Makale

Modern Dönem İnanç Problemleri -2

Paylaş:

TEMEL İDDİALAR VE CEVAPLAR

Ateizm

Bir önceki yazımızda Ateizm’in temel iddialarından olan Tanrı’nın varlığına dair yeterli kanıt bulunmadığı iddiasına cevap vermiştik. Bu yazımızda ise temel iddialarından iki tanesine daha cevap vereceğiz.

1.       Din Bilimle Çatışır mı?1

Ateizm, bilimsel gelişmelerle birlikte artık dine ihtiyaç kalmadığı ve bilimin, dinin yerini alabileceği iddiasını taşır. Ayrıca dinlerin ortaya koyduğu esasların modern bilimle uyumlu olmadığını ve çatıştığını iddia ederler. Bu iddialarına cevap olarak şunları söyleyebiliriz.

a.       Dinin ve bilimin konusu farklıdır. Din “neden” sorusuna cevap verirken bilim “nasıl” sorusuna cevap vermektedir. Örneğin bilim yağmurun nasıl yağdığını, bebeğin nasıl doğduğunu açıklayabilir. Ancak bunların neden olduğu konusunda bilimin bir fikri yoktur. Bilim, bu dünyanın nasıl yaratıldığını ortaya koyabilir. Fakat neden yaratıldığı konusu bilimin konusu değildir. Dolayısıyla alanları ve amaçları birbirinden farklı olan şeylerin birbiri ile çatışması mümkün değildir.

b.      Dinden ve bilimden ne kastedildiği önemlidir. Kur’an’da muhkem (manası açık olan) ve müteşabih (ne manaya geldiği açık olmayan) ayetler vardır. Eğer müteşabih bir ayet bilimsel bir veriyle çatışıyorsa burada din-bilim çatışmasından söz etmek mümkün olmaz. Çünkü o ayetin başka bir manası da olabilir. Ayrıca bilim değişkendir. 50 yıl önce doğru olan bir bilimsel veri bugün yanlışlanabilir. Eğer bir ayetle bilimsel bir veri çatışıyor gibi görünüyorsa bundan şu sonuç çıkarılabilir: Ya ayetin farklı bir yorumu vardır. Ya da bilimsel olduğu iddia edilen şey zamanla değişecek ve daha farklı bir noktaya gelecektir.2

c.       Din-bilim çatışması denildiğinde kastedilen din ancak Hristiyanlık olabilir. Hristiyanlık Ortaçağ’da bilimle savaşmış, dünya yuvarlaktır diyen Galileo gibi bilim adamlarını Engizisyon mahkemelerinde yargılamış ve aforoz etmiştir. Hristiyanlığın tarihinde bilimsel gelişmelere karşı durma ve Kilise’nin bilim karşıtı görüşlerini merkeze alma durumu söz konusudur. Böyle bir durum İslam için söz konusu değildir.

d.      İslam bilime her zaman önem vermiştir. İlk emri 'Oku' olan, alimleri ve ilim adamlarına değer veren bir dinin bilimle çatışması mümkün değildir. Bununla ilgili onlarca ayet ve hadis vardır. Ayrıca İslam tarihinde ünü dünya çapında duyulmuş yüzlerce ilim insanı bulunmaktadır. İbn Sina’dan Farabi’ye, Gazali’den Biruni’ye, Cezeri’den İbn Haldun’a varana kadar çok sayıda Müslüman bilim adamı İslam medeniyetinde yetişmiştir. Böyle bir medeniyeti inşa eden İslam’ın bilimle çatışması mümkün olabilir mi?

e.       Bilimin kendisi dini reddetmez. Aslına bakılırsa bilimin kendisi dini reddetmez, dinle çatışmaz. Ama dini inkar eden bilim adamları olabilir. Yani mesele ideolojiktir. Nitekim birçoğumuzun adını sıkça duyduğu batılı bilim adamları (Marx, Freud, Nietzsche vd.) dini kabul etmezler. Bu durum dinle bilim arasında bir çatışma varmış gibi lanse edilmektedir. Oysa ki mesele böyle değildir.

 

2.       Dünyadaki Kötülüklerin Allah’ın Adaletiyle Bağdaşmadığı İddiası (Kötülük Problemi)3

Ateistlerin en güçlü gördükleri iddialarından birisi de budur. Tanrı varsa kötülüklere neden müsaade ediyor? Buna gücü mü yetmiyor? Yoksa engellemek mi istemiyor? Onlara göre her iki durum da Tanrı’nın kötülüğünü ortaya koymaktadır.

Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki varlık aleminde kötü olaylar, iyiliklere nazaran çok azdır. İyiliklerin kötülüklerden çok daha fazla olduğu dünyada sadece kötülükleri konuşmak art niyetin göstergesidir. Ateistler, az olan kötüye odaklanarak yaratıcının da kötü olduğunu (dolaylı olarak yaratıcının olmadığını) iddia ederler ki bu, yanlış bir argüman üzerine hüküm inşa etmek olur. Dolayısıyla çıkarım da yanlıştır.

Kötülük Problemi ile ilgili iddiaya verilebilecek cevapları şu şekilde sıralayabiliriz.

a)       Her şey zıddı ile bilinir. Karanlık olmadan aydınlık bilinemez, hastalık olmadan sağlığın kıymeti anlaşılmaz, açlık olmadan Allah’ın Rezzak sıfatı ortaya çıkmaz. Yani kötülükler, iyiliklerin ne olduğunu bize göstermesi açısından önemlidir. O halde kötülüklerin varlığı, hayırların fark edilmesine ve anlaşılmasına hizmet eder.

b)      İnsan irade sahibi bir varlıktır. Allah’ın insana vermiş olduğu irade ile insan, iyiyi ve kötüyü ayırt etmeli, kötülüklerden uzak durmalıdır. Bir insan bıçakla yemek de yapabilir, birisini de öldürebilir. Burada suçlu, bıçağı yaratan Allah mıdır? Yoksa onu kötüye kullanan insanlar mıdır?

c)       Bu dünya imtihan dünyasıdır. Bu dünya imtihan dünyası olduğu için burası mutlak güzelliğin yeri değildir. Mutlak güzellikler cennettedir. Nasıl ki imtihanda öğretmen yanlış yaptığını da görse öğrencisine müdahale etmezse aynı şekilde Allah Azze ve Celle de müdahale etmez. Bu durum öğretmenin kötü olduğunu değil imtihanın gereği olarak herkesin kalitesinin ve seviyesinin ortaya çıkması yani imtihanın gerçekleşmesi içindir.

d)      Parça-bütün ikilemi. Parçada kötü olan bir şey bütüne bakıldığında iyi olabilir. Çocuğa iğne vurmak parçada onu acıttığı için kötü görünse de bütüne bakıldığında onu iyileştirdiği için iyidir. Örneğin deprem parçada kötü gibi görünebilir ama gafleti kırması, insanın kendini toparlaması, Allah’ı hatırlaması ve dünyanın boş olduğunu göstermesi noktasında iyidir. O yüzden musibetler parçada kötü görünse de bütüncül bakıldığında iyi olabilir.

e)      İlahi adalet. Yaratılan her şey, Allah’ın mülküdür. Dolayısıyla Allah, mülkünde dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. İlahi adalet, Allah’ın mülkünde dilediği gibi tasarrufta bulunması, her şeyi hikmetle ve yerli yerinde yapmasıdır. Madem ki Allah böyle takdir etmiştir, o halde en iyisi, en doğrusu ve en güzeli odur. Zira her şeyin en iyisini, en doğrusunu ve en güzelini sadece O bilmektedir.

Kötülük Problemi Tanrı’nın Olmadığına Delil midir?

Kâinata bakan insan bazı musibetleri çirkin bulsa bile bu, sanatkârın yokluğuna delil olamaz.

Resimden anlamayan bir adam, resim sergisini gezse en güzel eserlere bile çok karışık diyecektir. Resimden anlayan kimse ise sergilenen resimleri mükemmel görür. Sanattan anlamayan birisi eseri beğenmeyebilir ama bu, sanatkârın olmadığı anlamına gelmez.

Buraya kadar olan kısımda Ateizm’in en temel iddialarının neler olduğunu ve onlara ne gibi cevaplar verilebileceğini göstermeye çalıştık. Elbette bu konularda sayfalarca yazmak mümkündür ancak bu kadarı ile iktifa etmek yeterli olacaktır. Aslında Ateistler de Tanrı’nın var olduğunu bir şekilde anlamakta ama “sanki Tanrı yokmuş gibi” yaşamak istemektedirler. Önceleri ateist olup daha sonra Tanrı’nı varlığını kabul eden İngiliz Edebiyat Profesörü de buna benzer bir ifade kullanır: “Tanrı’nın olmamasını istediğim için ateisttim; O’nun varlığı beni rahatsız ediyordu.” Buradan da anlaşılacağı üzere aslında ateistler Allah’ın varlığı ve yokluğundan ziyade hayata karışmasından endişe ediyorlar. 

Ateizm’in temel iddialarına cevapları verdikten sonra bir sonraki yazımızda Allah’ı kabul edip onun peygamber, kitap vb. şeyleri göndermeyeceğini iddia eden Deizm’in temel iddialarına cevaplar vereceğiz. Allah’a emanet olun…

1.        Konuyla ilgili tavsiye okumalar: Bilim Adamlarına Baş Eğdiren Kitap: Kur’an – Haluk Akten; İslam’da Bilim ve Teknoloji Tarihi – Mehmet Bayrakdar

2.        Bu konuyla ilgili Müslümanların da dikkat etmesi gereken önemli bir husus bulunmaktadır: Kur’an’da elbette bilimsel ayetler bulunmaktadır. Fakat tüm ayetlerde veya hadislerde bilimsel bir gerçeklik çıkarmaya çalışmak, “İslam da modern bilimle uyuşuyor” demek için sürekli alakalı alakasız her nass’tan bilimsel bir şeyler bulma gayretinde olmak kötü sonuçları olabilecek bir çabadır. Bu gibi çıkarımlar kısa vadede rahatlatsa da uzun vadede Kur’an’ın evrenselliğine gölge düşürebilir. Çünkü bilim değişkendir, Kur’an ise değişmeyen bir gerçek. Bugün zorlama yollarla bilime uydurulan bir ayet yarınlarda bilimsel verinin değişmesiyle yanlış mı kabul edilecektir? Böyle bir duruma düşmemek için her ayeti zorlama yöntemlerle modern bilimsel verilere uygun göstermeye çalışmamak en doğru yoldur. 

3.        Kötülük Problemi ile ilgili okuma tavsiyeleri: Din Karşıtı Bir Söylem Olarak Kötülük Problemi ve Eleştirisi- Metin Özdemir; Kötülük Problemi Karşısında Etkili Öğreti: Hikmet ve Adalet – Emine Öğük; Çocukların başına gelen musibetlere neden engel olunmuyor? – Sorularla İslamiyet; Allah bu dünyadaki kötülüklere neden müsaade ediyor? – Sorularla İslamiyet