Furkan Aile

EN ÇOCUKSU İBADET: ORUÇ*

Paylaş:

Belki de ibadetler içinde en çocuksu olanı oruçtur. Her çocuk için ayrı bir zevk kaynağı olan Ramazan ayının çocuksu damarı daha coşkuludur aslında… Büyümüş olmanın, ailesiyle birlikte bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşar ramazan ayında çocuk.

İftarı, sahuru ve teravihi ile çocuklar orucu daha çok severler. Onun insanları mutlu eden havasını doya doya yaşarlar. İftar sofralarında önünde mis gibi kokan ve insana gülen yemekleri, tatlıları, iftar saatinde beklemenin anlık tadını, hiçbir dış baskı olmadan açlığa rağmen sabretmenin büyüklüğünü, göremediğimiz ama her türlü güzellikleri bahşeden Allah’ı öğrenir, yaşar çocuklar. İftarla beraber yemek yemenin zevkiyle, yiyemeyenlerin acısını da hatırlar ve hatırlatırlar.

Araştırmalar, çocukluğun ilk yıllarında kazandırılan tutum ve davranışların ömür boyu kalıcı olduğunu göstermektedir. Sonradan karşılaşılan farklı sosyal ve kültürel etkiler, kişileri değişime zorlasa dahi kişi direnebilmekte veya sonraki etkilenmeler onun özüne pek dokunamamaktadır. Bir arının diyar diyar, çiçek çiçek dolaşıp, eninde sonunda bal kovanına döndüğü gibi, insanoğlu da hayatının ilk yıllarında edindiği değerlerine bağlı kalmakta ya da bu değerlere tekrar geri dönebilmektedirler. Tabi bu temel değerler çocuğa “bal” gibi sunulur ve “bal kovanı” gibi bir ortamda verilirse…

Hemen belirtmem gerekir ki burada çocuklara farz olmadığı halde oruç tutturmaktan değil, oruç ibadetini kavratabilmek, sevdirmek ve alıştırmaktan söz ediyorum. Yani içinde bulunduğumuz rahmet iklimini acı bir ilaç gibi değil, bal gibi sunmaktan söz ediyorum.

1- Çocuklara Ramazan’ın Farkını Hissettirin

İftar vaktinin erken olması sebebi ile çoğu insan orucunu iş yerinde açar. Hiç olmazsa ilk günde imkânlarınızı zorlayıp orucunuzu evinizde, ailenizle birlikte açmaya çalışın. Çocuklar Ramazan’ın farkını hissetsin.

• Teravihe çocuğunuzla gidin: Elinden tuttuğunuz çocuğunuzla birlikte teravih namazına gidin. Namazdan sonra, önce çocuğunuza küçük ama hoşuna gideceği bir hediye verin. Sonra yanınıza aldığınız çikolata ya da şekerleri teravihe gelen diğer çocuklara dağıtarak onlara Ramazan’ın rahmet yüzünü bir kere daha gösterin. Ekonomik durumunuz iyiyse bunu sık sık yaparak camiye gelen çocukları sevindirin.

• Çocukları camiden kovmayın:  Çocuklara kızarak, sert bakışları ile onları azarlayanların aksine, siz nazarınıza rahmeti yerleştirin ve kendilerinden hoşnut olduğunuzu izhar edin. Namazdan sonra da karşılaştığınız çocuğun başını okşayıp onu tebrik ederek “Allah ibadetinizi kabul etsin” deyin.

• Çocukların dini eğitimi de bu ay fırsattır. Eğitim; büyüklerin kendilerini takip eden nesli her yönden geliştirmek, çelişki ve tutarsızlıklardan kurtarmak, ahenkli davranış ve olgunlaşmış şahsiyete ulaştırmak için gösterdiği çabalar bütünüdür. Eğitim için müsait ortamın, heyecanın, motivasyonun ve uygulama yapma imkânının bulunması şarttır. Çocuklara İslamî eğitimin kazandırılmasına en müsait ortamlarından biri de Ramazan ayıdır.

2- Çocuklar Hangi Yaşta Oruç Tutmaya Alıştırılmalıdır?

Okul öncesi yaşlardaki (0-6 yaş) çocuklara oruç tutturmak uygun değildir. Sahura kaldırılabilir, 2-3 saatlik veya yarım günlük denemeler yaptırılarak tam gün tutmuşçasına sevindirilebilir.

7-11 yaşlarındaki çocukların sağlık durumları müsaitse, hiç olmazsa hafta sonları veya bir-kaç gün tutturulabilir.

11-13 yaşlarda ise, oruç ibadeti daha ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu yaşlar ergenliğin başlangıcıdır ve artık ibadet sorumluluğu da başlamaktadır.

Lise çağındaki çocuklarımızın yaşları uygun olduğu için oruç tutmak farzdır. Ne var ki dersler bahane edilerek çocuklar yanlış yönlendirilebilmektedir. Oysa oruç tutmanın zekâ veya başarı azalmasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Sadece evde ders çalışma saatleri yeniden düzenlenebilir.

Çocukların oruç ibadetine ısındırılmasında tedriciliğe dikkat etmek gerekir. Bu yüzden başlangıçta çocuklar tam gün oruç tutmaya zorlanmamalıdır. Dini tutum ve davranışının gelişimine paralel olarak ibadetin ciddi bir iş olduğu vurgulanmalı, çocukların tam gün oruç tutması da teşvik edilmelidir. Hatta oruç tutmaya veya oruç tamamlamaya teşvik için bazı hediyeler dahi verilmelidir. Nitekim sahabe, çocuklarını eğitirken bu tür hususlara özen göstermiştir.

Bazı sahabilerin oruç tutan çocuklarına oyuncak alarak onları iftar vaktine kadar oyaladıklarını ve oruçlarını tamamlatmaya gayret ettiklerini görmekteyiz. Hanım sahabilerden Rubeyyi bint-i Muavviz Radıyallahu Anha diyor ki: “Biz aşure orucu tutardık. Küçük çocuklarımıza da tuttururduk. Mescide gider çocuklara yünden oyuncaklar yapardık. Onlardan biri yiyecek için ağladığında bu oyuncağı ona verir ve iftar vaktine kadar beklemesini sağlardık.”1

İmam Buhari Sahih’inde “Çocukların oruç tutması” başlıklı müstakil bir bab açmış ve burada Hz. Ömer’in, Ramazan’da sarhoş olan birine: “Yazıklar olsun sana! Bizim çocuklarımız bile oruç tutmaktadır”2 dediğini nakletmiştir.

3- Ramazan (Oruç) Ayında Neler Yapılabilir?

• Ramazan’la alakalı bir aile toplantısı tertip edin: Ramazan’dan bir hafta önce, Ramazan’ın manasını, ay görününce başladığını, Müslümanların bu ayda nasıl yaşadığını konuşacağınız bir toplantı yapabilirsiniz.

• Ramazan’ı evinizde “renkli” karşılayın: Mümkünse ufak tefek süslerle evinizi süsleyip, ‘Hoş geldin Ramazan!’ gibi süslü yazılı şeritler hazırlayabilirsiniz. Bunları çocuklarla yapıp, fikirlerini ve önerilerini alın ki; kendilerini işin içinde hissetsinler.

• Günün en azından üçte birinde oruç tutsunlar ve tebrik edin:  Çocuklar genelde kendilerinden büyükler oruç tuttuğu için, onlar da oruç tutmak isterler. Bu yıl, üç beş saat oruç tutmalarını isteyebilirsiniz. Ve iftarda en sevdiği yiyeceklerle onlara oruç açtırabilirsiniz!

• Ayı görmeye gidin: Çocukların pijamalarını giydirin, arabayla ayı görebileceğiniz bir yere beraber gidin. Aynısını ayın sonunda da yapın.

• Arkadaşlarını çocuklara özel iftara çağırın: Çocuklarınızdan misafir listesi ve bir menü isteyin. Aynı zamanda, yemek yapımında yardımcı olmalarını isteyin. Biraz çocukça tariflerle bıçak türü gerektirmeyen yemekler pişirsinler.

• Büyükleri iftar sonrası sohbetlere çağırın: Herkes yemeğini yedikten sonra, bir hikâye zamanı olsun ve misafirlerden Ramazan’ın onlar büyürken nasıl bir şey olduğunu anlattırın. Tarif edici olmalarını isteyin. İftar eskiden nasıl duyurulurdu, neler yerlerdi, ne tür eğlenceler olurdu? gibi…

• Fakirleri unutmayın: Hafta sonu mutfaklarda gönüllü olarak birkaç gün geçirmelerini sağlayın. Tamamen içinde çocukların katıldığı çadırlar bulabilirseniz çok daha iyi olur.

*“Çocuğun Dini Eğitimi Nasıl Olmalı?”kitabından kısaltılarak alınmıştır..

1- Buhari, Müslim

2- Buhari