“Hanımlarınızla iyi ve güzel geçinin. Onlardan hoşlanmadınızsa, bilin ki, sizin hoşlanmadığınız bir şeye, Allah çok hayır koymuş olabilir.”1
Yüce Rabbimiz hayatı beraber paylaşsın diye insanoğlunu kadın ve erkek olarak çift yaratmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu hususa şöyle işaret edilmektedir: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”2 Bu ve daha birçok sebepten dolayı İslam, insanları meşru bir birliktelik olan evliliğe ve aile kurmaya teşvik etmiş, gayr-ı meşru ilişkileri yasaklamıştır
Evlilik, birçok yanlarıyla farklı yaratılmış iki insanın ömür boyu ve her yönüyle ortak bir hayat yaşamak ve nesillerini devam ettirmek niyetiyle kurdukları tabi ve insanî bir beraberliktir. Bu farklılıklarla birlikte söz konusu ortaklığın devam edebilmesi şahsî hayata sınır koymakla mümkün olabilecek, dolayısıyla fedakârlık gerektirecektir. Farklılıkların çokluğuna göre fedakârlık da artacaktır.
Bu gerçeğe rağmen, günümüzde aile kurumu birçok sıkıntı ve problemlerle karşı karşıyadır. Boşanma sebeplerine baktığımızda; manevi değerlerin tahribi, kültür farklılığı, bencillik, saygısızlık, sorumsuzluk, ekonomik zorluklar, aile içi şiddet, iletişim bozukluğu, lüks ve israf düşkünlüğü gibi sebepler önemli rol oynamaktadır. Bununla birlikte bilhassa medyada aile hayatı küçümsenmekte, boşanma tahrik edilmekte ve yalnız yaşam teşvik edilmektedir. Peygamberimizin; “Allah katındaki en sevimsiz helal”3 olarak tarif ettiği boşanmalar çoğalmakta, aileler ve doğal olarak çocuklar maddî ve manevî zarar görmektedir. Bunun yanında sosyal ağların günümüzdeki kullanımına baktığımızda, bilhassa gençlerin sosyal platformlarda kişinin kendi mahremiyetine zarar veren, gerçek hayatta yapmayacakları, birçok şeyi yaptıklarını, kendilerinde böylesi bir özgürlük gördüklerini gözlemliyoruz.4
Aile birliğini zedeleyen, sarsan, karı koca arasındaki huzursuzluğa sebep olan her hangi bir durum yokken, boşanmaya kalkmak Kur’an-ı Kerim’in yasakladığı bir şeydir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de: “…Eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın…”5 buyrulmuştur.
Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: “Sırf başka bir kadın almak için karısını boşayan kişiye Allah lanet eder”6 buyurarak erkeklere, bu hususta ne kadar hassas davranmaları gerektiğini ve Allah’ın hukukuna riayet etmelerini tembihlemiştir. Kişi, hanımının Allah’ın onun gözetimi ve koruması altına vermiş olduğu bir emaneti olduğunu hatırından çıkarmamalıdır.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in boşanma hususundaki bu tavrı kadınlar için de geçerlidir. Kendilerini boşamaları hususunda kocalarını zorlayan, sırf boşanmak için huzursuzluk çıkaran kadınlar hakkında da Allah Rasulü: “Bir kadın gerekli bir durum yokken, kocasından kendisini boşamasını isterse artık ona cennetin kokusu dahi haramdır”7 buyurmuştur.
Belki boşanma pek az kişi için bir çıkış yolu olsa da toplumun geneline bakıldığında, boşanan çiftlerin boşandıktan sonra mutlu bir yaşam sürdüklerini söylemek pek mümkün değildir. Şunu söylemek gerekirse, kadın veya erkeğin heva ve hevesi üzere boşanmaları, hakka ve fıtriyata aykırı bir iştir.
Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hadisi şeriflerinde boşanmanın çok mühim bir olay olduğunu şöyle dile getirmiştir: “Evleniniz, boşanmayınız. Şüphesiz boşanma sebebiyle arş-ı âlâ titrer.”8
Şüphesiz ki boşanmanın Allah katında ne kadar büyük bir şey olduğu ayetler ve hadislerle bildirilmiştir. Tabi ki dünyada ferdi ve toplumsal birçok zararı da gözlenmektedir. Boşanmada en açık gözlem geriye kalan çocukların mağduriyetidir. Boşanma, eşler için mutsuz bir evliliği sonlandırmak olsa da bir ailenin yıkımı demektir. Ayrılmanın kaçınılmaz ve gerekli olduğu durumlarda bile boşanmayla sorunlar bitmeyebilir. Yuvanın dağılmasından en büyük zararı ise çocuklar ve toplum görür. Onlar, en fazla ihtiyaçları olan sevgiden yoksun büyürler. Büyük çoğunluğu ya içe kapanık ya da aşırı hırçın olurlar; eğitimleri ve terbiyeleri aksar, topluma zararlı fertler olarak yetişirler.
Bu gibi sebeplerle eşler, hayatın bütün sıkıntı ve problemlerini, el ele verip birlikte, fedakârlıkla çözmeye çalışmalı ve birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Bu da yeterli olmazsa devreye tarafların aileleri girip sorunu çözmeye çalışmalıdır. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Eğer karı kocanın birbirinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, o vakit, kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf işi düzeltmek isterlerse, Allah onları uyuşmaya muvaffak buyurur. Şüphesiz Allah, Âlim ve Habîr’dir.”9
Bugün görülen tablo o dur ki, ahir zamanın ya da modern hayatın getirmiş olduğu bir takım sıkıntılar karşısında eşler, tahammülsüzlükleri sebebiyle hemen boşanma yolunu tercih etmektedirler. Ne yazık ki çoğu zaman dönüşü olmayan bu fevri tavrın neticesinde insanlar hatalarını anlayıp tekrar birbirlerine geri dönmeyi, yuvalarını tekrar kurmayı arzulasalar da hem her iki tarafın ayrılıklarının ertesinde yaşadıkları bazı gelişmeler, hem de dini kaideler sebebiyle bu mümkün olmamaktadır. Bu sebeple İslam Hukuku’nda boşanmanın dönülebilir tarzda yapılması istenmiştir. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde ifade edilmiştir: “Boşama iki defadır. Bundan sonra ya iyilikle tutma veya güzel bir şekilde salıverme vardır…”10 Sahabenin uygulaması da bu tarzda olmuştur.
İslam hukukuna göre, evlilik üç talakın hepsinin birden veya tedrici olarak bırakılmasıyla sona erer. Âlimlerin ifadesiyle ilk boşamada sevgi bağı koparılmış olur, evlilik geride kalan saygı ve sorumluluk bağıyla yine devam edebilir. İkinci boşamada ise saygı bağı da koparılmış olur, isterlerse yine devam edilir. Üçüncü boşamada ise sorumluluk bağı da koparılmış olduğundan artık tarafları tutacak bir bağ kalmamış, evlilik bitmiş, ayrılık kesinleşmiş olur. Boşanmış olan kadın başka biriyle yaptığı evlilikten boşanmadıkça artık geriye dönemez.
Ayetler ve hadislerin şiddetle üzerinde durduğu boşanma konusu çiftler tarafından tekrar tekrar düşünülmeli ve boşanmamak için tüm olanaklar birleştirilmelidir. Bir ailenin kurtulması, mutlu bir evliliğin kurulması ve boşanmaların önlenmesinin ancak fedakârlık, sabır, şükür, sorumluluk, kanaatkârlık, saygı, hoşgörü, haklara riayet ve zarafet gibi ahlaki ve insanî erdemlere sahip olmakla mümkün olduğunu unutmamak gerekir.
Rabbim Müslümanların zürriyetlerini hayırlı kılsın… (Âmin)
1. Nisa Suresi, 19
2. Rum Suresi, 21
3. Ebu Davud, talak
4. http://www.igmg.org/tr/islam/cuma-hutbesi/yazi/2012/05/04/allah-katindaki-en-sevimsiz-helal-bosanmak.html
5. Nisa, 34
6. Ebu Davud
7. İbni Mâce
8. Suyuti
9. Nisa, 35
10. Bakara, 229