Türkiye, 31 Mart’ta yerel seçim atlattı. 57.093.410 toplam seçmen sayısı olan ülkemizde kullanılan oy sayısı 48.340.184 iken geçerli oy sayısı 46.431.717. Yani yaklaşık 9 milyon seçmen sandığa hiç gitmezken 2 milyon seçmenin oyu geçersiz sayıldı. Kimi illerde kazanan belediye başkanları mazbatalarını alırken, kimi illerde de partiler tarafından sonuçlara itiraz edilerek yeniden sayım yapılması yönünde başvuruda bulunuldu. Seçime şüphesiz ki damgasını vuran, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için süren yarış oldu. AKP’nin adayı Binali Yıldırım ve CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki oy farkı, sandıkların bir kısmının tekrar sayılması ile değişmesine rağmen YSK’ya yapılan itirazlar devam etti.
Türkiye genelinde AKP-MHP ittifakı %51,64 oy alırken CHP, İYİ PARTİ ittifakı %37,57 oy aldı. Diğer partilerin ise aldıkları oy oranı şu şekilde: HDP %4.24, Saadet Partisi %2,71, DSP %0,98, TKP %0.16.1
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Adana, Mersin, Antalya gibi büyükşehirlerde CHP, yönetimi AKP’den devraldı. Dış basında yapılan yorumlarda seçimin “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı zor durumda bıraktığı” dile getirildi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, Haziran 2015 yılında yapmış olduğu bir konuşmasında ülkemizde yaşanan siyasi olayları analiz ederken “Bu hükümet böyle davrandığı müddetçe en az %5, belki %10, belki de %15 oy kaybedecek. Göreceksiniz yanlış davranışlarından ötürü tevbe etmedikleri takdirde Allah Azze ve Celle tokadı vuracak” ifadelerini kullanmıştı. 5 Nisan Cuma günü ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde ise 31 Mart yerel seçim sonucuyla alakalı önemli analizlerde bulundu. İşte o konuşma;
HERKESİ SUSTURDULAR AMA KENDİLERİNİ SUSTURAMADILAR
Bütün medyayı, aydınları ve âlimleri susturdular. Bu şekilde, “Kitleleri her zaman uyuturuz, uyandırmaya çalışanlar olursa onları da hapse atarız olur biter” diye düşündüler.
Ancak herkesi susturdular da kendilerini susturamadılar. Konuştukça oy kaybını arttırdılar. Çünkü güçlendikçe daha tehditkâr ve aşağılayıcı konuşmaya başladılar. Hiç konuşmasaydılar bu kadar belediye kaybetmezlerdi.
Demek ki nefse hâkim olmak memlekete hâkim olmaktan daha zor! Hem bu kadar çok yorulmazlardı hem de bu kadar da çok kaybetmezlerdi. Demek ki bu zamanda bütün medyayı ele geçirmekle olmuyormuş! Çünkü artık insanlar belli bir seviyeye geldiler ve internet diye bir şey var. Sonuçta büyük ve tahsilli bir kitle sürekli internette. Televizyonları, gazeteleri hâkimiyetiniz altına alsanız da konuşanları hapse atsanız da yine de insanlar yapılan yanlışların farkına varıyor çünkü kendilerinin konuşmaları değişiyor. Artık alenen tehdit ederek, “Bize oy vermeyenler bedelini öderler” diyorlar. AKP’li olmayan belediyeleri topal ördeğe benzetiyorlar, “Artık biz sizin çalışmanıza her türlü engeli çıkartacağız” manasında sözler söylüyorlar. Bunların hepsini halk duyuyor.
Yani herkesi susturdular ama kendilerini susturamadılar. *
1.http://secim.ntv.com.tr/
* https://www.youtube.com/watch?v=u0HNc0HqOGU