Hocaefendi'den Mesaj

Bu Davanın Gerçek Adı; Tevhid Ve Şirk Davasıdır!

Paylaş:

Başyazarımız Alparslan Kuytul Hocaefendi, 24 Ocak mahkemesinde tahliye aldıktan tam 24 saat sonra yani Bolu’dan çıkıp evine ulaştığı günün akşamında yeniden tutuklandı. Başyazarımızın tekrar tutukluluğunun ardından Eşi Semra Kuytul ile Cezaevinden yaptığı ilk telefon konuşmasını sizlerle paylaşıyoruz…

“Ben zaten bunlardan adalet beklemiyorum demiştim. Sistemi de ona göre kurmuşlar, bir mahkemenin verdiği kararı diğer bir mahkeme bozabiliyor, yani bir mahkemeden adalet çıkarsa savcı itiraz ederek yine eşit derecede başka bir mahkeme ile kararı bozdurabiliyor.

Bizim dosyamız 20.000 sayfaydı belki son savunmalar eklense 30.000 bile olmuştur. İddianame 120 sayfa zaten. 45 kişinin ve avukatlarının savunması ile birlikte 3 gün süren bir mahkeme var, bir hâkimin bir iki saat içinde böyle alınmış bir kararı bozması imkân dâhilinde mi? Bu kararın nasıl verildiğini her akıllı insan anlayabilir? Olayı azıcık inceleyen bunun nasıl olduğunu görebilir? Bir mahkeme tahliye kararı veriyor diğeri hemen iptal ediyor bir gün bile sabretmeden, ne kadar öfkeliler demek ki geldikleri noktayı gösteriyor bu. Adaletin olduğu memlekette savcılar suçu ispat ederler; adaletin olmadığı memlekette ise insanlar suçsuzluğunu ispat ederler, demiştim daha önce de. İşte durum böyle…

Şu bir gerçek ki İslam düşmanları davanın gerçek adını koymadılar. Bu davanın gerçek adı; Tevhid ve Şirk davasıdır. Allah’ın dünyasında Allah’ın dediğinin olması gerekliliğidir. Eğer davanın gerçek adını koysalardı ve Tevhide karşı çıksalardı toplum uyanırdı. O yüzden hiçbir zaman gerçek adını koymazlar.

Onların gerçek amacı Tevhidi anlatmamızı engellemektir. La ilahe illallah’ın manasını anlatmamızı, Allah’tan başka emirlerine uyulmaya layık ilah olmadığını anlatmamızı istemiyorlar.

Bize yapılanların üç sebebi var:

1.       Tevhidi anlatmamız.

2.       Hükümeti tenkit etmemiz, eleştirmemiz.

3.       Türkiye’deki derin devletten bahsetmemiz, onu ortaya koymamız.

Bana gösterilen sevgiye, saygıya da tahammül edemediler. Onlar ne yaptılarsa da kardeşlerime teşekkür ediyorum. Onlar çıldırdılarsa da kardeşlerim sevgilerini saygılarını ifade ettiler.

Siren sesleriyle sesimi kesmeye çalıştılar, sadece ‘hoş geldin’ diyenlere ‘hoş bulduk’ diyecektim…

Allah’ın azap tokadını yiyecekler! Bu zulmü yapanların yanına kalmaz bu! Bu seçimde bu hükümetin çok oy kaybedeceğini düşünüyorum, Allah bilir. Bu sefer Allah’ın gazap tokadını yiyecekler.

Her kardeşimiz anlatmaya devam etmeli, daha önce de demiştim bundan sonra her ev vakıf, her ev medrese, her an davet, herkes davetçi olmaya devam etmeli.

Biz ümit içindeyiz. Yeter ki arkadaşlarımız görevlerini yapsınlar! Eğer başarırsak yeni bir şey, şimdiye kadar olmayan bir sevgiye mazhar olan bir hareket doğmuş olacak! *

* https://semrakuytul.com/2019/alparslan-kuytul-hocaefendinin-tekrar-tutuklandiktan-sonra-ilk-konusmasi.html

 

Alparslan Kuytul Hocaefendi | Bolu Cezaevi

1 Şubat 2019 Cuma | Yeniden Tutuklandıktan Sonra İlk Telefon Konuşması

 

ZİNDANDA BULUNAN ALPARSLAN HOCA’DAN 28 ŞUBAT DARBESİNE KINAMA!

Alparslan Kuytul Hocaefendi 1 Mart Cuma günü ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde 28 Şubat’a değindi ve 28 Şubat’ın yıldönümü vesilesi ile verdiği mesajda Erbakan Hoca’ya bir kez daha Allah’tan rahmet diledi.

“Dün 28 Şubat’tı. 28 Şubat’ı tekrardan kınamak istiyorum. Yaptıklarını da lanetliyorum. Rabbimden Erbakan Hoca’ya rahmet temenni ediyorum. Ona karşı yapılan büyük bir haksızlıktı, zulümdü.

Belki bir 12 Eylül kadar değildi ama sonuçta meşru bir hükümetin silah zoruyla görevden alınması bir darbe ve tabi o süreçte bir sürü haksızlıklar, zulümler yapıldı. Şimdi de “28 Şubat’ı bitirdik” diye konuşanlar görüyoruz ama Müslümanların üzerinde o dönemdekinden daha fazla bir baskı var. Bunu da kimse inkâr edemez. Birçok vakıf kapatıldı, birçok insan susturuldu, sırf Kur’an öğrettiği için mahkemeye verilen, vakıflar ya da kapatılan yerler var. Gelen memurlar, “Burada Kur’an öğretiliyor” diye zabıt tutuyorlar. Bu durum 28 Şubat’ın devam ettirildiğini gösteriyor ve her ne kadar bitti denilse de o darbeyi yapanların hiçbiri hapse girmedi. Güya mahkemeye verildiler ama yaştan dolayı, sağlık sorunlarından dolayı dışarıdalar.

Bu neyi gösteriyor, 28 Şubat darbesini yapanlar demek ki hala güçlüler. Bu darbeyi yapanları koruyorlar. Onların hapse girmesini engelleyebiliyorlar. 80 yaşında hapse girmiş bir sürü insan var ama böyle bir zulüm yapmış, memlekete zarar vermiş, hükümete zarar vermiş olanlar, yaştan dolayı içeri girmiyor ve rahat rahat evinde oturuyor. Bizi iki kelime ettik diye hapse atanlar, koca hükümeti devirenleri hapse atamıyorlar. Evet, kimseyi kandıramazlar! Hepsini mahkemeye verdik, hesabını sorduk diyerek kimseyi kandıramazlar. Kesinlikle hesabı sorulmadı ve hepsi rahat rahat, paşa paşa yaşamaya devam ediyorlar.”

01.03.2019 Bolu Cezaevi | Telefon Görüşmesi