“BU BİR DARBE HAZIRLIĞI OLABİLİR!”
Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde genç teğmenlerin kılıçlarını kaldırarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” şeklinde slogan atması sonrası başlayan tartışmalara ilişkin Doğu Perinçek: “Olayın üzerine kışkırtıcı söylemlerle gidilmesinden dikkatle sakınmak milli bir duruştur” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi konuyla ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu: “Bazı kimseler bunun bir disiplinsizlik olduğunu söyleyerek olayı küçültmeye çalışmaktadırlar. Bu olay kesinlikle bir disiplinsizlik olayı değil, planlı bir iştir ve arkasında yüksek rütbeli generaller ve birtakım partilerin olduğu ihtimali çok yüksektir. Bu bir mesajdır. Türkiye’de yapılan bütün darbeler hep bu şekilde ‘Mustafa Kemal’ ve ‘Laiklik’ denilerek yapılmıştır. Bu iki söylem her zaman Türkiye’de darbeleri ve darbecileri hatırlatır. Bu sebeple bu eylemi planlayanların bunu aslında bir mesaj vermek için yaptıkları, ‘gerekirse darbe yaparız’ demek istedikleri açıktır. Bunu hükümete bir gözdağı olarak yapıldığının anlaşılacağını bilerek yaptılar. Çünkü anayasaya göre ordunun başkomutanı cumhurbaşkanıdır. Ordunun cumhurbaşkanının askeri olması, ondan emir alması icap eder. Bunlar, ‘Cumhurbaşkanının emirleri Mustafa Kemal’in emrine aykırıysa biz Mustafa Kemal’in emrine uyarız. Cumhurbaşkanının emrine uymayız. Biz onun askerleriyiz’ mesajını vermektedirler. Çünkü asker kendi komutanına itaat eder.
Şunun iyi bilinmesi lazımdır: Mustafa Kemal sadece bir asker değildir. Her ne kadar bir ideolog değilse de Türkiye’de ‘Kemalizm’ diye bir ideoloji üretilmiş ve bu ideoloji onun adına üretilmiştir. O halde kendisi bir asker olsa da bir ideolojiyi temsil etmektedir. Bu; Laik, Milliyetçi, Türkçü bir ideolojidir. Bu ülkede Laikliği, Türkçülüğü benimsemeyen milyonlarca insan var. Bu teğmenler ‘Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz!’ derken ‘onun ideolojisini kabul ediyoruz’ demiş dolayısıyla milyonlarca insanı karşılarına almış oluyorlar. Bu ülkede Mustafa Kemal’i sevmeyenler de vardır. Bu sözleriyle diğerlerini dışlamış olmakta ve ‘Biz sizin askeriniz değiliz’ demiş olmaktadırlar. Bu davranışta bir dışlama, aynı zamanda bir tehdit vardır. Bu teğmenlere hadleri bildirilmelidir. Bu teğmenler orduyu da bölmektedirler. Mustafa Kemal herkesin ortak değeriymiş gibi hareket etmektedirler. Bu ülkede onu sevmeyen milyonlarca insan var. O zaman toplumun bir kısmını bir kısmına karşı kışkırtmış olmaktadırlar. Bu, halkı kin ve düşmanlığa tahriktir ve yasaya göre yasaktır. Silahlı kuvvetler her yaptığına dikkat etmek zorundadır. Askere ve orduya sevgiyi sağlamak için kışlaya ‘Peygamber ocağı’, askere de ‘Mehmetçik’ diyorlar. Milletin askerliği sevmesi için dini kullanıyorlar, sonra da ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz!’ diyorlar. O zaman kışlaya ‘Peygamber ocağı’, askere de ‘Mehmetçik’ dememeliler! Bu Kemalist teğmenler nereye bağlılarsa, kimlerle gizli gizli görüşüyorlarsa, nerelerden talimat alıyorlarsa, bu eylemi onlara kim emrettiyse yarın onlardan emir alıp Cumhurbaşkanına karşı darbe bile yapabilirler!”
GAZZELİ TWİTTER KULLANICISI: “GAZZE’DEKİ İNSANLARIN %95’İ ET YEMEDİ”
Hamad Alnajjar isimli Gazzeli Twitter kullanıcısı, kurban bağışlarının Gazze’ye ulaşıp ulaşmadığı ile ilgili sorulan bir soruya: “Kurbanlar vardı ama çok çok az ve çok pahalı. Gazze’deki insanların %95’i et yemedi” şeklinde cevap verdi. Konuyla ilgili kendisine soru sorulan Alparslan Kuytul Hocaefendi şu değerlendirmelerde bulundu: “Kurban Bayramı’ndan önce Gazze adına kurban toplayan birtakım kuruluşlar oldu. Gazze’de bir tane koyun kesildiğini, oradakilere dağıtıldığını duymadık. Kesilmiş olsaydı haberini görürdük. Göz göre göre yalan söyleniyor. Yapamayacaklarını bile bile bu şekilde para toplayanlardan kimi ‘Biz Mısır’da kestik’ kimi ‘Suriye’de kestik’ kimi de ‘Lübnan’da kestik’ diyor ve Lübnan ve Mısır’daki Filistinlilere dağıttıklarını söylüyorlar. Ama ‘Gazze’de keseceğiz’, ‘Gazzelilere dağıtacağız’ demişlerdi. Suriye’deki ve Lübnan’daki Filistinliler değil, Gazze’deki Müslümanlar aç durumdadır. Birleşmiş Milletlerin tırlarına müsaade etmeyenler Türkiye’deki basit STK’ların gönderdiği tırlara müsaade eder mi? Bu yöntem para toplama yöntemi olmuştur. Artık bu yalan terk edilmeli ve hesabı sorulmalıdır. Bu konu kapatılmamalıdır çünkü sonraki senelerde de İslam düşmanlarının bu stratejisi, bu yalanı sürecektir. Amaçları burada İslami faaliyet yapılmaması, bütün paraların oraya gönderilmesi, Laik ve Kemalist düzenin devam etmesidir.”
SURİYELİLERE YÖNELİK IRKÇI SALDIRILAR HAKKINDA: “BU BİR MÜSLÜMAN DAVRANIŞI OLAMAZ”
Kayseri’de yaşanan çocuk istismarı iddiası sonucunda birçok şehirde Suriyelilere ve dükkânlarına saldırılar yaşandı. Bu yaşanan olaylarda gözaltına alınan saldırganlarınsa birçoğunun göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, cinsel taciz, dolandırıcılık gibi suçlardan adli kayıtlarının olduğu ortaya çıktı. Tetiklenen bu ırkçılığı Alparslan Kuytul Hocaefendi şöyle değerlendirdi: “Suriyelilere saldıranların böyle sabıkalı kimseler olması bunların parayla tutulduğunun delilidir. Bu insanların vatan millet umurlarında bile olmaz. Tek bildikleri kendi nefsi arzularıdır. Bir kişinin işlediği suç üzerinden bütün Suriyelilerin itham edilmesi adalet olabilir mi? Bu insanlar buraya keyiflerinden gelmediler. Suriye’de savaş vardı, orada kalsalardı ya öleceklerdi ya da öldüreceklerdi. Ölmek ya da öldürmek istemediler ve buraya geldiler. Ayrıca Suriye’nin bu duruma gelmesinde Türkiye’nin payı büyüktür. İzlenen yanlış politikalar Suriye’yi bu hale getirmiştir. Hükümetin yaptığı ya da yapmak istediği bazı şeyleri engellemek isteyenler ve bundan rahatsız olanlar hükümete gözdağı vermektedirler. Bu işin içinde Suriyelileri burada istemeyen partiler var. İnsanları korkutmaya ve buradan gitmeyi ister hale getirmeye çalışıyorlar.”
ÜMİT ÖZDAĞ: “BAHÇELİ AKP’NİN BÜTÜN DOSYALARINA ERİŞTİ”
Ümit Özdağ yaptığı bir açıklamada “Bahçeli eski bir bakan sayesinde AKP’nin bütün dosyalarına erişti. Bu dosyalar sayesinde AKP’yi tehdit ediyor” dedi. Ümit Özdağ’ın açıklamaları üzerine Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Ümit Özdağ istihbaratla işbirliği halinde olduğunu, birçok istihbaratçı ve emniyetçilere ders verdiğini, devletin üst düzey bürokratlarının yetiştirildiği gizli okullarda ders veren bir hoca olduğunu itiraf etmiştir. Dolayısıyla bu bilgilere ulaşmış olma ihtimali yüksektir ve söylediği söz bu açıdan önemlidir. O eski bakan acaba Süleyman Soylu’mudur? Süleyman Soylu’nun AKP’li olmadığını aslında MHP’li olduğunu herkes bilir ve Devlet Bahçeli tarafından korunduğu için yıllarca bu ülkede bakanlık yapabilmiştir. AKP’nin yanlışlarını, yapılan gayr-i meşru işlerini bilse bilse İçişleri Bakanı bilir. Büyük ihtimalle Ümit Özdağ’ın bahsettiği bakan Süleyman Soylu’dur ve isim vermese bile ‘siz anlayın’ demektedir. AKP ile MHP arasında şu anda ciddi bir mücadele var. AKP birdenbire bütün ipleri atmak, tamamen düşman haline gelmek istemiyor. Çünkü gerçekten de MHP’nin elinde dosyalar var. AKP bunu çok iyi biliyor.”