İnsanın sorumlu tutulması ve dinin hedeflerini gerçekleştirmesi bakımından bir istidat olan akıl, olumlu ya da olumsuz etkilere maruz kalabilmektedir. Bu sebeple İslam, kamu hayatını büyük bir sıkıntı içine atacak ve kötülük kaynağı haline getirecek her türlü afetlere karşı aklı muhafaza etmede birtakım tedbirler almıştır. Dolayısıyla akıl sağlığını ve amaçları doğrultusunda işleyişini bozan şeyler haram kılınmıştır. Uzun süredir İslam’dan uzaklaşan toplumumuzda ve batı medeniyetinin etkisinde kalan dünyada, aklı ifsada götüren birçok olay ve sebep bulunmaktadır.
AKLIN İFSADI
Aklı ifsad eden, akletmeyi engelleyen etkenlerin başında içki bulunmaktadır. Dinimizde haram kılınmış olmasına rağmen bugün maalesef ülkemizde bile çok yaygın olarak tüketilmektedir. Öte yandan, aklın doğru karar vermesini etkileyen etkenlerden diğeri de nefs-i emmâredir. Nefis mertebeleri içerisinde bulunan bedenî tabiata meyleden, hissî şehvetleri ve lezzetleri emreden, kalbi süflî yöne çeken nefs-i emmâre bizzat her türlü kötülüğün barınağı ve yerilen ahlâkın kaynağıdır.
Bugün batı medeniyetinin etkisinde kalan toplumun her kesiminde sıkça görülen ve akletmeyi engelleyen sebeplerden bazıları da şunlardır:
Cehil: Duygu ve hırslarına yenilip, öfke seline kendisini kaptırıp giden bir insanın niteliğidir. Böyle bir kimse olayların iç yüzüne nüfuz edemez, daima satıhta kalır; kararlarında isabetsiz ve bilgisizdir.
Humk: Ahmak, saf, aklı zayıf olmak, bön, bir şeyi düşünüp taşınmadan sabırsızca yapmak, kısaca ahmaklık, zihn-i müşevveşlik hali olup, cahillik ve bilgisizlikle eşdeğerde bir hastalık durumudur.
Cünun: Örtünmek, gizlenmek, aklını kaybetmek. Delilik, cinnet kavramıyla da ifade edilir.
Sefih: Görüş ve gidişatta hafiflik ve gevşeklik. Her türlü işte aklın hafifliği, düşüncesizlik, önem vermemek, akla ve dine aykırı hareket etmek demektir. Dünyevî konularda sefihliğe gelince, aklı olmasına rağmen dinin ve aklın gereklerine aykırı şekilde hareket etmek ve malını gereği gibi tasarruf etmekten uzak kalmaktır.
Zühul: Bir şeyi kasten unutur gibi terk etmek ya da meşguliyet sebebiyle gaflet edip unutmak, dikkatinden kaçmak, şaşırıp kalmak, zihnin ve ilginin gafletten dolayı başka yöne kayması gibi anlamlara gelir.
İnsanın özgür bir şekilde zatıyla ilgili olan arızalarda akıl sağlığı bakımından mümkün olduğu sürece aklı etkileyen; doğru ve nesnel karar vermesini engelleyen psikolojik ve patolojik durumlardan uzak durması gerekmektedir. Zira insanda düşünme ve akıl yürütme faaliyetinin mükemmel bir tarzda gerçekleşebilmesi için aklın her türlü hastalıklardan salim ve sıhhatli olması zorunlu bir durumdur.
Günümüzde ise akıl sağlığını koruyacak bir düzen mevcut değildir. Aksine aklın yitirilmesi üzerine kurulu düzenler mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan tahminlerde, dünya çapında yaklaşık 300 milyon insanın depresyon, 50 milyon insanın bunama yaşadığı, 23 milyon insanın şizofren ve 60 milyonun da bipolar bozukluğu rahatsızlığından etkilendiği kaydedilmiştir.2 Ayrıca intihardan ölümlerin 15-35 yaş arasında en sık 3. ölüm nedeni olduğu kaydedilen açıklamada, “Dünyada son 45 yılda intihar nedeniyle ölümler yüzde 60 arttı. Her yıl 1 milyondan fazla kişi intihar ederek ölüyor. İntihar ederek ölenlerin yüzde 70’inde depresyon olduğu biliniyor.
1. el-Mâide 5/90-91
2. tr.euronews.com/2018/10/11/endise-verici-dso-raporu-dunyada-300-milyon-kisi-ruhsal-bozukluga-sahip