Biyografi

İmam Nevevî Kimdir?

Paylaş:

“İlimle uğraşmak, Allah rızasını kazanmak için tutulan en iyi yol ve en üstün ibadetti. İlim tahsili nafile oruç, namaz ve zikirden daha faziletliydi.”

Şam’ın bereketli toprakları, bundan asırlar önce mütevazı odasında uykusuz gecelerde ilmin derinliğine ulaşan, İslam ümmetine eserleriyle ışık tutan bir âlim kazandırmıştır. Bu âlim, 44 yıllık ömrüne onlarca eser sığdıran İmam Nevevî’dir. 631 yılında Suriye’nin Neva köyünde dünyaya gelen İmam Nevevî’nin adı Ebu Zekeriyyâ Yahya İbn-i Şeref İbni Mürî en-Nevevî’dir. 10 yaşına geldiğinde babasının dükkanında çalışmaya başlayan İmam Nevevî, henüz erginlik çağında iken Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiştir. Kalbinde Kur’an’a karşı büyük hürmet ve sevgi besleyen Nevevî, çocukluğunda arkadaşlarının oyun çağrısına icabet etmez, hocasının yanına giderek Kur’an okumak isterdi. Bu durum dönemin büyük âlimlerinden birinin dikkatini çekmiş, Nevevî’nin Kur’an hocasının yanına giderek onun ileride büyük bir âlim olacağını ve onunla özel ilgilenmesi gerektiğini söylemiştir.

Fırsat buldukça çevresindeki âlimlerden temel İslami ilimleri öğrenen İmam Nevevî, 18 yaşına geldiğinde Dımeşk’te bulunan Revahiye Medresesinde eğitim görmeye başlamıştır. Her talebeye günde sadece bir ekmeğin verildiği mütevazı imkânlarla eğitim gören İmam Nevevî kendi aktarımına göre iki yıl boyunca yere uzanıp yatmamış, uykusu gelince yalnızca kitaplarına yaslanarak uyuklamıştır. İki saatten fazla uyuduğu görülmemiştir. İlme düşkünlüğü medrese ehli için de örnek olmuştur. İlme verdiği değeri “İlimle uğraşmak, Allah rızasını kazanmak için tutulan en iyi yol ve en üstün ibadetti. İlim tahsili nafile oruç, namaz ve zikirden daha faziletliydi” sözleriyle de ifade etmiştir.

Eğitim sürecinde tanınmış âlimlerden ders gören İmam Nevevî, Ebu İshak eş-Şirazi’nin (ö. 476/1083) Şafii fıkhına dair iki muteber eserinden et-Tenbih’i dört ayda, el-Mühezzeb’in ibâdât bölümünün dörtte birini de o yılın geri kalan sekiz ayı içinde ezberledi. Her gün on iki hocadan Lügat, Sarf, Nahiv, Fıkıh, Hadis, Kelam gibi sahalarda on iki çeşit ders alıyordu. Hadis ilmine özel bir ilgi duyuyordu. Kütüb-i Sitte’yi hocalarına bizzat okumuştur. Ayrıca Malik’in Muvatta'sını, İmam Şafii’nin, Ahmed Bin Hanbel’in, Osman Bin Said ed-Darimî’nin, Ebu Avâne el-İsferayinî ve Ebu Ya’la’nın Müsnedlerini, Darekutnî ve Beyhaki’nin Sünenlerini, Begavî’nin Şerhu’s-Sünne’si ile Humeydî’nin el-Cem beyne’s-Sahîhayn’ini ve Hatib el-Bağdadi’nin el-Cami’li ahlâkı’r-ravi ve adabi’s-sâmi’ini de okudu. 

Ahiret hayatını daha mühim görmesi sebebiyle dünya zevklerine, yiyip içmeye, giyinip kuşanmaya, kısaca söylemek gerekirse rahat yaşamaya değer vermezdi. Günde bir defa geceleyin, sadece bir çeşit yemek yerdi. Sofrasında iki çeşit yiyecek nadiren bulunurdu. Eti, köyüne gideceği zamanlar yerdi. Sadece seher vakti su içerdi. Kebap ve tatlıya zalimlerin yiyeceği diye iltifat etmezdi. Talebeliğinden itibaren kazandığı az uyuma alışkanlığını, fani ömrü yeterince değerlendirebilmek için hayatı boyunca uyguladı.

Onun hayatını yazanların hemen hepsinin belirttiğine göre Dımeşk'te yetişen meyveleri yemezdi. Bunun sebebini soran talebesi İbnü’l-Attar’a, Dımeşk'te pek çok vakıf arazisi bulunduğunu, bunların titizlikle idare edilmediğini, ortaklığın meşru bir şekilde yapılmadığını, dolayısıyla bu meyvelere haram karıştığını söyledi. Babasının getirdiği yiyeceklerle geçimini sağlar, sadece onun getirdiği incirleri yerdi. Bütün bu haller onun iradesinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. En büyük ibadetin samimi bir niyetle helal ve haramları öğrenmek olduğunu söyleyen Nevevî, hayatı boyunca kimseden bir kuruş almadı. Görev yaptığı medreselerden kendisine verilen aylıkla kitap alır, sonra da bunları o medreseye vakfederdi. Eşrefiyye Dârülhadisinden hiç maaş almadı. Onun bu hali, hak mefhumuna ne büyük önem verdiğini göstermektedir. Nevevî’yi yakından tanıyan bazı âlimler onun bir sahabe gibi bazıları ise bir tabiin gibi yaşadığını söylemişlerdir. İlimle bu kadar çok meşgul olmasına rağmen ibadete, Kur’an okumaya ve Allah’ı zikretmeye geniş zaman ayırırdı. Bir gece sabaha doğru Dımeşk Camii’nde bir direğe yönelmiş karanlıkta namaz kılıyordu. Allah’ın, zalimler ile onların arkadaşı olan günahkârları cehenneme götürmeleri için meleklere verdiği “Onları tutuklayın; çünkü onlar sorguya çekileceklerdir”1 emrini, hesaba çekilen kendisiymiş gibi derin bir hüzün ve huşû içinde dakikalarca tekrarlayıp durmuştu.2

İlminin kendisine yüklediği sorumlulukları da yerine getiren İmam Nevevî, Dımeşk halkını ağır vergilerle zor durumda bıraktığı için dönemin sultanı Baybars’a mektuplarla uyarılarda bulunmuştur. Kendisinden fetva isteyen Melik’e şu sözlerle karşılık vermiştir: “İyi biliyorum ki, sen bir zamanlar Emîr Bunduktar’ın kölesiydin. Hiçbir şeyin yokken Allah lutfedip seni melik yaptı. Duyduğuma göre sarayında, eğerlerinin kayışları altından mâmul bin kölen, çeşit çeşit zinet eşyalarına sahip iki yüz cariyen varmış. Bütün bunları onlardan alıp savaş hazırlığı için kullandığın halde devlet hazinesi yetersiz kalırsa, halkın malına el koyman için o zaman sana fetvâ veririm.”  İstediği fetvayı vermemesine kızan melik, kendisini şehirden kovmuş ve İmam Nevevî Dımeşk'i terk ederek Nevâ’ya gitmiştir.

24 Receb 676 yılında seher vakti Rabbine kavuşan İmam Nevevî’nin ömrünü Allah onun ilme rağbetinin sonucu olarak bereketlendirmiştir. İmam Nevevî’nin 44 yıllık ömrüne sığdırdığı önemli eserleri:

HADİS ALANINDA

·       Riyazü’s Salihin

·       Minhac fi Şerhi Sahihi Müslim

·       Ezkar

FIKIH ALANINDA

·       Ravzatü’t-Talibin ve Umdetü’l Muttakin

·       Minhâcü’t-Talibin

·       DİĞER ESERLERİ

·       Tahriru Elfazi’t Tenbih

·       Makasıdü’l-İmam Nevevî

·       Siretü’n-Nebeviyye

·       Muhtasarü’l-Besmele

·       Risale Fi Meani’l Esmaü’l Hüsna

·               Risale Fi Hadisi’l Haya3

 

1.        Saffat, 24

2.        Riyazü’s Salihin, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri

3.        TDV İslam Ansiklopedisi