Kıssa

Rızık Yiyen Rızık Veremez

Paylaş:

Belh’in meşhur velisi Hatim-i Esam, hacca gidiyordu. Hanımına sordu:

– Hanım, ben gelinceye kadar sana ne kadar nafaka bırakayım?

Tevekkül ve teslimiyet timsali hanımın cevabı ibretlikti:

– Ne kadar yaşayacaksam o kadar!

– Hanım, senin ne kadar yaşayacağını ben ne bileyim?

– Öyle ise, benim nafakamı ne kadar yaşayacağımı bilene bırak. O beni şimdiye kadar hiç nafakasız bırakmadı, şimdiden sonra da bırakmaz. Sen harçlığını yanında tut, gurbette sana lazım olabilir, dedi.

Hatim-i Esam yola çıktıktan sonra mahalle hanımları ziyarete geldiler.

– Allah kavuştursun beyiniz hacca gitti, dediler.

Hemen arkasından da sormadan edemediler:

– Beyin sana gelinceye kadar ne kadar rızık bıraktı?

– Benim beyim, rızık veren değil rızık yiyendir. Rızık yiyen, rızık veremez. Ben rızkımı hep rızık verenden beklemişim şimdiye kadar. O beni hiç rızıksız bırakmamış, yine bırakmayacağına inanıyorum, dedi.

Hanımlar bu cevaptan pek memnun olmadılar, dudaklarını büküp aleyhte konuşarak gittiler…

Aradan çok geçmedi, Hatim’in evinin kapısında at kişnemeleri duyuldu. Dışarıya çıkan hanım, bir atlı kafilesiyle karşılaştı. Hacıları uğurlamaktan dönen Bağdat halifesi susamış, su içmek için uğramış buraya. Hanım hemen bir testi su ile bir bardak uzattı. Soğuk suyu kana kana içen halife yanındaki vezirine emir verdi:

– İçtiğimiz suyun bedelini bize yakışan şekilde öde…

Toprak çanağın içini altınla dolduran vezir, bardağı kapının yanına bırakırken:

– Allah’a emanet olun bacım, soğuk suyunu içtik, hakkını helal et, dedi.

Kafile uzaklaşırken Hatim’in hanımı bardağın içinde beyi hacdan dönünceye kadar yetip de artacak miktarda para bırakıldığını gördü. Her zaman yaptığı gibi yine seccadesine yönelip şükür secdesine kapandı:

– Rabbim, dedi, çocukken anam babamın eliyle gönderiyordun rızkımı. Evlenince beyim Hatim’le göndermeye başladın rızkımı… Şimdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gönderiyorsun rızkımı. Beni hayatım boyunca hiç rızıksız bırakmadın. Zaten ben de Seni hep böyle bildim. Bu yüzden tevekkül ve teslimiyetim hiç azalmadı, hep arttı.

Allah Azze ve Celle hepimize böyle bir teslimiyet ve tevekkül nasib etsin…