CUMHURBAŞKANI’NIN “IRAK’TA DÜŞTÜĞÜMÜZ HATAYA SURİYE’DE DÜŞMEMELİYİZ” DİYEREK 1 MART TEZKERESİ’NİN KABUL EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMESİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Evet, her insanın başından bazı olaylar geçer, tecrübeler kazanır, fakat bazı insanlar o olaydan çıkarılması gereken sonucu çıkartamaz. Aksine çıkarılmaması gereken sonuçları çıkartır.
1 Mart 2003 Tezkeresi’ni hatırlayın; 1-2 oyla geçmedi. Ucundan dönmesi Allah’ın bir rahmetiydi. Bu millet o günaha hiç olmazsa doğrudan doğruya ortak olmamış oldu. Şimdi Cumhurbaşkanı onu bir hata olarak görüyor, yani “Amerika ile beraber biz de Irak’a girmeliydik. Biz de girseydik bugün Irak böyle olmazdı” diyor. Zamanın ABD Dışişleri Bakanı: “22-23 ülkede haritayı değiştireceğiz, rejimi değiştireceğiz” demişti. Ben soruyorum; Türkiye Amerika ile birlikte Irak’a girseydi; Amerika kendi planlarını Türkiye’nin hatırına değiştirir miydi? Türkiye’nin hatırına Irak’ı bu hale getirmeyeyim, der miydi? ABD, bu proje için trilyon dolar harcıyor. Senin 3-5 bin askerin olsa ne olur, olmasa ne olur? O, Irak’ı işgal etmeyi, bölmeyi ve milyonlarca insan öldürmeyi planlamış. Yalnız Irak’ı değil Suriye’yi de bu hale getirmeyi o zamandan hedeflemiş. Türkiye Amerika ile beraber Irak’a girseydi, sadece o günaha ortak olmuş olacaktı, başka bir şey değil. Allah korudu, tezkere geçmedi. Yine durmadılar Amerika’ya İncirlik’i verdiler. O zaman Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’un yaptığı resmi açıklamaya göre; İncirlik’ten 100 bin ton mühimmat gönderildi. Bu, o zamana kadar olan, ondan sonrasını bilmiyoruz. Tezkere aslında bal gibi de geçmiş oldu. Hükümetin bu; “Ben bildiğimi yaparım” tavırları yüzünden tezkere sanki geçmiş gibi oldu ve İncirlik’ten silahlar gönderildi. O bombalar Irak halkının başına atıldı. Türkiye o büyük cinayete ortak oldu.
Cumhurbaşkanı o zaman “Biz Ortadoğu projesinin Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz” diyordu. Suriye Büyük Ortadoğu projesinin devamı… Bakın ABD Suriye’de Türkiye’nin hiçbir isteğini yerine getirmiyor. Eşbaşkan mıymışız? Amerika bize Eşbaşkanlık verir mi? Ben o zaman misal vermiştim, mesela bir bakkal “Efendim ben Sabancı’dan mal alıyorum, dolayısıyla ben Sabancı’ya ortağım derse, bu nasıl komikse Türkiye’nin Büyük Orta Doğu projesinde Amerika ile Eşbaşkanım demesi öyle komik… ABD Büyük Orta Doğu Projesi’nde bize ‘eşbaşkanlık’ değil ‘eş günahkârlık’ makamını verdi.
Bakın Türkiye, PYD terör örgütüdür, diyor, Amerika ise terör örgütü değildir ve ben ona silah vermeye devam edeceğim diyor. Hani Eşbaşkandınız? Hiç ders alınmamış. Sanıyorlar ki; biz Irak’a girseydik Irak böyle olmazdı. ABD bizi dinlerdi. O olaylardan çıkarılması gereken sonuç bu mu gerçekten? Türkiye’de hiçbir akıllı insan bu sonucu çıkarttı mı? Herkes iyi ki de girmedik o belaya derken, Cumhurbaşkanı; “Biz girmeliydik” diyor. Irak’a girseydiniz çıkamazdınız. Bakın Irak şu anda ne durumda… Her gün 100 kişi ölmeye devam eden bir Irak. Bataklık olan bir Irak…
Böyle bir zihniyet Suriye’ye girmeyi de düşünüyor olabilir herhalde. Hâlbuki Suriye’ye girdiğinizde sadece Beşşar Esed’le karşı karşıya değilsiniz. Suriye’ye girdiğiniz zaman Rusya’yla, İran’la, Suriye ile, Lübnan ve IŞİD’le karşı karşıya kalacaksınız ve sizin bunlara gücünüz yeter mi? Hatta şu anda girseniz Amerika ile bile karşı karşıya gelirsiniz. Çünkü siz PYD’ye ‘terör örgütü’ dediğiniz halde Amerika ‘hayır’ diyor ve PYD’ye yardım ediyor.
Gerçek şu ki Suriye’nin bu hale gelmesine Türk devleti bin defa pişman, Hükümet bin defa pişman. Keşke hiç başlamasaydı diyorlar. Bitsin bu bela, bitsin kurtulalım artık, barış görüşmeleri başlasın diye adeta yalvarıyorlar. Ben olaylar başladığı zaman; yapmayın etmeyin, bu böyle olmaz dediğimde bana “sen cihada karşı mısın?” diyorlardı. Ben aptallığa karşıyım. Bizim dört esasımızdan birisi cihaddır. Cihada karşı olsam şu binanın duvarına cihadı yazar mıydım? Cihad vakfımızın duvarında yazıyor. Hayatında cihadın c’si olmayanlar, ancak para kazanıp hayatını yaşayanlar, ömrünü bu davaya adamamış olanlar bana cihad dersi vermeye kalkıyor. Cihada karşı olur muyuz biz? Burada bir sonuç elde edilemeyecek, o yüzden Müslümanlar telef olmasın diyoruz. Dediğim doğru çıktı mı çıkmadı mı?
Şimdi Türkiye maalesef Beşşar Esed’li günleri arıyor. Türkiye şu anda mülteciler artık gelmesin diye barış istiyor. Mesele bitsin, silahlar sussun, kimse gelmesin diye barış istiyor. Ve onlar da bunu biliyorlar Türkiye’ye ders veriyorlar. Diyorlar ki; “Bu işi siz başlattınız, siz silah gönderdiniz, siz oraları ayağa kaldırdınız, siz Rusya’nın uçağını düşürdünüz, o zaman ben de Türkmenleri vururum, Halep’i de vururum, oradan bir milyon kişi daha sizin başınıza bela ederim” diyorlar. Sizin karşınızda büyük bir güç var. Bunu yapar. Yapıyor zaten. Belli ki Türkiye’ye daha fazla mülteci gelsin diye bunu yapıyor Rusya. Halep’i boşaltacaklar, orada insan bırakmayacaklar. Sonra Suriye’yi istedikleri gibi parçalayacaklar. Bu planlı bir şey…
Türkiye hiçbir şey düşünmedi, devlet böyle idare edilmez. Ben bunu başlatırsam Rusya ne yapar, Çin ne yapar, Amerika’ya güvenilir mi, İsrail ne yapar, hiçbir şey düşünülmedi. Sizin bütün bunlara karşı koyacak gücünüz var mı? Yok. Halen ders alınmamış ve diyorlar ki “Irak’ta düştüğümüz hataya burada düşmeyelim.” Yani yarın meclise Suriye’ye girme ile ilgili tezkere getirirsek bu sefer geçirin tezkereyi. Demek ki korkuyor kendi partisinden. Demek ki geçmeyeceğini düşünüyor. Aslında herkes bu işin yanlış olduğunu biliyor. Bir tek Cumhurbaşkanı taraftar... Ben Ordu’nun bile taraftar olduğunu zannetmiyorum. Çünkü karşısında Rusya var. Sınırdan bir adım attığınız anda Rus uçakları sizi vuracaktır. Çünkü siz onun uçağını vurdunuz. Zaten o günden beri Türk uçakları sınıra bile yaklaşmıyor. Cumhurbaşkanı’nın konuşmaları Suriye’ye girme taraftarı olduğunu gösteriyor. Hani siyaseten rol yapıyorsa onu bilmem. Ama gerçekten Suriye’ye girmek istiyorsa bilinmelidir ki bu büyük bir hata olacaktır.
Irak’tan alınması gereken ders bu muydu? Devlet Irak olayından hangi dersi almalıdır? Biz Irak’ta Amerika’ya o kadar yardım ettik, bu günaha ortak olduk; Amerika Irak’ı ne hale getirdi, bir daha Amerika ile beraber olmayalım. Bu alçak bize gerçek planını söylemez, bizi kandırıyor, şöyle yapacağım, böyle yapacağım diyor, yapmıyor. Ortalığı kan gölüne çeviriyor. Bunlar Ortadoğu’yu bitirmeye gelmişler, demokrasi getirmeye gelmemişler. Çıkarılması gereken sonuç budur. Bu sonucu çıkartmıyor ve diyorlar ki “o zaman girseydik iyi olacaktı.” Hâlbuki çok daha kötü olacaktı. Girmek var, bir de çıkmak var; çıkmak girmekten zordur. Alınması gereken dersi hiç almamışlar.
http://www.tvfurkan.com/cumhurbaskaninin-irakta-dustugumuz-hataya-suriyede-dusmemeliyiz-diyerek-1-mart-tezkeresinin-kabul-edilmesi-gerektigini-soylemesini-nasil-degerlendiriyorsunuz_dc3f70ede.html