Türkiye Haberler
MAHMUT ABBAS FİLİSTİN HALKINI TEMSİL EDEMEZ!
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ayakta alkışlanarak karşılandı. Bu karşılama ve konuşmasının ayakta alkışlanması hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Türkiye Devleti eğer Netanyahu’nun Amerika Kongresinde ayakta alkışlanmasına tepki olarak bir şey yapmak istiyorsa Hamaslı bir yetkiliyi çağırmalıydı. Mahmut Abbas’ı çağırmanın bir manası yoktur. Çünkü Mahmut Abbas zaten Filistin halkının gerçek temsilcisi değildir. Filistin halkı Müslümandır. Mahmut Abbas ise Marksist’tir, Arapçıdır, laiktir. Dolayısıyla Filistin halkını temsil edemez. Mahmut Abbas Amerika ve Avrupa’nın desteği ile seçimi kazanmıştır ve Amerika’nın projesidir. Türkiye bunu yaparak Amerika’ya tepki göstermiş olmadı aksine Amerika’nın istediğini yapmış oldu. Amerika zaten Mahmut Abbas’ın tek meşru temsilci olarak görülmesini istiyordu. Türkiye de onun istediğini yaptı. Türkiye hükümetinin tepkileri çok çocukça. Onlar Netanyahu’yu Amerika Kongresinde ayakta alkışlamadan neden İsmail Heniye’yi TBMM'de konuşturmadılar ve onu ayakta alkışlamadılar? Gerçekten Filistin davasının yanında olsalardı onlar yapmadan bunu yaparlardı. Halkı kandırabilirler ama bu memlekette herkes cahil değil, anlayanlar var.”
TÜRKİYE’NİN U DÖNÜŞÜ SİYASETİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sayın Esed’e ‘Ya ülkeme gel ya da üçüncü bir ülkede bu görüşmeyi yapalım’ çağrımı yaptım. Konuyla ilgili Dışişleri Bakanını görevlendirdim. ‘Dargınlık kırgınlık bitsin’ dedim” açıklamasında bulundu. Erdoğan’ın bu açıklamasını değerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Türkiye’nin siyaseti, devamlı U dönüşleri yapan bir siyasettir. Bu yüzden artık Türkiye siyasetinin dünyada bir değeri kalmamıştır. Omurgasız, kişiliksiz bir siyaset izlenmektedir. Aslında baştan itibaren yanlış yapıldığı anlaşılmış ondan dolayı da tavır değişikliğine gidilmiş olabilir. Türkiye, Suriye’nin bu hale gelmesinde büyük bir rol oynamıştır. Beşşar Esed’in devrilmesi istendi ama izledikleri yol doğru değildi. Türkiye bunu anladığından itibaren siyasetini yumuşatmaya başladı, Beşşar Esed ile anlaşma noktasına geldi. Bir taraftan da Suriyelileri Suriye’ye geri göndermek için Beşşar Esed ile anlaşmaya çalışmaktadır. Velhasıl Türkiye’nin politikası hiçbir işe yaramamış, zarar vermiştir. Siyasetçilerimizin siyasetten anlamadığı ortadadır.”
ŞERİAT İSLAM‘IN PARÇASIDIR!
14 ilahiyatçının imzasıyla “Şeriat İslam Demek Değildir” başlıklı bir bildiri yayınlandı. Bu bildiri hakkında yorumda bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Şeriat İslam demek değildir" derken eğer ‘İslam şeriatten ibaret değildir’ demek istiyorlarsa bunda bir sıkıntı yoktur. Ancak ‘şeriat İslam demek değildir’ derken eğer ‘Allah’ın hükümleri o günün şartlarına göre gelmiştir ve biz onlara uymak zorunda değiliz’ demek istiyorlarsa bu bir küfürdür. Allah’ın hükümleri kıyamete kadar geçerlidir. Bu hükümler bugün geçerli değildir demek bu hükümlerin geçerlilik süresi var anlamına gelmektedir. Hiç kimse bu hükümler o zamanın şartlarına göre geldi, bugünü bağlamaz diyemez. Şeriat İslam’ın bir parçasıdır.”
ÖZGÜRLÜK FİLOSUNA ULAŞTIRMA BAKANLIĞINDAN ENGEL!
Mavi Marmara Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür yaptığı açıklamada: “Özgürlük Filosu’nun bir parçası bir haftadır Filistin için Haydarpaşa Limanı’nda hareket etmeyi bekliyor ama Ulaştırma Bakanlığı maalesef kalkış izni vermiyor” dedi. Bu konuyu değerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Filolar hazırlıyoruz, gemilerle Filistin’e yardım götüreceğiz’ diyerek para topluyorlardı. Bırakın filolarla göndermeyi bir gemi bile gönderilememiş. Bu gemi Filistin’e mal götürmek için değil, Avrupa limanlarını gezmek, her yerde kornaya basarak İsrail’in yaptıklarını protesto etmek için yola çıkacaktı. Bu, devletler nezdinde etkili olabilecek bir şey değildir ama Mavi Marmara gemisi şehitlerinin hakkını savunmayan, onları ortada bırakan hükümet buna bile müsaade etmemektedir. Sonra da camilerde gıyabi cenaze namazı kılıyorlar. Bunların hepsi halkın gazını almak içindi. Biz yaptıklarınızı unutmadık. İsmail Heniye’nin şehit edilmesinde parmağınız yok ama günahınız çoktur. Eğer Türkiye yapması gerekenleri yapsaydı İsmail Heniye yine vakti saati geldiğinde ölecekti ama İsrail böyle azgınlaşamayacaktı.”
KARABAĞ’A, LİBYA’YA NASIL GİRDİYSEK…
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir toplantıda: “Biz nasıl ki Karabağ’a girdiysek, Libya’ya girdiysek bunun benzerini onlara (İsrail’e) da yaparız. Yapmamak için hiçbir şey yoktur. Sadece biz güçlü olmalıyız ki bu adımları atalım” ifadelerini kullandı. Bu ifadeler hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Böyle konuşuyorlar ama ortada bir icraat yoktur. İsrail’e girmemek için hiçbir engel yokmuş. Madem İsrail’e girmemek için hiçbir engel yoktu o halde neden hâlâ girilmedi? Karabağ’a Azerbaycan askerleri girmiştir. Türkiye sadece birkaç tane SİHA, İHA ve istihbarat vermiştir. Onu da kendine mâl etmektedir. Türkiye’nin desteklediği bir gerçektir ama girmemiştir, Libya’ya da girmemiştir. Libya hükümeti ile anlaşılmış ve oraya küçük temsili bir birlik gönderilmiştir. Bu Libya’ya girmek demek midir? Karabağ’a da Libya’ya da girilmemiştir; sadece Azerbaycan’a yardım edilmiş, Libya’ya da asker gönderilmiştir. Cumhurbaşkanı iki devleti fethetmiş gibi konuşmaktadır. Madem fethettiniz, Fatih’siniz o halde gelin İsrail’i de fethedelim.”
CHP SÖZCÜSÜNDEN İSLAM DÜŞMANLIĞI İÇEREN AÇIKLAMA
CHP sözcüsü Deniz Yücel, basın toplantısında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında: “Cuma hutbesinde kadınların yüz, el ve ayakları hariç örtülmesi gerektiği, kadınların gençlerin erken yaşta evlenmesi gerektiğine dair bir şeyler saçmalamış. Diyanetin sınırsız bütçesiyle saltanat süren bu hadsiz adam, anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu unutmuşa benziyor” dedi. Bu konu hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “CHP idarecileri, Diyanet İşleri Başkanına ‘hadsiz adam vs.’ diyen ve dinin emrini inkâr eden birisini CHP’nin sözcüsü yapıyorlarsa CHP hiç değişmemiş demektir. Benim CHP yetkililerine tavsiyem şudur: Oyunuz biraz arttıysa bu sizin marifetinizden değil, AKP’nin yanlışlarından dolayıdır. Bilesiniz ki bu oylar geçicidir. Oyunuz biraz artınca tekrar eski CHP damarınız tutmaya başladı. Diyanet İşleri Başkanının başka hataları, yanlışları olabilir. Ancak söylediği şey, Diyanet İşleri Başkanının kendi sözü değildir. Bu, Allah’ın emridir. ‘Halk partisiyiz’ demelerine rağmen halkın dinini bilmiyorlar. Halkımızın dinini öğrenin. CHP yöneticileri bu adamı sözcülükten almalıdır. CHP’nin sözcüsü bu adam olduğu müddetçe CHP’nin tabanı radikalleşir ve oyları da düşer.”
Dünya Haberler
DEMOKRATİK ALMANYA(!)
Almanya, vatandaşlık ölçüt değişiklik kapsamında “Alman vatandaşlığına geçmek isteyenlerden İsrail devletinin var olma hakkını onaylaması”nı isteme kararı aldı. Ayrıca “Yahudi düşmanı, ırkçı, yabancı düşmanı veya başka insanlık dışı eylemlerde bulunanlar” Alman vatandaşlığına alınmayacağı ilan edildi. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu karar hakkında: “Almanya demokratik bir ülkeydi. Demokraside böyle bir şey var mı? Bir vatandaş bir devleti tanımıyor olabilir. Almanya devleti de Filistin’i devlet olarak tanımıyor. Demek ki herkes özgür bir şekilde istediği devleti tanımakta ya da tanımamaktadır. Almanya nasıl oluyor da bir insana bu şartı dayatabiliyor? Ayrıca kişi Alman vatandaşı olacaksa, İsrail’i neden tanımak zorunda olmalı? Almanya, İsrail’in elinde oyuncak olmuş, Yahudi sermayesine teslim olmuş durumdadır” sözlerini kullandı.
AMERİKA’YI KINIYORUZ AMA…
İsrail Başbakanı Netanyahu’nın Filistin’de gerçekleştirdiği katliamlardan dolayı yargılanması gerekirken Amerika kongresinde büyük bir sevinçle karşılandı ve dakikalarca ayakta alkışlandı. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu olayı şöyle değerlendirdi: “Netanyahu’nun ayakta alkışlanması Batı Medeniyetinin aslında bir medeniyet olmadığının, Amerika’nın ve Avrupa’nın İsrail’e ne kadar muhtaç olduklarının, paraya ne kadar önem verdiklerinin, erdemi kaybettiklerinin delili olmuştur. O kongrede bir kadından başka kimsenin en ufak bir tepki vermemesi bütün milletvekillerin sponsorunun İsrail olduğunu göstermektedir. Amerika’yı kınıyoruz ama aynısını Türkiye Cumhuriyeti Devleti de yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde İsrail Cumhurbaşkanı ayakta alkışlandı. O makamlara gelebilmek için İsrail’e böyle davranmak zorundaydılar. Amerika’yı kınayanlar Türk idarecilerinin yaptığına ne diyecekler acaba?”
İSMAİL HENİYE’NİN ŞEHİT EDİLMESİNDE SUÇLU İRAN MI?
Şehit İsmail Heniye’nin kızı, babasının İran’da şehit edilmesi ve İran’a yönelik eleştirilere cevap olarak: “Kim bunun sebebinin İran olduğunu söylüyor? Siz onu ülkelerinizde kabul edemezsiniz Araplar! Siz bize İran’dan daha yakınsınız ama İran sizden daha iyi, bizim desteğimizdi ve bu nedenle İslam’ın başkenti olması bakımından sizden daha şerefli olan İran hakkında konuşmaya hakkınız yok” açıklamasında bulundu. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu açıklamayı ve İran’a yapılan eleştirileri şöyle değerlendirdi: “Bazı kimseler mezhepçi bir yaklaşım içerisindeler. Bunların bir kısmı hain bir kısmı ise samimidirler. Hainler zaten haindir. Samimi olanlar ise mezhepçilik yapanlardır, onlar da bu anlayışı bırakmalılar. Şimdi Ehl-i Sünnet- Şia meselesini konuşmanın ve kafiri sevindirmenin sırası değildir. Filistin’e en büyük desteğin İran’dan olduğu açık bir gerçektir. İsmail Heniye orada şehit edildi diye İran’ı suçlayanlar, Türkiye’de şehit edilseydi Türkiye’yi mi suçlayacaklardı? Kasten orada öldürüldüğünü anlamıyorlar. İsmail Heniye de Hamas’ın diğer liderleri de kaç defa ‘Bize sadece İran yardım ediyor’ dediler. Şimdi ben onun sözüne bakarım. Lider odur, bilen de odur. Buna rağmen İran aleyhinde konuşanlar utanmıyorlar! Türkiye’nin yaptıklarını eleştirmiyorlar, İran’ı eleştiriyorlar. İnsan eğer hakikati görmek istemezse yapacak bir şey yok ama eğer görmek istiyorlarsa gerçek bundan ibarettir.”
BANGLADEŞ’İN DİKTATÖRÜ ÜLKEDEN KAÇTI
Bangladeş’te 1 Temmuz’da başlayan protestolar, ülke genelinde büyük bir yankı uyandırdı. Halkın direnişine daha fazla dayanamayan Başbakan Hasina Vecid, Hindistan’a kaçtı. Cemaat-i İslami Lideri Dr. Şefikur Rahman: “Bangladeş’imizi diktatörlerin pençesinden kurtaran Allah’a şükürler olsun” ifadelerini kullandı. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu gelişme hakkında: “Her diktatörün sonu budur. Yıllarca yapmış olduğu zulüm sonucunda insanlar kendisinden nefret etti ve bir gün bir kıvılcım ile her şey bitti. Saddam ve Kaddafi de memleketlerinin krallarıydılar. Bir anda her şey tarumar oldu. İnsanın saltanatı bu kadardır. Yıkılmayan saltanat, Allah’ın saltanatıdır. İnşallah bu zalimi, bu diktatörü Müslüman insanlar devirmiştir ve yerine de inşallah adaletli bir nizam kurarlar. Allah, oradaki Müslümanların yardımcısı olsun” şeklinde yorum yaptı.
TACİKİSTAN’DA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
Nüfusunun %98’i Müslüman olan Tacikistan’da başörtüsü yasaklandı. Dağıstan Müftüsü ise: “Peçe takmayı yasaklayan bir fetva çıkarmaya çalışıyoruz” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi Tacikistan’daki başörtüsü yasağını ve Dağıstan Müftüsünün peçe hakkındaki açıklamasını şu şekilde değerlendirdi: “%98’i Müslüman olan ülkede başörtüsü yasağı gündeme gelmiş. Bu baskıcı ve diktatör anlayışla Tacikistan’da sorunlar bitmez. Bu büyük bir soruna dönüşür, sonunda da milletin karşısında devlet mağlup olur. Bu şekilde bir yere varılması mümkün değildir. Oradaki Müslümanlara düşen vazife mücadele etmeleridir, geri adım atmamalarıdır. Başörtüsü Allah’ın emridir hiç kimse buna müdahale edemez. Gerekirse onun uğrunda can verilebilir. O zaman devlet de bu işin ciddiyetini anlar. Dağıstan Müftüsü de peçe takmayı yasaklayıcı bir fetva çıkartmaya çalışıyor. Böyle müftü olur mu? Dört mezhebe göre de fitne ortamında kadınların yüzünü peçeyle örtmesi vaciptir. Şafiler ve Hanbelilere göre normal zamanda, fitne olmasa da kadının yüzünü örtmesi vaciptir. Hanefilerle ve Malikilere göre ise yüz ve el avret mahalli değildir. Örtünmesi vacip değildir ama fitne varsa, kalpler bozulacaksa fitne ortamlarında yüzlerini kapatmaları vacip olmaktadır. Mezheplerin görüşü budur. Bir âlim nasıl böyle konuşabilir? Peçe yasaklansın diyen ve buna fetva veren âlim değil ajandır.”
AFGANİSTAN’DA VERGİLERİN KALDIRILACAĞI DUYURULDU
Afganistan Yükseköğretim Bakanı Muhammed Nedim, Taliban lideri ve Afganistan Devlet Başkanı Hibetullah Ahundzade’nin emri ile yakında vatandaşlara uygulanan tüm vergilerin kaldırılacağını söyledi. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu haber hakkında şu yorumda bulundu: “Afganistan hemen hemen 45-50 yıldır hem Sovyetler hem de Amerika ile mücadele etti. Yakın zamanda Amerika artık orada daha fazla mücadele edemeyince idareyi oradaki Taliban’a teslim etmek zorunda kaldı ve kendisi çekildi. O günden beri Afganistan’da gelişme başladı. Taliban geldiğinde her şey çok kötü olacak ve herkes idam edilecek algısı verildi. Ama şimdi hırsızlık bitti, enflasyonu yüzde eksiye düştü ve şimdi de vergileri kaldıracaklarını ilan ettiler, bunlarla devlet kalkınmaya başladı. Türkiye’de de eğer hırsızlık olmasa ve sadece vergileri kaldırsalar bile memleket yine kalkınmaya devam eder ama tepeden tırnağa o kadar hırsız var ki kalkınma gerçekleşmemektedir.”
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER EVVELA İSRAİL’İ DURDURMALI”
Birleşmiş Milletler Afganistan İslam Emirliğinde şeriat mahkemeleri uygulamasını kınadı ve “kısas ve tazir” cezalarının insan haklarına aykırı olduğunu savundu. Alparslan Kuytul Hocaefendi Birleşmiş Milletlerin açıklamasını: “Kısas neden insan haklarına aykırı olsun? Tam tersi kısas, insan haklarının bir gereğidir. Birleşmiş Milletler önce İsrail’i kınamalıdır. Utanmıyorlar bir de Afganistan’a laf söylüyorlar. Birleşmiş Milletler insan haklarını düşünüyorsa evvela İsrail’i durdurmalıdır” diyerek eleştirdi.