Ben 16 yaşında lise 2.sınıf öğrencisiyim. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yapacağı basın açıklamasını dinlemek için 22 Nisan Cumartesi günü Atatürk Parkı’na gittim. Parkı gezmek için biraz erken gitmiştim. TOMA’nın ilk gaz ve tazyikli su müdahalesine ben de maruz kaldım. Gözlerimi açamıyordum ve yüzüm de yanıyordu. Kaldırıma geçip biraz oturmak istedim. Yolun kenarına gidince iki polisin bir kardeşimize copla vurduğunu gördüm ve yardım etmek istedim. Polisin copu vurmak için kaldırdığı sırada arkasından hemen çekip aldım ve aynı anda beni tutup vurmaya başladı. Arabanın üstüne yatırdı, arkadan copla belime vurdu ve başka bir polis de kafama vurdu, başımı arabaya vurdum. Etraftakiler,‘bu çocuktur ne yapıyorsunuz?’ diye bağırıyorlardı, beni polislerin arasından aldılar. Ben o günkü copun acısını unuttum ama abilerin beni kurtarmasını hiç unutmadım, unutmayacağım.
Yusuf Emre KAYNARPUNAR - Adana
Atatürk Parkı’nın içinde polis müdahalesinin başladığı esnada gördüğüm manzara içler acısıydı. Biber gazı sıkılıp herkesi yolun karşısına geçirmeye çalıştıkları esnada önümde bir amca belirdi. Biber gazından o kadar çok etkilenmişti ki gözleri sımsıkı kapalı ve yürümeye çalışıyordu ama yürüyemiyordu! Bayanların içine doğru gidiyordu, ‘Amca dur o tarafa doğru değil’ dedim ve arkadan ceketinden tuttum. Amca o sırada secde şeklinde yere yattı ve gözlerine toprak sürmeye başladı. Amcayı kaldırıp yürütmeye çalıştık. Kaldırım vardı önümüzde. Kaldırımdan ineceksin amca deyince tekrardan yere oturdu. O sırada beylerden birisi durumu fark edip yanımıza geldi, ‘Bacım siz gidin ben ilgilenirim’ dedi... Birçok gence örnek olacak yaşta olan kır saçlı amcama selam olsun!
Şeyda AKGÜN- Adana
Şahit oldum; üzerlerine yağmur gibi yağan gazlara karşı, TOMA’lara yiğitçe gül uzatan kardeşlerime… Mevzisini asla terketmeyip liderinin emrini bekleyen yiğitlere… Yanındaki belki de karnındaki çocuğunu kaybetme pahasına her şeyi göze alacak kadar davasına bağlı olan Hannelere… Hicret eder gibi şehrini ve ailesini kilometrelerce uzaklıkta bırakıp hakkın sesini yükseltmek için yollara çıkan Caferlere… Türlü zulüm ve engellemelere maruz kaldığı halde kaçmayıp cıva gibi yayılıp ama sonra yine cıva gibi LİDERİNİN İZİNDE ve OLMASI GEREKEN YERDE TOPLANAN ÖNCÜ NESİLE...
Afife OKAN – Diyarbakır
Tarih 22 Nisan 2017...Âdeta solcu zihniyetin 28 Şubat’ta yaşattığı anları, iktidarda AKP olmasına rağmen yeniden yaşadığımızı hissettik. Asla unutamayacağımız o günde erkek-kadın farketmeden dava erlerinin zulüm karşısında yılmayışını, liderimizin tabiri ile cıva misali dağıtılsalar dâhi yeniden birleştiklerini gördüm. Bir babanın, kızının gözleri önünde cop ile öldüresiye darp edilişinin ardından, başı dik bir şekilde karakola götürüldüğünü gördüm. Ve o esnada en çok duyduğum, hatırladıkça gururlandığım bir soru çınlıyor kulaklarımda: “Hocamı gördün mü? O iyi mi?” Bizleri çile ile yoğuran Rabbimize hamd, Onun davasında sabırla sebat eden kardeşlerime selam olsun.
Hediyenur ÇEVİK - Gaziantep
22 Nisan unutulmaz bir gün! O gün polisler bize biber gazıyla, kalkanlarla müdahale ettiklerinde birçok bayan kardeşimiz yere düştü. İtelemeye devam eden polislere ‘durun onları kaldıralım’ dedik. Kalkanlı polisler durdu. O an arkadan bir sivil polis ‘size kim durun dedi itekleyin’ diye öfkeyle bağırdı. O an göz göze geldik sanki Ebu Cehil’i gördüm, öfkeyle üzerime yürüdü. O anda erkeklerden bir genci havada gördüm, ‘senin anan bacın yok mu?’ diyerek polisle arama atladı. O genci tanımam ama o kendini siper etti. Bunu ona yaptıran neydi acaba? İmanı, sadakati, bağlılığı ve kardeşliğiydi...
Sevim ATAK- Diyarbakır
Elinde Kur’an olan, tevhidi savunan,‘Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalıdır’ diyenlere acımasızca zulmettiler. Yaralanan kardeşlerime su şişesi uzatırken, Yermük Savaşı’ndaki sahabeler misali ‘ben iyiyim, bende bir şey yok diğer kardeşime götür o faydalansın’ diyen erler gördüm. Nasıl ki Asr-ı Saadette İslam Medeniyeti kardeşlik üzerine kurulduysa, bu hadise de tekrardan İslam Medeniyetinin kurulacağının habercisidir. Rabbim bizim elimizle İslam Medeniyetini kurmayı nasip eylesin.
Merve DEMİREL - Diyarbakır
O gün Atatürk Parkı’na basın açıklaması dinlemeye gittiğimizde hiç beklemediğimiz manzarayla karşılaştık. Polisler acımasız bir şekilde kendilerine hiçbir şekilde karşılık vermeyen insanlara saldırıyor, biber gazı sıkıyor ve coplarla vuruyordu. Bizi dağıtmaya çalıştılar, TOMA’nın sıktığı su direk olarak belime geldi ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi 10 metre ilerde buldum. Birçok kişi yaralandı ve yaralılardan biri de amcamdı. Ona yardım etmeye çalıştım. Ambulans çağırdık ama ambulans gelmedi. Olay yerinde 15’e yakın TOMA, polis araçları vardı ama ambulans bir ya da iki taneydi. Sağlık görevlisi amcamla ilgilenirken ben de o sırada yapılan zulmü telefonumla çekmeye çalıştım. Tam çekerken arkamdan bir polis amiri geldi ve telefonumu elimden alarak beni gözaltına aldı. Ben henüz lise talebesi olmama rağmen, beni de diğer gözaltına alınan insanları da TERÖRLE MÜCADELE bölümüne götürdüler. Canımı en çok acıtan da bu oldu. Terörist olmadığımız halde terörist muamelesi görmek. Hiçbir şey yapmadan saatlerce beklettiler. Kıyafetlerim sırılsıklamdı, üstümde kurudu. Ellerim ayaklarım vücudum TOMA’dan atılan gazdan dolayı o kadar çok yandı ki acısı hiç durmadı... Zalimler şunu iyi bilsinler ki İslami faaliyetlerimize yapılan bu engellemeler bizlerin gayretini daha da arttırıyor. Davamıza, cemaatimize ve hocamıza olan bağlılığımız daha da çoğalıyor!
Tuğba TOROMANTEKİN - Adana