Kıssa

İspanya’ya Yayılan Dava

Paylaş:

Tarık b. Ziyad ordusunu dört gemiyle Cebel-i Tarık boğazından karşı kıyıya geçirdi. Bu nakil işi hiçbir zorlukla karşılaşılmadan tamamlandı. Çünkü bu iş için kullanılan gemiler ticaret gemileri idi ve halk bu gemilerden inen insanların yeni tüccarlar olduğunu zannediyordu. Kimse bu gemilerin İspanya’yı asırlar boyunca hakikatle diriltecek, dünya tarihini etkileyecek kuvvetleri taşıdığını bilmiyordu.

Tarık b. Ziyad, bütün askerlerini karşı kıyıya geçirdikten sonra son seferde gemiye binerek kendisi de Endülüs kıyılarına geçti. Ordusunu bir araya toplayıp, önce üzerinde bulundukları dağın stratejik konumunu inceledi ve ani saldırılara karşı hazırlıklı olmak için ordugâhın etrafına tarihçilerin “Arap Surları” diye adlandırdıkları surları çektirdi. Ve buram buram kahramanlık kokan, ilahî coşkuyla dolu emrini verdi: “Şimdi gemileri yakın!”

Artık dönüş yoktu. Önde düşman, arkada deniz. İspanyolların “ülkemize gökten mi indiklerini yoksa yerden mi çıktıklarını bilemediğimiz bir kavim geldi” dedikleri İslâm ordusu, kılıçtan başka silahı ve düşmandan ele geçirecekleri yiyecekten başka erzakları olmamasına rağmen, tevhidi şanına layık şekilde yüceltip yaymak uğruna canlarını ortaya koymuşlardı.