Küçük yaşta bile olsan Rabbine kavuşmana engel olan tüm putlarını yıkmaktır.
Cömertliğin zirvesine ulaşıp, herkese gönül sofrası kurmaktır.
Güneşe, aya, yıldıza… velhasıl Allah’tan başkasına; “Sen benim Rabbim olamazsın” diye haykırmaktır.
Yıllarca özlemini çektiğin, candan öte bildiğin, yerine bıçağın altına girmeyi defalarca arzu ettiğin İsmail’i boğazlamaktır.
Mutmainliğin zirvesine ulaşmak için dağ başlarından kuş toplamaktır.
“Ben Rabbime hicret ediyorum” deyip yola koyulmaktır.
Nemrutların ateşini görüp de en güzel dosta sığınmaktır.
“Hasbunallah ve ni’mel vekil” deyip ateşin kucağına atlamaktır.
Vedûd olan Rabbin, Halîl olan kulu olmaktır.
Baba olunca evlat ile, evlat olunca baba ile imtihan olmaktır.
“Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim” diyen bağrı yanık bir evlat olmaktır.
Rabbinin; “Teslim olanlardan ol” emrine; “Ben âlemlerin Rabbine boyun eğdim” deyip teslimiyetin en güzelini yaşamaktır.
“Umulur ki Rabbime dua etmemle bedbaht olmam” diyerek yalnızca âlemlerin Rabbine yalvarmaktır.
İbrahim olmak; her mekânda ve her zamanda muvahhid olup Tevhid sancağını küfrün bağrına saplamaktır!