Maneviyatımız

RAMAZAN AYINIZ MÜBAREK OLSUN

Paylaş:

KADİR GECESİ

Gelişiyle birlikte oluşturduğu manevî iklimle nefsimizi arındıran ve iç dünyamızı ihya eden Kadir Gecesi, Ümmet-i Muhammed’e Rabbi Rahîm’in özel bir lütfudür. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu ilahî armağanı şöyle ifade eder: “Allah-u Teâlâ, Kadir Gecesi’ni ümmetime hediye etti ve daha önce hiç kimseye vermedi.”

Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hz. Aişe validemize Kadir Gecesi’nde şu duayı yapmasını tavsiye buyurdu:

 

“Ey Rabbim! Affedicisin, affetmeyi seversin bu günahkâr kulunu da affet!”

Kadir Gecesi üç aylar içerisinde en kıymetli, manen en bereketli bir gece olduğundan, Rabbimiz bu gecede mü’minlerin kalplerine affedileceklerine dair büyük bir ümit bahşeder ve günahla kararmış kalplere sönmez bir nur indirir. Bu geceye ulaşan her müslüman gecesini hakkıyla ihya etmeli, ömrünün muhasebesini yapmalı ve tüm günahlarından tevbe etmiş bir kul olarak, ölüm kendisine gelinceye dek Rabbine adanmış bir hayatı yaşama kararı almalıdır.

Rabbimiz içinde bulunduğumuz mübarek günler özellikle Kadir Gecesi hürmetine bizleri rıza-i ilahiye nail eylesin. Ve tüm günah ve kusurlarımızı bağışlasın. (Âmin)

 

                KUR’AN-I KERİM’İ OKURKEN

İmam Gazâli, Kur’an-ı Kerim okunurken dikkat edilmesi gereken bazı hususları şu şekilde bildirmiştir:

1-Tedebbür: Huzur-u kalp ile yani kalbin dünya meşgalelerinden kurtularak, Kur’an-ı Kerim’i okumak, maksadı ve ayetleri üzerinde düşünmektir. Bunun için, Kur’an-ı Kerim’i ağır okumak sünnettir.

2-Tefehhüm: Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışarak okumak.

3-Tahsis: Kur’an-ı Kerim’i okurken, kendisine hitap edildiğini düşünerek okumak.

4- Teessür: Kur’an-ı Kerim’i okurken, anlatılan şeye göre üzüntü, korku ve ümit hisleriyle müteessir olmak.

5-Terakki: Kur’an-ı Kerim’i okurken, Allah-u Teâlâ’dan dinliyormuş gibi okumak.

6- Teberrî: Kur’an’ı okurken, Allah’ın büyüklüğü karşısında kendi benlik ve varlığını hiçe sayarak acziyetini hissetmek.1

                İTİKÂF

“Ümmetimin fesada uğradığı bir zamanda, bir sünnetimi ihya edene yüz şehid sevabı verilir.” 2

İtikâf sözlük anlamıyla; ‘bir şeye devam etmek, insanın kendisini bir yerde alıkoyması, bir yere kapanıp ibadetle meşgul olmak’ manalarına gelir. Dini bir terim olarak itikâf; ‘cemaatle namaz kılınan bir mescit veya o hükümde olan bir yerde ibadet niyetiyle durmak’ demektir. (Kadınlar bu ibadeti evlerinin müsait bir odasında gerçekleştirebilirler.)

İtikâfa giren kimse bütün vaktini ibadet etmeye, namaz kılmaya, Kur’an okumaya, zikir çekmeye, tefekkür etmeye ayırmalıdır. Bu gibi ibadetlerin sonunda kişi maneviyatının yükseldiğini, kalbinin nurlandığını, simasında kulluk nişanelerinin parladığını, ilahî feyizlere kavuştuğunu görecektir.

İtikâf; insanın Rabbine can-ı gönülden yalvararak tevbe etmesi, kendisinin aciz olduğunu ve mağfirete ihtiyacı olduğunu idrak etmesidir.

İtikâf; ihtiyacından dolayı büyük bir zâtın kapısına oturup, ‘dilediğimi elde etmedikçe buradan ayrılmam’ diye yalvaran dilenci gibi, Rabbi tarafından affedilmek isteyen kulun Allah’ın mabedine sığınarak;  ‘Rabbim beni bağışlamadıkça, buradan ayrılmam’ demesidir.

 

                İKİ SEVİNÇ

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: “Oruçlu için iki sevinç vardır; biri orucu açtığı zamanki sevinci diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku, Allah indinde misk kukusundan daha hoştur.”

 

                RAMAZAN ORUCUNUN ÂDÂBI

c Ramazan ayı gelmeden evvel maddî ve manevî temizlik yapılıp hazırlanılmalı ve Ramazan’a mümkün olduğu kadar temiz girilmelidir. Çünkü maddî ve manevî kirden ne kadar arınırsak Ramazan ayından alacağımız manevî kazanç o kadar çok olur.

c Farzlara ehemmiyet verilmeli; sünneti yapacağım derken farzlar unutulmamalıdır. (Teravih namazını kılıp beş vakit farz namazı kılmamak gibi…)

c Oruca niyet edildiği gibi bütün azaların da haramdan korunması için niyet edilmelidir.

c Oruç hem nefsin hem bedenin sıhhati olarak bilinmelidir. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem: “Namaz, imanın delili ve hüccetidir. Zekât, malın temizleyicisidir. Oruç ise nefsin sıhhatidir” buyurmuştur.

c Oruçlu iken sabırlı olunmalı, fevri davranışlarda bulunarak orucun sevabı azaltılmamalıdır.

c İftar sofralarına oruç tutanlar davet edilmeli, fakirler doyurulmalı, Allah yolunda gayret gösterenler (talebeler gibi) gözetilmelidir.

c Oruç; ibadet kapısı olarak bilinmeli, her fırsatta istiğfar ve tevbe ile arınmaya çalışılmalıdır.

 

                                                    Ramazan

                               Ya Rab! Şu muazzam Ramazan hürmetine

                               Kaldır aradan vahdete hâil ne ise;

                               Ya Rab! Şu asırlarca süren tefrikadan

                               Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se.

                               Madem ki verdin bize bir ruh-u nevîn…3

                               Ya Rab bir daha nefha-i te’yid4 insin!     

                                                               Mehmet Akif Ersoy

 

 

1. İhya- u Ulûmiddin

2. Beyhâki

3. Yeni bir ruh

4. Kuvvetli esinti