İslam tarihinde mücadeleyi sadece tarihsel olayların yüzeyinde cereyan eden toplumsal hareketlilikler üzerinden okumak eksik olur. Bu mücadele aynı zamanda düşünsel, bilinçsel ve kimliksel bir inşa sürecini de kapsamaktadır. Bu bağlamda yayıncılık, İslam toplumlarının hem kendi öz değerlerini muhafaza etmelerinde hem de çağın meydan okumalarına karşı İslami perspektif getirmede önemli bir rol üstlenmiştir. Özellikle modern dönemde ümmet coğrafyasında yaşanan işgal, sömürü ve asimilasyon politikaları karşısında İslami yayıncılık, bir direniş ve yeniden inşa aracı olarak öne çıkmıştır. Türkiye’de bu misyonu üstlenen dergiler arasında Furkan Nesli Dergisi, Tevhid merkezli yayın çizgisiyle dikkat çekmektedir.
İslami Yayıncılığın Tarihsel Arka Planı
İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren vahyin muhafazası ve aktarımı, yazılı kültürle iç içe olmuştur. Kur’an-ı Kerim’in vahiy kâtipleri tarafından kayda geçirilmesi, İslami yayıncılığın ilk örneği olarak değerlendirilebilir. Sonraki yüzyıllarda telif edilen tefsirler, hadis mecmuaları ve fıkıh eserleri, hem dini ilimlerin kurumsallaşmasını hem de ümmetin kimliğinin korunmasını sağlamıştır.
Modern döneme gelindiğinde ise yayıncılık, İslami hareketler için bir mücadele aracına dönüşmüştür. Özellikle 19. ve 20. yüzyılda Müslüman coğrafyalarda yayımlanan dergi ve gazeteler, sömürgecilik karşıtı bilinçlenmede öncü rol oynamıştır. Osmanlı son döneminde Sebilürreşad, Sırat-ı Müstakim ve Beyanülhak gibi dergiler; Mısır’da el-Menâr; Hindistan’da Tahzîbü’l-Ahlâk ve benzeri yayınlar, ümmetin zihinsel ve toplumsal direnişinde kalemin gücünü ortaya koymuştur. Bu bağlamda dergiler yalnızca fikir beyan eden mecralar değil, aynı zamanda birer mücadele sahası olmuştur.
Tevhid Merkezli Yayıncılığın Anlamı
İslami yayıncılığın en kritik yönlerinden biri, Tevhidi merkeze almasıdır. Tevhid yalnızca bireysel bir inanç ilkesi değil; aynı zamanda toplumsal düzenin, siyasetin ve ahlaki hayatın temelini belirleyen bir prensiptir. Tevhid merkezli yayıncılık, şirkin her türlüsünü ifşa etmeyi, Müslümanların zihinlerini berraklaştırmayı ve onları çağın şirk düzenlerine karşı bilinçlendirmeyi hedefler. Dolayısıyla yayıncılık, salt bilgi aktarmakla sınırlı olmayıp bir davet ve mücadele aracıdır.
Furkan Nesli Dergisi’nin Yayın Çizgisi
2011 yılında yayın hayatına başlayan Furkan Nesli Dergisi, bu Tevhidi perspektifi yayıncılık pratiğine taşıyan önemli bir örnektir. On beş yılı aşkın süredir sürekliliğini koruyan dergi, kendisini yalnızca bir haber veya kültür dergisi olarak konumlandırmamış; bilinç, mücadele ve kimlik inşası odaklı bir yayıncılık çizgisi benimsemiştir.
Derginin yayın çizgisi şu başlıklarda özetlenebilir:
Tevhid Eksenli Yayıncılık: Dergimiz, şirke karşı duruşu ve Tevhidin hayatın merkezine yerleştirilmesi gerektiğini vurgulayan yazılarıyla ön plana çıkmıştır. İtikadi bir netlik oluşturmayı amaçlamış, bu çerçevede güncel olayları Tevhidi bir bakış açısıyla değerlendirmiştir.
Ümmet Bilinci: Dergimiz, Filistin, Suriye, Mısır, Doğu Türkistan ve diğer İslam coğrafyalarındaki zulümleri gündeme taşıyarak ümmetin ortak sorunlarına dikkat çekmiştir. Böylece ulus-devlet sınırlarını aşan bir kardeşlik bilincini diri tutmuştur.
Davet: Yayıncılığın en asli fonksiyonlarından biri davettir. İslami yayınlar yalnızca okuyucuya bilgi sunmaz; aynı zamanda onu hakikate, salih amele ve ümmetin dertleriyle hemhal olmaya çağırır. Bu yönüyle dergimiz, tebliğ ve davetin kalemle yapılan bir biçimidir. Furkan Nesli Dergisi de yazılarıyla okuyucularını yalnızca düşünmeye değil, aynı zamanda mücadeleye katılmaya ve Tevhidî bir hayat sürmeye davet etmektedir.
Nebevi Hareket Metodu: Sadece gündemi yorumlamakla yetinmemiş, Hz. Peygamber’in Mekke dönemindeki mücadele metodunu çağımıza taşımıştır. Bu bağlamda Furkan Nesli, mücadelenin merhalelerini ve Nebevi stratejiyi Müslümanlara öğretmeyi hedeflemiştir.
Gençliğe Hitap: Dergimiz, sade ve anlaşılır diliyle özellikle genç kesime seslenmiş, onları Tevhid eksenli bir bilinçle donatmaya çalışmıştır. Bu yönüyle bir eğitim ve kimlik inşa aracı olmuştur.
Yayıncılığın Mücadeledeki Fonksiyonu
Fikir Üretmek ve Yaymak: Hakikat, yazıyla kalıcı hale gelir. Fikirler, nesiller arasında aktarılır ve süreklilik kazanır. Bu, İslami hareketlerin hafızasını oluşturur.
Kimlik İnşası: Dergi, Müslümanların kimliklerini diri tutmalarına, kendi değerlerine yabancılaşmamalarına katkı sunar.
Direnişi Örgütlemek: Bir makale ya da bir sayı, bazen zihinlerde bir kıvılcım yakarak harekete geçirici etki yapabilir. Yayıncılık bu yönüyle fiili mücadelenin öncülü niteliğindedir.
İslami yayıncılığın en önemli yönlerinden biri de yazıların salt entelektüel bir üretim değil, bir davanın ürünü olmasıdır. Bu bağlamda Furkan Nesli Dergisi yazarları, yalnızca kalemlerini değil, aynı zamanda hayatlarını da hizmetle geçiren kişilerden oluşmaktadır. Yazılar, masa başında soyut bir akademik uğraş olarak değil, sahada hizmet eden, davanın yükünü omuzlayan insanların kaleminden çıkmaktadır. Bu özellik, elbetteki halk nezdinde Furkan Nesli Dergisinin samimiyetini ve etki gücünü artırmıştır. Çünkü okuyucu, satırlarda yalnızca bilgi değil, yaşanmışlık, tecrübe ve mücadele ruhunu da hissetmektedir. Yazarların hizmet içindeki aktif konumları, yazıların canlılığını beslemektedir. Bu durum, Furkan Nesli Dergisi’ni diğer yayınlardan ayıran temel niteliklerden biridir.
Dijital çağda bilgiye erişimin kolaylaşması, yayıncılığın önemini ortadan kaldırmamıştır. Aksine bilgi kirliliği karşısında berrak, Tevhidî bir çizgiyi korumak daha da elzem hale gelmiştir. Bu noktada Furkan Nesli Dergisi, yayıncılık sahasında önemli bir örneklik sunmaktadır. On beş yılı aşkın süredir sürdürdüğü yayın hayatıyla yalnızca bir dergi değil; Müslümanların meselelerini gündeme taşıyan, Tevhidi daima gündeminde tutan ve ümmete yol gösteren bir fikir platformu olmuştur.
Sonuç olarak İslami mücadele, kalemin ve kelamın gücünden bağımsız düşünülemez. Furkan Nesli Dergisi, bu hakikati somutlaştırarak yayıncılığın ümmet bilinci, kimlik inşası ve direnişin büyümesi noktasındaki önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
