Haber-Yorum

Haberler

Paylaş:

Türkiye Haberler

28 ŞUBAT DAVASINDA KARAR

28 Şubat davasında alınan müebbet hapis cezası kararları Yargıtay tarafından onandı. Hükmün kesinleşmesinin ardından davada yargılanan 14 sanık hakkında infaz süreci başlatıldı. Emekli orgeneraller Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu sanıklar gözaltına alınarak cezaevine gönderildi. Alparslan Hoca verilen bu kararı şu şekilde değerlendirdi: “Hiçbir suçu olmayan insanları tutuklu yargılayan hükümet suçu açık seçik meydanda olan bu kişileri tutuksuz yargıladı. Çünkü onlar ordu mensubu. Ve şimdi hapse atıldılar. Ama yakında tekrar çıkartırlar; generallerini hapiste yatırmazlar. Bu ülkede orgeneral, devlet isterse hapse girer, hükümet isterse değil. Niye bu adamları hapse attılar? Sanıyorum bu bir pazarlık konusu. Hükümet devletten müsaade aldı. Hiç olmazsa biraz içeri girsin çıksın. Bu kadar da değil, dediler. Devlet de müsaade etti. Ama sebebi nedir? Bundan sonrasında ne olacak bilemiyorum. Belki de yarın geri çıkartırlar. Ondan sonra ev hapsine çevirirler. Bu ülkede bir general kolay kolay hapse atılmaz. Ancak Müslüman ya da Müslüman görünümlü birisiyse görevden de atılır, hapse de atılabilir. Müslümanlarla birlikteyse cemaatlerle birlikteyse o çok kolaylıkla görevden de atılır, hapse de atılır. Orada hızlı davranırlar, onu bekletmezler. Ama laik ise, kemalist ise onu hapse atmamak için ellerinden geldiği kadar süreci uzatırlar. Ondan sonra da zaten yaş sebebiyle bırakırlar. Osman Bey’in oğlu Orhan Gazi demiş ki; “Geç gelen adalet zulümdür.” Adalet geciktiği zaman zulümdür. Dolayısıyla bu adalet değil zulümdür. Bu adamlar baştan itibaren hapse atılmalıydılar. Bunların darbeci olduğu baştan meydandaydı ve herkesin bildiği bir şeydi.”

AŞI ZORUNLULUĞU ORTALIĞI KARIŞTIRDI

İçişleri Bakanlığınca, 81 il valiliğine yüz yüze eğitim öncesi “PCR Testi Zorunluluğu” konulu genelge gönderildi. Genelgede, başta öğretmenler olmak üzere, eğitim personeli, kantin çalışanları ile öğrenci servislerinin şoför ve rehber personeli gibi öğrencilerle bir araya gelecek görevlilerden aşı olmamış ya da daha önce hastalık geçirmemiş olanlardan, haftada iki kez PCR testi ile taranmalarının isteneceği, PCR testi sonuçlarının okul idareleri tarafından gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulacağı belirtildi. Bu yıl vaka ve vefat sayısı daha fazla olmasına rağmen okulların açılmasını ve aşı zorunluluğunu değerlendiren Alparslan Hoca şunları söyledi: “Hem aşı zorunlu değil diyorlar hem de insanları aşı olmaya zorluyorlar. Uzmanlar: ‘Bu aşı ancak 2 yılda çıkabilir’ dediler ama daha 6 ay geçmeden aşıyı çıkardılar. Bu işte bir gariplik var. Ayrıca bir de yetkililer aşı yapma yarışına girdiler. Devletler sürekli aşı satıyorlar. İki sene geçmeden aşı hemen çıktı, demek ki belirli aşamaları uygulamadılar. Son birkaç aydır aşılama hızlandırıldı ve vaka sayısı da ölüm sayısı da arttı. Bu aşı herkese uygun değil demek ki. Bu konuda acele edildi, ortada siyasi bir proje olduğu kanaatindeyim.”

BÜYÜK REZALET! TESETTÜRLÜ KADIN ZİNCİRE VURULDU!

İzmir’de bir grup kadın, Taliban’a karşı Afgan kadınlar için eylem düzenleyerek, üzerlerinde çarşafla sokağa çıktı. Daha sonra çarşaflarını çıkartıp saygısızca yere fırlattılar. Balıkesir’de ise Edremit'in düşman işgalinden kurtuluşunun 99. yıl dönümünde gerçekleştirilen gösteride CHP'ye yakınlığıyla bilinen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından gerçekleştirilen mizansende beyaz elbiseli bir kadın üzeri siyah çarşafla kapatılarak zincirle bağlanması büyük tepki çekti. Kadın, gösteri sonunda zincirleri ve üstündeki çarşafı çıkarttı. Daha sonra AKP’li Belediye Başkanı'nın da zincire vurulmuş çarşaflı bir kadının önünde konuşma yaptığı görüntüler ortaya çıktı. Bu konu hakkında “Afgan kadınlarının o kıyafetleri zaten bin yıllık kıyafetlerdir” diyen Alparslan Hoca şunları söyledi: “Yapılan bu eylem elbette düşmanlıktır. Tesettürü yere atmak insanı kâfir yapar. Biraz bekleyin. Taliban diktatör bir sistem kurarsa, hep beraber eleştirelim. CHP içerisinde gördüğüm kadarıyla dine çok daha tepkili, yani Müslüman olmayan bir kanat var ve CHP bunları dışlayamıyor. CHP yönetimi bu olayı kınadı mı bilmiyorum, kınamadıysa ben CHP‘yi kınıyorum. CHP Genel Merkezi bunu kınamak zorundadır. Benim aklıma şu da geliyor; bunu şu anda oyları biraz artmış olan, AKP’den kurtulmak isteyen, seçimi kazanmak isteyen ve oylarını yükseltmek isteyen bir CHP’nin yapması bana hiç mantıklı gelmiyor. Sanki bunu CHP’nin oylarını azaltmak isteyen bir gizli el, bir derin el yaptırmış olabilir diye aklıma geliyor. CHP’lilerden böyle insanlar yok mudur? Var, gerçekten de İslam’dan nefret eden insanlar var. Dini reddeden, ateist olan, İslam düşmanı olan, örtü düşmanı olan bir kesim var. Onlar da olabilir. Ama başkalarının onlara böyle bir tuzağı da olabilir.”

2016-2019 YILLARI ARASINDA 1,3 MİLYON TERÖR DOSYASI

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, katıldığı bir programda Türkiye’deki hak ihlalleri hakkında konuştu. “2016- 2019 arası 1.376 milyon terör örgütü soruşturma dosyası var. Adalet Bakanlığı 2020 terör örgütü soruşturmalarıyla ilgili rakamları bana vermiyor. Bu rakamlarla beraber eminim soruşturmalar 1,5 milyonun üzerine çıkacak. Toplumun yüzde 15'e varan oranı terör örgütü üyeliğiyle suçlanıyor. Nasıl olurda bir ülke devamlı terörist üretir? Eğer bu rakamalar ciddiyse yargının kendisini sorgulaması gerekir” dedi. Verilen bu istatistik hakkında yorumda bulunan Alparslan Hoca şunları söyledi: “Bir memlekette bu kadar terör dosyası varsa devletin biraz kendini suçlaması gerekmez mi? Biraz da iğneyi kendine batırması gerekmez mi? Bu çocukları bu devlet büyüttü, eğitti! Ya bu kadar terör dosyası yok, devlet herkese terör damgası vuruyor ya da gerçekten bunlar teröre bulaşmışsa o zaman devlet kendinden utanmalıdır! Her hâlükârda da devlet suçludur! Hangi memlekette bu kadar terör dosyası var! Memleketi mahvetmişler!”

Dünya Haberler

AFGANİSTAN’DA TALİBAN’IN ZAFERİ

Son 20 yıldır Amerika ile savaş halinde olan Taliban bu savaşta zafer elde ederek hükümet olmayı başarmıştır. Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, birçok ülkeyle iyi ilişkiler kurmak istediklerini her fırsatta dile getiriyor. Hareketin sözcülerinin kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda, ABD dahil olmak üzere başta bölge ülkeleriyle sürdürülebilir ve iyi ilişkiler kurmanın kendileri için öncelikli mesele olduğu ifade ediliyor. Taliban sözcüsünün yaptığı açıklamada ise İsrail detayı dikkat çekti. Hareketin dünyadaki tüm ülkelerle ilişki kurmak istediğini belirten sözcü, İsrail ile hiçbir ilişki kurmayacaklarını ifade etti. Taliban’ın zaferini ve Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesini değerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Öncelikle Afgan halkı büyük bir zafere imza atmıştır. Afgan halkı 1979’dan 1988-89’lara kadar yıllarca Sovyetler Birliği ile savaşmış Sovyetler Birliği Afganistan’a girdikten sonra dağılmıştır ve Afgan halkının kahramanlığı tarihe geçmiştir. Taliban, talebeler demektir. Pakistan-Afganistan sınırında 10.000’den fazla medrese vardır ve asırlardan beri bu medreselerde yetişmiş yüz binlerce talebe vardır. Bu kişiler bir taraftan ilim alırken diğer taraftan cihad etmişlerdir. Bu hareket öğrenciler tarafından oluşturulduğu için Taliban adını almıştır. Taliban hareketinin gücü buradan gelmektedir. Partilerde eğitim yoktur ve oy verenlerin çoğu bilinçsizce oy vermektedir. Taliban üyeleri ise yıllarca eğitim almışlardır ve yıllarca eğitim gören yüz binlerce insan vardır. Bunlar düşmanın tehdidinden, hapisten, ölümden korkmayan, her şeyi göze almış, cesur erkek adam olmuş kişilerdir. İlim almadan maneviyat ve cesaret sahibi olmak asla mümkün değildir. Amerika 20 yıldır Afganistan bölgesindedir. Bu süre zarfında Taliban tarafı yaklaşık 60 bine yakın Afgan askeri ve polisi, 50 bine yakın Taliban savaşçısını zayiat olarak verdi. Amerika'nın ise 2400 civarında askeri öldü ve günde yaklaşık 3,5 milyar dolar harcadığı için maddi açıdan zayıfladı ve Amerika Afganistan’dan ayrıldı. Bu ayrılış Amerika açısından mağlubiyettir!  Afgan halkı iki süper gücü de darmadağın etti. Amerika’nın Afganistan’dan çekilmesi acaba bir siyaset midir? Bu da bir ihtimal olmakla birlikte siyasetten çok bir mağlubiyet olduğu ortadadır. Ya da hem siyaset hem mağlubiyet denilmesi mümkündür.”

Alparslan Hoca aynı zamanda Taliban’a şunları hatırlattı: “Bu saatten sonra Taliban’a düşen, merhametli davranmak ve affedici olmaktır. Vatanını, milletini kalkındırmaktır, adaleti tesis etmektir, altyapıyı meydana getirmektir, affedici olmaktır. Ayrıca İslami esaslara göre kadınların, işçilerin haklarını vermektir, kimseye haksızlık yapmamaktır. ‘Güç elimizde’ deyip Allah’ın kendilerinden daha güçlü olduğunu unutmamaktır. Taliban hareketi büyük bir sorumluluk altındadır. Eğer insanları İslam’dan soğutur ve  ‘İslam bu mu? Biz böyle din istemiyoruz’ dedirtirlerse günahkâr olurlar. Eğer ‘İslam ne güzelmiş, İslam Medeniyeti bize anlatıldığı gibi kötü değilmiş, aksine özgürlük, huzur ve adalet varmış’ dedirtirlerse bütün dünyada İslam Medeniyetine karşı bir yöneliş başlatmış olurlar ve Allah katında çok büyük bir hizmet yapmış sayılırlar.”

HOLLANDA’DA AŞI ZORUNLULUĞU VE COVİD-19 ÖNLEMLERİ PROTESTOSU!

Hollanda’da hükümetin yeni tip Koronavirüs kısıtlamaları ve aşı uygulamaları, 10.000’den fazla kişi tarafından protesto edildi. Amsterdam’daki Dam Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, hükümetin Covid-19’la mücadele politikalarını protesto için yürüyüş yaptı. Göstericiler hükümetin aşı zorunluluğu ve Covid-19 tedbirleri sebebiyle kendilerini özgür hissetmediklerini belirtti. Meydanı dolduran kalabalık “Hollanda için hep beraber” yazılı pankartlar taşıyarak merkezi tren istasyonuna doğru yürüyüşe geçti. Göstericiler “Bu doğru değil”, “Bedenime dokunma”, “Artık yeter”, “Aşı pasaportuna hayır”, “Diz çökmektense ayakta ölmeyi seçerim”, “QR aşırıya gidiyor” yazılı dövizler taşıdı.

KIRIM’DAKİ 1400 CAMİ RUS İŞGALCİLER TARAFINDAN YOK EDİLDİ!

Derin bir geçmişe sahip olan Kırım’ın tarihi yapılarını ve mimari eserlerini, ihtisasını Kırım mimarisi üzerine yapan, sanat tarihçisi Nicole Nur Kançal verdiği bir röportajda Rusya’nın ilhakı sırasında 1784’te Kırım’da 1474 cami bulunduğunu hatırlattı ve 2012 yılında ise bu sayının 80’e kadar düştüğünü ifade etti.

HİNDİSTAN’DA MÜSLÜMANLARA YÖNELİK ŞİDDET!

Müslümanların zulüm altında yaşadığı Hindistan’da aşırı milliyetçi Hindutvalar şiddeti körüklüyor. Hindutva haydutları Hindistan’ın Madhya Pradesh kentinde bir Müslümanı linç ettiler. Hindutvalar müslüman adamı kemerle döverek işkence yaparken, etrafından geçenlerin hiçbir şey olmamış gibi izlemeleri Hindistan’da Müslümanlara yönelik tutumu gözler önüne serdi. Hindistan’da polis tarafından adeta gizli bir desteğe sahip olan Hindutvalar, Müslümanlara yaptıkları zulümleri rahatlıkla kameralara kaydedip sosyal medyada paylaşabiliyorlar. Hindutva radikalleri bunlarla da kalmadılar. Hindistan’ın Nathan kentinde bir Müslüman mezarlığında kazma ve küreklerle mezarları yıkarken görüntülendiler. Gerekçe olarak ise mezarın yasadışı olarak yapıldığını ileri sürdüler.

DÜNYA DOĞU TÜRKİSTAN’A SESSİZ

Doğu Türkistan’da toplama kamplarına, ölülerin cesetlerinin yakılması için cesetleri yüksek ateşte yakmaya yarayan krematoryum inşa ediliyor. Doğu Türkistan’da ölen tüm insanlar (her Müslüman) yakılacak ve külleri evin duvarında asılı duran özel bir ürünün içinde saklanacak. Bu zulme hem dünyanın hem Türkiye’deki iktidarın sessiz kalmasını değerlendiren Alparslan Hoca şunları söyledi: “Bu uygulama İslami esaslara aykırı bir uygulamadır. Bir Müslümanın cesedi yakılamaz. Din düşmanı Çin devleti Müslümanlara bunu yapıyor. Doğu Perinçek'in niye karşı gelmediğini anlıyoruz çünkü o Çin hayranıdır. MHP nasıl bu zulme susuyor? Doğu Türkistan'daki Türk asıllı Müslümanlara yapılan bu zulme niye sesini çıkartmıyor? Ne kadar milliyetçi olduğu meydandadır. AKP de aynı şekilde Çin devletiyle ilişkileri bozulmasın diye sessiz kalıyor. Böyle ilişki olmaz olsun! Ben Müslümanım, Kur'an'a tabiyim. Ben bu konuyu gündeme getiririm. Müslüman, Müslümanın kardeşidir; onu kâfire teslim etmez. Müslüman, Müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, ona yapılan zulme de engel olmaya çalışır. Olamıyorsa bile hiç olmazsa dünyaya duyurur. Bir baskı olsun üzerlerinde hiç olmazsa. Stratejik müttefik olmanız için sizin düşündüğünüz dünya ile onların düşündüğü dünyanın aynı olması lazım. Aynı olmadığına göre o halde stratejik müttefiklik yalandan ibarettir. Hep küçük menfaatler, günü birlik menfaatler hesaplanıyor. Ve Kur'an, Allah'ın hükümleri, insanlığın temel esasları, ahlakın temel esasları hep çiğneniyor!”