“Allah’a dayandım!” diye sen çıkma yataktan...
Ma’na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!
Ecdadını zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıtada, yer yer, kanayan izleri şahid;
Dinlenmedi bir gün o büyük Nesl-i Mücahid.
Âlemde “tevekkül” demek olsaydı “atalet”
Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet?
Çoktan kürenin meş’al-i tevhidi sönerdi;
Kur’an duramaz, Nezd-i İlahi’ye dönerdi.
“Dünya koşuyor” söz mü? Beraber koşacaktın;
Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın!
Madem ki uyandın o medid uykulardan,
Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa kımıldan.
Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz;
Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.
Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da;
Maziyi, fakat yıkmaya kalkışma bu yolda.
Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu:
Mazisi yıkık milletin âtisi olur mu?
Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha;
Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!