Tefsir

Bilin Ki Ben Allah’a Güvenip Dayanmışım!

Paylaş:

                                                                                                  

                 “Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allah’ın ayetlerini hatırlatışım size ağır geliyorsa...”1 Rabbimiz Tealâ Yunus Suresi 71. Ayeti Kerime’de bu sözleri Efendimiz’e vahyederek O’na ve kıyamete kadar gelecek her İslam davetçisine Nuh Aleyhisselam’ın çağlar ötesine uzanan dilinden ışık tutmuştur. Zulmün arttığı, davetin kabul görmediği, çilenin başladığı anda İslam davetçilerinden yükselen “Ben Allah’a Dayanmışım” ayetinin tefsirini Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin dilinden sizlerle paylaşıyoruz.

                Bir de onlara Nuh’un kıssasını oku: Bir vakit kavmine demişti ki: “Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allah’ın ayetlerini hatırlatışım size ağır geliyorsa bilin ki ben, Allah’a güvenip dayanmışımdır, artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız, toplanıp bütün azminizle karar veriniz; sonra yapacağınız sizi asla tasaya da düşürmesin. Sonra da bana ne yapacaksanız yapın ve elinizden gelirse bana bir an göz de açtırmayın!”2

                “Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allah’ın ayetlerini hatırlatışım size ağır geliyorsa...”3 diyordu Nuh Aleyhisselam. Allah’ın bana vermiş olduğu peygamberlik makamı size ağır mı geldi? Peygamberliğimi kabul etmemenizin sebebi bu mu? Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size çok mu zor geliyor? Ben sizi Allah’a davet ediyorum, çok mu zor bir şey söylüyorum?

                Evet, aslında zordu; çünkü Nuh Aleyhisselam   onlara inançlarıyla birlikte hayatlarını da değiştirmeleri gerektiğini söylüyordu. Hayatların değiştirilmesi ise hiç kolay değildi. İşte o yüzden, bu onlara ağır geliyordu. “Allah’ın ayetlerini size hatırlatıyor olmam size zor mu geldi?” Peygamberler zorlayıcı değil, hatırlatıcıdır.  Dinde zorlama yoktur.  Zorlama olmamasının sebebi bir kâfiri münafık durumuna düşürmemek içindir. Çünkü böyle olduğu takdirde bir kâfir kalben iman etmediği halde sırf korkusundan dolayı Müslüman olur, münafığa dönüşür. Bu yüzden dinde zorlama caiz görülmemiştir buna hacet de yoktur çünkü her yaratılan İslam fıtratı üzerine ve İslam’ı kabul edecek tarzda yaratılmıştır. Yani İslam’a temayüllüdür. Zaten onun hard diskine böyle bir program yüklenmiştir, her şey hazırdır sadece birisinin tuşa basması gerekir. İşte peygamberin görevi budur; peygamberler o tuşa basan insanlardır. “Ey Rasulüm sen hatırlatansın, sadece öğüt verensin, bir zorba değilsin.”4 Otoriter bir diktatör değilsin, ben seni bunun için göndermedim, onları zaten İslam fıtratı üzere yarattım. O halde sadece hatırlatman yeterlidir.

                Öyle dedi Nuh Aleyhisselam: “Allah’ın ayetlerini hatırlatıyor olmam size zor mu geliyor?” Peygamberimiz buyurur ki: “Bir zaman gelecek ki, insanlar yanlarında bir İslam davetçisinin onlara İslam’ı hatırlatması, Allah için konuşması yerine bir merkebin pisliğinin yanlarında olmasını tercih edecekler.”5 Hadiste bahsedildiği üzere insanların bir kısmı öyle bir hâle gelecekler ki kendilerine ölümü, ahireti, hesap gününü hatırlatan insanların yanında olmaktan rahatsız olacak, onların yanında olmaktansa bir merkebin pisliğinin yanında olmayı yeğleyeceklerdir.

Bir zamanlar altmış- altmış beş yaşlarındaki bir adamın yanında ölüm mevzusu açılmıştı, ben de birkaç kelime konuşmuştum. O adam, şu konuyu kapatabilir miyiz, dedi. Konuyu kapatalım kapatalım da mümkünse gel kabrin kapısını kapat. İşte Nuh Aleyhisselam da öyle söyledi. Ben size Allah’ın ayetlerini hatırlatıyorum, bu size zor mu geliyor? Ben yalnız Allah’a tevekkül ettim, O’ndan başka hiçbir şeye güvenmedim, dedi. “Her ne yapacaksanız, toplanıp bütün azminizle karar veriniz.”6 Haydi, yapın yapacağınızı! Bütün liderlerinizi toplayın, siz de ortaklarınız da hep beraber bana tuzaklar hazırlayın. Sonra o planınızdan dolayı da sakın bir sıkıntıya düşmeyin ve asla beklemeyin. Yaptığınız tuzaklara karşı koyabilmem için bana fırsat vermeyin. Nuh Aleyhisselam ne güzel konuşuyor! Lut Aleyhisselam da böyle konuşmuş, “Yapın yapacağınızı” demişti.

                TEVEKKÜLE ULAŞANLAR DÜNYANIN KARŞISINDA EZİLMEZ

                Allah’ın bütün peygamberleri küfre meydan okumuştur. Küfre meydan okumayanlar peygamberlerin izinden gitmemektedir. Ne güzel söylüyor Nuh Aleyhisselam, ne kadar da emin kendinden! Daha doğrusu Rabbinden, kendisine gelecek olan yardımdan ne kadar emin! Ben yalnız Rabbime tevekkül ettim, dedi. Bu konuşma, tevekkülü anlamış, Allah’a güvenmiş ve Allah’tan başkasından yardım gelmeyeceğini idrak etmiş kişinin konuşmasıdır. Bu derece tevekküle ulaşan bütün dünyaya meydan okuyabilir. Tevekkül insanın dünya karşısında ezilmemesini sağlar. Tevekküle ulaşmış adam dünyanın karşısında ezilmez ve bütün dünya onun gözünde küçülüverir. Her şeye meydan okuyabilir artık çünkü Rabbine güvenmektedir. Ve bu bir meydan okuyuştur. Kur’an-ı Kerim burada bize Nuh Aleyhisselam ile ilgili sadece bu kısmı anlatıyor. Bilirsiniz Hz. Nuh kavmine dokuz yüz elli sene anlatmıştı, Allah Azze ve Celle o kısımları bize anlatmıyor. Ondan sonra Hz. Nuh’a gemi yap ve o gemiye her hayvandan bir çift al, demişti o kısımlar da anlatılmıyor çünkü Allah Azze ve Celle’nin buradaki muradı o bilgileri vermek değil meydan okuyan bir peygamberi bize göstermektir.

                Ey İslam davetçileri! Nuh kabul edilmediği gibi siz de kabul edilmeyebilirsiniz. Sizin akrabalarınız da sizi kabul etmeyebilir. Bunları bilin ve bir gün meydan okumanız gerekirse siz de Nuh gibi meydan okuyun. Rabbinize tevekkül edin, ondan başkasına güvenmeyin verecek bir tane canınız var!  Meydan okusanız da vakti saati geldiğinde öleceksiniz okumasanız da. Korkakça yaşamanız ömrünüzü uzatmayacak, cesur olmanız da ömrünüzü kısaltmayacak. Ecel bir tanedir iki tane ecele münafıklar inanırlar.

                İşte Allah Azze ve Celle size peygamberini örnek veriyor. Nuh Aleyhisselam böyle dedi. Arkasında büyük bir güce inanan, sırtını sağlama dayamış adamın konuşmasıdır bu. Senin de arkanda Allah var. Sadece Nuh Aleyhisselam’ın değil; sadece İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın, Hz. Muhammed’in değil (Salavatullahi Aleyhim Ecmain) senin de arkanda Allah var.  Allah müminlerin arkasındadır. Onlar Allah’a tevekkül edecek, kendi görevlerini bilecekler ve Allah’ın görevine karışmayacaklar. Onlar Hz. Musa’nın dediği gibi “Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir” diyecekler. Hz. Musa ile birlikte olanlar denizi görünce ‘eyvah’ dediler. ‘Hayır’ demişti Musa Aleyhisselam, anlamıyorsunuz zaten hiçbir zaman anlamamıştınız “Rabbim benimle beraberdir, bana mutlaka yol gösterecektir.”7  Ve Allah Hz. Musa’ya yol göstermedi mi? Onu kurtarmadı mı?

                Allah Azze ve Celle bunları neden anlatıyor? Mü’minler cesur olsunlar, yapmaları gerekeni yapsınlar diye. Vallahi bütün dünya birleşse bütün emirler tuzaklarını hazırlasalar Allah müsaade etmedikçe hiçbir şey yapamazlar. Allah onların bütün oyunlarını bozar, kalplerini değiştirir, vazgeçirtir. Sonraya ertelettirir. Allah sana bir görev vermişse görevin bitinceye kadar seni koruyacaktır, bundan emin ol. Nuh Aleyhisselam bize örnektir. O şöyle demişti “Haydi yapın yapacağınızı, hiç beklemeyin, bana hiç fırsat vermeyin.”

                İslam düşmanları yapsınlar yapacaklarını ama şunu da bilsinler ki biz de Rabbimizin yardımıyla yapacağız yapacağımızı. *

*Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Yunus Suresi tefsir dersinden hazırlanmıştır.

1.        Yunus, 71

2.        Yunus, 71

3.        Yunus, 71

4.        Ğaşiye, 21-22

5.        Yunus, 71

6.       Şuara, 62