Yemen, İslam’ın doğuşuna kadar yaklaşık 3000 sene çeşitli medeniyet ve krallıkların yaşadığı ülkelerden biridir. Devletler kurulup yıkıldıkça Yemen’in sınırları değişmiş, iklim ve tabiat şartları toplumu şekillendirmede önemli rol oynamıştır. Farklı medeniyetlerin beşiği olması sebebiyle bugün Yemen’de muhtelif kültür ve fikirler mevcuttur. İslam düşmanları bu durumu ümmeti parçalamak ve daha kolay yutmak için birer fırsat olarak görüp değerlendirdiler.
Yemen, Eylül 2014’ten bu yana ordu ile Husiler arasındaki çatışmalara sahne oldu. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri, Mart 2015’ten bu yana Yemen hükümetine destek amacıyla bombardımanlar düzenledi. Ancak bu koalisyonun müdahalesi ülkedeki insani krizi daha da derinleştirdi. Birleşmiş Milletler verilerine göre, süregelen bu durum nedeniyle Yemenliler dünyadaki en ağır insani krizle karşı karşıya kaldı.
Raporlara göre, iç savaş sırasında ülkede 15 binden fazla sivil öldü veya yaralandı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’ndan yetkililerin yaptığı son açıklamalara göre Yemen’de korunulması mümkün olan hastalıklar nedeniyle “her 10 dakikada 1 çocuk” hayatını kaybetti. Çocuklar arasında yetersiz beslenme yayıldı. Savaş nedeniyle sağlık sektörünün de çöktüğü Yemen’de kolera, difteri ve benzeri hastalıklara müdahale zorlaştı.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü ve bazı sağlık örgütleri, ilk kolera vakasının kaydedildiği 2017 yılının başından bu yana 1,1 milyon vakanın tespit edildiğini ve bunların en az 2300’ünün ölümle sonuçlandığını bildirdi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ‘Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar’ başlıklı yıllık raporuna göre 2017’de 552 çocuk insani yardımların yetersizliği ve buna ulaşma konusundaki zorluk nedeniyle hayatını kaybetti. Aynı raporda, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) öncülüğündeki koalisyonun 670, Husilerin ise 324 çocuğun ölümüne veya yaralanmasına neden oldukları açıklandı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, 27 Temmuz’da Hudeyde‘de savaşın yeniden kızışması nedeniyle yarım milyondan fazla Yemenlinin evlerini terk ettiğini, bu yılın Ağustos ayının ilk 10 gününde ise en az 450 sivilin öldüğünü bildirdi. Yine aynı rapora göre Yemen’de en az 8,4 milyon kişi açlıktan ölmek üzere, 14 milyon insan da acil yardıma muhtaç. Bu rakamlar, Yemen nüfusunun dörtte üçlük kısmına (22,4 milyon) tekabül eder.
Çevresindeki çatışmaların altyapıyı bozması nedeniyle temel gıda malzemelerinin ve ticari ürünlerin, dış yardımların ulaştırılmasında hayati önem taşıyan El-Hudeyde Limanı’na gelişi sekteye uğradı.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi Eylül 2018’de, şartlar iyileştirilmediği takdirde 3,5 milyon Yemenlinin daha gıda güvenliğinden yoksun hale geleceğini ifade etti. İnsani İşler Genel Sekreteri ve Acil Yardım Koordinatörü Mark Lowcock 23 Ekim 2018’de, Yemen’i kasıp kavuracak yakın bir açlık tehlikesine karşı uyarıda bulundu. Lowcock, 3,5 ila 4 milyon Yemenlinin gelecek aylarda gıda güvenliği sorunu yaşayabileceğini, halkın dörtte üçünün her türlü insani yardıma muhtaç olduğunu dile getirdi.
BM uzmanları, Yemen hükümeti ile Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan koalisyon güçlerinin ‘savaş suçu’ sayılabilecek suçlar işlediği sonucuna vardı. Ancak bunların bağımsız ve uzman bir mahkeme tarafından yapılacak bir değerlendirmeyle teyit edilmesini istediler.
Meşru hükümet yanlısı güçler arasında var olan askeri ve siyasi çekişmeler, Husilerle olan savaşın uzamasına, barışın gecikmesine ve insani durumun içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep oldu. Yemen’deki insani durumun endişe verici boyutlara ulaşması 4 yıldır devam eden iç savaşın bir sonucudur. Söz konusu savaş; köprülerin işlevini yitirmesine, hastaneler ile diğer temel hizmet merkezlerinin iş görememesine ve salgın hastalıkların yayılmasına sebep oldu.
Yemen riyalinin dolar karşısında değer kaybetmesiyle, piyasada zaten az miktarda bulunan gıda maddelerinin alım gücü de kaybedildi. Bunun yanısıra gıda maddeleri fiyatlarında yaşanan artış, insani krizi daha çetrefilli bir hale getirdi.
22,4 milyon kişinin hâlâ acil insani yardıma ihtiyaç duyduğu ülkede Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, 2018’in Haziran ayında Hudeyde’ye operasyon yapılacağını açıklamıştı. Elde edilen verilere göre bu tarihten sonra 425 bin kişi evini terk etti.
Almanya, Yemen iç savaşındaki rolü nedeniyle eleştirdiği Suudi Arabistan’a bu yılın ocak-eylül döneminde yaklaşık 417 milyon euroluk silah sattı. Bu rakamlar Yemen’de kazananın İslam düşmanları olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Ağustos 2018’de hazırlanan rapora göre, Mart 2015’ten 23 Ağustos 2018’e kadar devam eden süreçte ülkede ölen sivillerin sayısı 6600’e, yaralıların sayısı ise 10563’e ulaştı. Bunlar resmi rakamlar, gerçek rakamların ise bunun çok daha üstünde olduğu tahmin ediliyor.
Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nda 200 adasının bulunması, dünya deniz ticaretinin yüzde 40’ının geçtiği Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’nın tek giriş ve çıkış noktası olan Bab’ül Mendeb Boğazı’na sahip olması, Afrika Boynuzu’na yakınlığı, Suudi Arabistan ile komşuluğu, Kızıldeniz ve Arap Denizi’nde uzun bir kıyıya sahip olması, Aden, Hudeyde ve Feha gibi önemli limanlara sahip olması ve bunun gibi birçok özelliği, Şii-Sünni çatışması çıkarılan Yemen’in önemli bir stratejik konuma sahip olduğunun göstergesidir.