Ey ihsanı bol Allah’ım! Sana hamdederim
Ey yegâne Ma’bud! Senin önünde eğilirim
Yücesin, kullarından dilediğine sonsuz nimetler verirsin
Dilediğini hüsrana düçar edersin
Ey Yaradanım! Sana sığınırım
Varlık ve darlık zamanında Sana münâcaat ederim, her an sana yalvarırım
Gerçi günahlarım çok…
Fakat affın ondan daha büyük, ümitsizliğe sebep yok
Eğer Sen de beni kapından kovarsan kime sığınırım
Ya Rab!
Hâlimi görüyorsun, yoksulluğumu biliyorsun
Gizli niyazımı duyuyorsun
Beni Sen’den ümit kesenlere katma
Kusuruma bakma
Daha fazla bekletme, ümitsizliğe atma
Senin azametin önünde boyun eğdim
Dize geldim, secdeye kapandım
Allah’ım!
Dünyadan sıyrılıp huzuruna gelirken beni
Kelime-i Tevhid’den ayırma!
Senin nârın da hoş, nurun da hoştur
Senin rahmetinden ümit kesmem
Mal ve oğulların fayda vermediği o korkunç günde
Senin affına nail olmak isterim
Bana affın yeter, lütfunu göster
Sen bana yol gösterirsen hiçbir vakit yolumu şaşırmam
Sen yol göstermezsen, dalâlette kalırım
Eğer Senin affın yalnız iyilere mahsus ise
Ya kötülerin bağışlayıcısı kim olacak?
Herkesin ilahı Sensin
Senin affına sarılıyorum
İtiraf ederim, günahım büyük fakat Senin affın ondan daha büyük
Senin lütfunu hatırlayınca kalbime teselli doluyor
Günahlarımı düşündükçe, gözlerimden yaş dökülüyor
Sen şanına lâyık olanı yap, beni affet!
Ey insanlara doğru yolu göstermek için Peygamber gönderen Allah’ım!
Fahr-i Kâinat hürmetine,
Seni tesbih eden, takdis eyleyen hayırlı ümmet aşkına
Bizi imandan, Kur’an’dan, İslam’dan ayırma
Müslüman olarak haşret
Rasulünden şefaat umarım
Bizi ondan mahrum etme
Senden afv-u mağfiret dilerim
Bizi boş çevirme Allah’ım!
Bizi boş çevirme!
Hz. Ali (r.a.)