) aidiyet duygularını önemli ölçüde pekiştirmiştir. İslam’ın ortaya çıkardığı güçlü toplumu oluşturan unsurların farkına varan İslam düşmanları zaman içerisinde bu etkenleri tespit etmiş ve aile kurumunu da bu sebeple hedef almaya başlamışlardır. Bir de buna Müslümanların ihmal ve hataları eklenince en başta ifade ettiğimiz “herkesin dert yandığı” bir duruma gelinmiştir.
MANEVİ VE DUYGUSAL GELİŞİME ETKİLERİ
Yapılan araştırmalar, ailece geçirilen kaliteli zamanın hem aile yapısının güçlenmesine hem de çocukların manevi ve duygusal gelişimine büyük katkılar sağladığını göstermektedir. Aile içerisinde geçirilen zaman çoğu kez dikkatsiz şekilde boşa harcanmakta, birlikte kaliteli zaman geçirme ihmal edilmektedir. Gün boyu çalışmış ve yorulmuş bir şekilde evine dönen babaya ve çalışan veya ev işlerinin yoğunluğundan etkilenen anneye çocuklarıyla vakit geçirmek maalesef zor gelmektedir. Ancak ailecek geçirilecek kaliteli zamanların, birlikte yapılacak etkinliklerin kazanımları bu şekilde göz ardı edilemeyecek kadar değerlidir. Yorgunluk veya yoğunluk gibi mazeretlere sığınan anne babalar ne kadar büyük bir kayıp yaşadıklarını çoğu kez fark edememektedirler.
Bugün büyük kurumsal firmalar bile artık bunun farkına vararak kendilerini bir aile olarak ifade etmeye başlamışlardır. Çalışanlarıyla birlikte gayr-i resmi etkinlikler, buluşmalar (piknikler, ekip gezileri) düzenlemektedirler. Bu tür birlikte yapılan faaliyetler; çalışanların bağlılığını artırmak, ekip ruhunu ve iş birliğini oluşturmak, kurumsal kültürü geliştirmek, moral ve motivasyon sağlamak gibi saiklerle yapılmaktadır. Bu etkinlikler hem verimi yükseltmekte hem de aidiyet duygusu kazandırarak işten ayrılma oranını düşürmektedir. Anne babaların ise yoğunluk ve yorgunluk gerekçeleriyle birlikte geçirilecek zamanları ihmal etmesi veya ertelemesi, özellikle çocukların duygusal ihtiyaçlarının karşılanmamasına ve ilerideki davranışsal sorunlarına zemin hazırlamaktadır. Ailece oyun oynamak, birlikte yemek yemek, sohbet etmek ya da bir ibadeti birlikte eda etmek gibi basit ama etkili etkinlikler bile çocukların kendilerini değerli hissetmelerini sağlar. Aynı zamanda aile içinde sağlıklı bir iletişim ortamı oluşur ve bireyler birbirlerini daha iyi anlama fırsatı bulur.
Ailede kaliteli zaman geçirmenin önemi, bireylerin hem duygusal hem de sosyal gelişimleri açısından son derece büyüktür. Kaliteli zaman, yalnızca fiziksel olarak bir arada bulunmak değil; karşılıklı ilgi, iletişim, sevgi ve anlayışla geçirilen anlamlı anları ifade eder. Bu tür zamanlar, çocukların özgüvenini artırır, aile bağlarını güçlendirir ve bireyler arasında güven duygusunu pekiştirir. Ortak etkinlikler aile üyeleri arasında güçlü bir bağ kurulmasına yardımcı olur. Bu tür etkinliklerin belki de en önemli kazanımı, ailede aidiyet duygusunu pekiştirmesi ve bireylerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlamasıdır.
Çocuklar açısından bakıldığında ise ortak etkinlikler onların duygusal gelişimi için adeta bir eğitim alanı gibidir. Aile içinde sevgi dolu bir ortamda geçirilen zaman, çocukların kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırır, duygularını tanımalarına ve sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur. Evde hep birlikte ümmet için yapılacak dualar çocukların duygu dünyasında tüm Müslümanlara karşı bir bağ oluşturur. Aynı zamanda, bu tür etkinlikler çocuklara empati, sabır, iş birliği ve sorumluluk gibi sosyal becerileri de kazandırır.
Manevi gelişim açısından da aile etkinliklerinin etkisi büyüktür. Birlikte yapılan sohbetler, değerler üzerine konuşmalar, manevi içerikli aktiviteler çocukların hayatı anlamlandırmalarına, doğru ile yanlışı ayırt etmelerine ve güçlü bir karakter oluşturmalarına destek olur, değer aktarımını kolaylaştırır. Ailede aktarılan sevgi, saygı ve dayanışma değerleri, ibadet bilinci çocukların iç dünyasında derin izler bırakır ve onların kendilerini yaratan Allah Azze ve Celle’ye ve topluma karşı daha duyarlı, sorumlu bireyler olarak yetişmelerini sağlar. Bir spor müsabakasını ayrı ayrı izlemektense hep birlikte izleyen seyircilerin taraftarlık yani o takıma aidiyet duygularının geliştiği gibi evde cemaatle kılınan namaz, birlikte yapılan bir dua da aile fertlerinin aidiyet duygularını pekiştirir. Yani İslam dairesi içerisinde yer alma farkındalığını artırır. Bugün çocuklarının ibadetlerini ihmal etmelerinden dert yakınan anne babalar bunun nedenini boşa geçirdikleri geçmiş günlerde aramalıdırlar. Oysa birlikte kılınacak namazlar ile evde oluşan manevi atmosfer çocuklarda İslam’a ve ibadetlere karşı bağlılık kazandıracak İslam ümmetine aidiyet duymalarını sağlayacaktır.
Sonuç olarak, gerçekleştirilen ortak etkinliklerle aileler, sadece o anın keyfini çıkarmakla kalmaz, uzun vadede güçlü bireyler ve sağlam bir toplumun temellerini de atarlar. Dolayısıyla evde aile bireylerimizle birlikte kılacağımız namazlar, yapacağımız sohbet ve edeceğimiz dualar sadece bize fayda sağlamayacak, ümmetimiz adına da ciddi kazanımlara vesile olacaktır. Bu nedenle yoğun hayat temposu içinde bile ailece geçirilen kaliteli zamanların büyük bir önem taşıdığını fark etmeli, bu zamanların toplumun kötü gidişatına karşı atılacak önemli adımlar arasında olduğunu bilmeli ve ihmal etmemeliyiz. İslam Medeniyetinin yeniden ihyasında temel yapı taşlarını oluşturacak bilinçli ailelerden olabilmemiz duasıyla…