Kıssa

Bütün Dünya Benim Olsa, Gamım Gitmez Nedendir Bu?

Paylaş:

     Yavuz Sultan Selim Han, Şair Vehbi’yi yanlışlıkla üzüp, yanından uzak­laştırır. Şair de kendisine epey müddet uygun bir yer aradıktan sonra, niha­yet Van Müftüsü’nün kâtipliğini yapmaya başlar. Bir süre sonra Sultan Selim, şairi bulmak ister, fakat bulamaz ve şöyle bir çözüm düşünür:

     “Ben bir mısra yazayım ve bir yarışma düzenlensin. Benim mısramı beyte tamamlayan en güzel mısrayı yazana mükâfat vereceğimi ilan edeyim. Şüp­hesiz ki Şair Vehbi de dayanamayıp katılacaktır. O vakit, onu üslubundan tanırım…” Ve Sultan Selim şu mısrayı yazar:

     “Bütün dünya benim olsa, gamım gitmez nedendir bu?”

     Sultan Selim’in düşündüğü yarışma ilan edilir. Yarışmaya katılan çok olur. Fakat padişah aradığını bulamaz.

     O sırada Van Müftüsü de: “Bir de ben deneyeyim, nasip ise olur” deyip, bir mısra yazmaya çalışır. Kendince bir şeyler yazdıktan sonra, bir de kâtibine gösterir. Şair Vehbi de şurası şöyle olsa, şurası da böyle olsa… derken ortaya aşağıdaki mısra çıkar:

     “Ezelden gam türabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu.”

     Yavuz, Van Müftüsünden gelen beyti okuyunca, “Hemen haber salın bu mısranın şairine saraya gelsin!” diye emir verir. Müftü, büyük bir heyecanla gelir saraya. Padişah aradığını bulmuş olmanın rahatlığıyla sorar: “Bu mısra ile mükâfatı hak ettin. Lakin benim anladığıma göre, bu mısranın hakiki şairi sen değilsin!”

     Müftü Efendi, hemen doğruyu söyler. Padişah şairine kavuşur. Edebiyatı­mıza da bu beyit hatıra kalır:

     “Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu?

     Ezelden gam türabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu.”